BU SESSİZLİK NİYE?!
Lügatımızda;
Yer edinmiş ve atasözü kimliğini almış bir deyim var.
Özellikle,
Gerçeklerin gün ışığına çıktığı ve çıkması gerektiği durumlarda zikrederiz.
Kuracağımız cümlenin içeriğine de sığdırırız.
"Kep düştü, kel göründü" diye!
Doğrusu,
Şu Kültür Sarayı Binası'nın satışıyla alakalı haberimiz de aynen bu minvalde oldu.
Bi dokunduk,
İl Özel İdarenin dünü ve bugünü noktasındaki icraatlarının gerçek yüzü ortaya döküldü.
Deşifre oldu.
Meğer,
Ne kadar "kelliği" koku verici bir yapıya sahipmiş!
* * *
Malum;
Dün "Nasıl Peşkeş Çekildi" diye manşet haber yaptık.
Ve