Bu saldırı kimin tasfiyesine yönelik?
Dün;
Bilen bilmeyen, alakası olan-olmayan.
Yazan-çizen bila istisna herkes şu soruya cevap aradı.
Dağlıca;
Hangi 'niyete" hizmet etti.
Ve pek tabi ki;
Baskını hangi PKK kanadı yaptı?
Barışı, isteyen kanat mı?
Barışı istemeyen kanat mı, bu eylemi gerçekleştirdi?
***
Daha net bir ifadeyle söylersek.
Ki söyleyelim;
Görünürde olan PKK mı?
Yoksa son yıllarda sıkça ifade edilen, "Derin PKK mı?"
Doğrusu meçhulliyet sergilediği gibi.
Hayli sorgu da istiyor.
***
Çünkü dün de buradan ifade ettim.
PKK artık kapsamlı!
Salt,
Kuzey Irak'taki Kandille sınırlı değil.
Veya Güneydoğu'yla.
Yapısal olarak;
Artık Ulusal ve uluslararası hatta, "kıtalar" arası bir bağlantıya, profile sahip.
***
Şöyle ki;
PKK'nın komuta kademesinden tutun da,
En alt kademedeki,
Kırsalda faaliyet gösteren Militanına kadar.
Özellikle,
Ortadoğu'daki ülkelerde bulunan, "birçok" kesim var.
***
İran mı dersiniz, Irak mı, dersiniz?
Suriye mi, Ermenistan mı, Avrupa ülkelerinden mi?
Suni mi, Alevi mi, Zerdüşt mü?
Her kesimden var.
Şimdi böylesi genelleşen bir yapı içerisinde olan PKK'da, farklı gruplar oluşmaz mı?
"Elbette ki" gruplaşma olur.
Zaten ifade edilen de, "bu gruplaşma".
***
Yani özü;
İtibariyle "yönetimsel" bazda, lider çekişmesi de olur.
Hangi taraf daha güçlü ve ağır basarsa, "söz sahibi" olur.
Ki bu,
Abdullah Öcalan'ın yakalanmasından sonra.
Özelliklen de;
İmralı'ya bırakılmasından sonra daha bir belirginleşti, "Kırsalda kim lider olacak?" diye!
Son dönemlerde;
Yansıyan şekliyle, "hayli" konuşuluyor, tartışılıyor, "kim lider olacak?"
***
Bakınız;
İki gün önce, Murat Karayılan'ın basına yansıyan kapsamlı açıklamaları oldu.
Radikal'den,
Avni Özgürel'le yaptığı mülakatın satır aralarında; "liderlik çekişmesi" hissediliyordu.
Orda diyor ki;
"Artık ölümler olmasın, istemiyoruz."
Bunu ifade ederken,
Silvan saldırısı esnasında, kesintiye uğrayan "Oslo" görüşmelerine de vurgu yapıyor.
Diyor ki;
"Oslo görüşmelerine yeniden, başlanılsın."
***
Bu ifadenin açılımı nedir;
"Müzakereler" kaldığı yerden devam etsin. Biz de silahların susmasını istiyoruz."
Ve yine dikkat edin;
Karayılan'ın bu açıklamasından bir kaç gün önce.
Ki tesadüf mü, yoksa planlanmış mı, bilemiyorum.
Zaten önemli de değil.
***
Kürt siyasal hareketinin,
Öncü isimlerinden Leyla Zana'nın basına yansıyan açıklamaları oldu.
Hürriyet gazetesinde.
Ki o görüşleri, burada yorumlamıştım.
Her ne kadar;
Kendi yoldaşı ve düşüncelerinin kulvarındakilerden bazıları tavır koyduysa da.
"Leyla'yı Leyla yapan Mecnunun aşkıdır" denildiyse de.
Mesajı,
Birçok kesim tarafından, "dikkate" alınmıştı.
***
O açıklaması,
Hükümet ve "karar mekanizmasının" başındaki Başbakan tarafından "zeytin dalı" olarak görülmüştü.
Öyle ki,
Gazetecilerin sorusu üzerine Başbakan Erdoğan, Zana ile "görüşebilirim" beyanatını vermişti.
Yani, "uzlaşı köprüsü" atılmıştı.
Daha da ötesinde,
Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay'ın, Barzani üzerinden konuşması oldu.
"Barzani, adımıza PKK ile görüşüyor, silahların bırakılması için."
***
En ses getirici ifade ise Arınç'tan geldi.
Silahlar,
Susarsa, "Öcalan'ın ev hapsi ve af konuşulabilinir?" diye.
Ki dünkü;
Değerlendirmesinde, bunu açtı.
Kürt Meselesini,
Çözüme yönelik "yol haritasında, "Ev hapsi ve Af var" dedi.
***
CHP'nin,
Müzakereye yönelik "yol haritasını" sunan, diyalogu.
Başbakan Erdoğan'ın,
Meksika gezisi öncesi yaptığı açıklama.
Ve orda; dünya ülkelerinin "liderleriyle" görüşmesi.
Özelliklen de;
Barack Obama ile "Suriye ve PKK'yı" konuşması.
***
Velhasıl,
Sorunu çözmeye yönelik tüm bu "olumlu" adımlar atılırken.
Derler ya;
Yağ, un, şeker, tuz ve su hazır edilip.
Hamur yoğrulması için;
Kollar ciddi manada sıvanmışken.
Beri yandan,
Açlık içerisinde, "pişirilecek" ekmeği bekleyen milyonlarca insan var iken.
"Hamur Teşt’ine" kan akıtmak.
Mevzuu'nun,
Etrafındaki "aktörleri" devre dışı bırakmak, neye hizmet?
***
İşte,
Dağlıca'daki olup bitenin özündeki soru bu?
Bu saldırı;
"Neye ve kime hizmet etti?"
Kim ne için, yaptı?
Pek tabi ki,
Göz ardı edilmemesi gereken, "saldırı emrini" verenin, Suriye kökenli Feyman'ın olması.
O da ayrı, büyük bir soru işareti.
***
Tam da,
Türkiye ile Suriye arasındaki "çekişmenin" pik yaptığı dönemde.
Hele hele; İsrail ile Suriye'nin "gizli" ittifakının, deşifre edildiği bu zamanda.
Türkiye'yi,
Kendi içinde, "sorunlarının" çözümüne karşı, acizlik içerisinde bıraktırma gayretleri hâsıl iken.
Bu eylemin,
Suriye patentli bir "emirle" gelmesi.
Ki daha önceki birçok saldırıyı da, Feyman emriyle olduğunu biliyoruz.
***
Sonuç itibariyle, samimi bir ifadeyle!
Bu saldırı;
Sorunu çözmek isteyenlerin elini mi güçlendirdi.
Yoksa bu sorunun daiminde, rant temin edenlerin.
Akan kandan, dökülen gözyaşından fayda görenlerin elini mi güçlendirdi?
Pek tabi ki,
Her iki taraf için de, geçerli.
Sınır içinden ve sınır dışından?
Deyin bakıyım!
Kim, tasfiye edildi bu saldırıyla?