BU SEÇİM ÇOK SEÇİME GEBE!

Soru şu;
7 Haziran sonrası ne olacak?
Ufukta…
Ya da çok yakında; "yeni seçimler" olacak mı?
Başkanlık sistemi…
Anayasa değişikliği…
Gibi; ülkenin hayati mevzuları "değişim" görür mü?
***
Biliyorum…
Sorulara yanıt noktasında belki erken olacak.
Belki de “dereyi görmeden paçayı sıvama” olacak.
Ama!
Hani bir söz var; "mevzuu" duruma gebe.
İlla ki; doğum olacak…
Ölü mü, canlı mı, ikiz mi, üçüz mü o doğum'da görülecek..
***
Tabi; tek hesap var?
O da şu!
AK Parti, "Anayasayı" değiştirebilecek salt çoğunluğa ulaşırsa…
Ya da, referanduma getirme potansiyeli…
Parti kurmayları; "emin'ler"
Her ne kadar HDP "barajı aşar" beyanında bulunuyorlarsa da, bıyık altı…
***
HDP baraj altında kalacak…
Oylar AK Parti'ye, kayacak…
30-35 milletvekili "havadan" kazanılmış olacak.
Bu sayısal veriyle…
AK Parti, 367'nin üzerine çıkmış olur…
Peki, bu durumda ne olur?
***
İşte; o zaman tabiri caizse "dananın kuyruğu" kopar…
Erdoğan'ın heves ettiği…
AK Parti'nin ferman kabul ettiği "Başkanlık" sistemi!
Yeni Anayasa değişikliği…
Kangrenleşen; "seçim" kanunuyla oluşan Meclis!
***
Hiç kuşkusuz ki!
Hepsi; bilaistisna "seçimle" olur…
İki seçim…
Hem Başkan,
Hem Yeni Meclis, seçilmiş olacak…
Tarih, derseniz…
2019'a kadar seçim yok, diyenleri "hayal" kırıklığına uğratarak; 2017'inin başı!
***
Dikkat diyorum…
Ek bir "seçim" daha olabilir?
O da; yerel seçimler…
Erkene alınarak…
Denilir ki ülkenin sosyo-ekonomik durumu, "peş peşe" seçimleri kaldırmaz.
Bu nedenle; "üç sandık" birden…
***
Biraz açsak mı; meramımızı?
Hükümetin bu seçimdeki en büyük kozu ve sloganı şu olacaktır; 
"Yeni Anayasa" için salt çoğunluk istiyoruz.
Her ne kadar henüz Erdoğan ile Davutoğlu "mutabık" olmadıkları, "Başkanlık" sistemi, propagandası da orta yerde iken...
***
Demek ki…
AK Parti Anayasa'yı "değiştirme" çoğunluğuna ulaşırsa.
Ve "değişimi" yaparsa!
Cumhurbaşkanı!
Eski anayasaya göre "seçildiği" için, "seçimi" şart olur…
***
Çünkü eldekinin "başkana" dönüşmesi!
Yani, Erdoğan'ın!
Tepeden inme; "oturması", konum tartışması yaratır.
"Meşruiyet" içermediğine dair…
Ne kendi içine sindirir…
Ne de, halk içine sindirir ve ne de; muhalefet!
Demek ki zorunlu olarak; "Başkan" seçimi için, sandığa gidilecek…
***
Pek tabi ki, aynı durum "yasama" için de geçerli.
Denilemez!
Ki kabil de olmaz; "elde var" idare edelim diye…
Böylece iki seçim kaçınılmaz!
Olası; referandum "koşulu" içinde, durum aynı…
Yani, "Yeni Anayasa" referandumla, ikmale getirilse de…
Yol haritası aynı…
***
Şimdi, tüm bunlar değişim gördüyse!
Denilecek ki…
"Yahu bir yıl sonra, mahalli seçimler var?"
Her iki yılda bir…
Ya da, 3 yılda bir iki seçimle; "ülke ekonomisi" büyük kayıp verir…
Hazır; "Ortadoğu ve Avrupa" ekonomik kriz dalgası içerisinde…
Biz de; "teğet" geçmesi için; "her şeyi" bir torbaya sığdıralım, denilirse şaşmayın…
Üç sandık… 
Bir seçim…
***
Velhasıl..
Bu hesapları ikmale getiren de;
Yol seyrinde; "tökezleten de?"
Arıza-i durum yaratan da,
Sıfır sorunsuz icranın hayat bulması da, hiç kuşkusuz ki, HDP’nin "almış" olduğu kararın, uygulanmasında..
Yani vebal; "hayır ve şer" noktasında, HDP’nin hanesine yazılır…
Sizce!
***
DİCLE EDAŞ SORULARA KAYITSIZ!
Köşenin müdavimleri hatırlayacaktır…
Buradan Dicle EDAŞ yetkililerine; "sorularım" olmuştu.
Özellikle;
Tes-İş Şube Başkanı Ali Öncü'nün "iddialarına" ilişkin…
Özelleştirme evresi…
Ve sonrasında; "ciddi bir rant" teminine dair…
***
İki hafta oldu!
Sorulara yanıt, henüz yok.
Ki, Dicle EDAŞ Yetkilisi Murat Karagüzel'le görüşmem de oldu!
Canlı yayın programı için…
Bir de, iki ciddi iddianın "cevaplanması" noktasında.
Sorulara yanıt "hemen vereceğim" dedi.
Yayın için de; "ortalık toz duman, dinsin konuşuruz”
Hala ses yok!
Ne zaman da vereceği meçhul..
***
 
Dün, "Taraf" gazetesinde bu meyanda bir haber vardı.
"Benim gündeme" getirdiğim iddiaları içeren…
Haber; "Hendek savaşında rant çıktı?" başlığıyla okurlarına duyurulmuş…
Haberde, Diyarbakır’da yaşanan hendek savaşının altında yatan 1.5 milyar liralık rantın hikayesi anlatılıyor..
Özetlersek haberi..
Diyarbakır’da yaşanan 1.5 milyar liralık rant kavgası, 387 milyon dolara Dicle Elektrik Dağıtım Bölgesi’nin ihalesinin kazanılması ile başladı. 
Hükümete yakınlığı ile bilinen firma bir süre sonra, kayıp kaçak oranını gerekçe göstererek, zarar ettiğini ve daha fazla işi yürütemeyeceğini öne sürdü. 
***
Bunun üzerine kurtarma operasyonu başlatıldı.
Kurtarmak için ilginç bir formül buldu. 
Bulunan formül ile çiftçilerin elektrik borçlarının, “tarımsal destekleme ödemelerinden” kesilmesini kararlaştırdı. 
Söz konusu karar, tüm dağıtım bölgeleri için geçerli kılındı. 
Ancak, diğer dağıtım bölgelerinde çiftçilerin borcu olmadığı için bir anlamda karar sadece Dicle EDAŞ için çıkarılmış oldu.
***
İki ayrı Bakanlar Kurulu Kararı çıkarıldı. 
Bu kararlardan ilki 9 Mart 2014 tarihli, ikincisi ise 30 Ağustos 2014 tarihli Resmi Gazete’de yayınlandı.
Kararlarda, çiftçilerin elektrik borçlarının, “doğrudan tarımsal desteklerinden” kesilmesi öngörüldü. 
Yani devlet, bir anlamda dağıtım şirketlerinin elektrik alacaklarının tahsil edilmesi görevini üstlenmiş oldu. 
***
Söz konusu karar, tüm dağıtım şirketlerinin alacaklarını kapsadığı için dikkat çekmedi. 
Kararın perde arkası, dağıtım şirketlerinin, çiftçilerden olan elektrik alacaklarını, tarımsal ödemeleri yapan Ziraat Bankası’na göndermesi ile anlaşıldı.
Kararın ardından, “tahsilat yapılması” için Ziraat Bankası’na, 9 dağıtım bölgesinden 1 milyar 564 milyon 815 bin liralık “elektrik alacağı” listesi gönderildi. 
Listelerin Ziraat Bankası’na gönderilmesi ile birlikte ilginç bir ayrıntı ortaya çıktı. 
9 dağıtım bölgesinden gelen alacağın, 1 milyar 538 milyon lirasının DEDAŞ’a ait olduğu belirlendi. 
***
Diğer dağıtım bölgelerinin elektrik alacağının ise, 3-5 milyon lira gibi düşük tutarlarda olduğu görüldü. 
Borçlu sayısı bakımından da, Ziraat Bankası’na toplam 31 bin 795 çiftçinin tarımsal sulama borcu olduğu bilgisi verildi. 
Ve bu borçluların 25 bin 975’i DEDAŞ'a borçlu olan çiftçilerden oluşması dikkat çekti.
***
31 bin 795 çiftçi adına toplam 360 milyon 431 bin liralık destekleme ödemesi yapıldı. 
Ancak bu para, çiftçiler yerine dağıtım şirketlerine gitti. 
En büyük payı ise, 347 milyon 968 bin lira ile DEDAŞ aldı. 
Bu paranın küçük bir kısmı, elektrik borcu düşük olan çiftçilere iade edildi. 
Ancak, kayıtlar düzenli olmadığı için bu tutar tam olarak tespit edilemedi. 
DEDAŞ’ın halen çiftçilerden geçmiş yıllardan kaynaklanan yaklaşık 1 milyar liralık alacağı bulunuyor.  
***
BÜYÜKTİMUR'LA GÜNDEM
Bu akşam; saat 22.00'de birlikteyiz…
Uzay TV'de…
Gündemin en sıcak mevzuları…
Konuklarla ve siz ekran başındaki izleyicilerle; "irdeleyip" yorumlayacağız…
Şimdiden iyi seyirler…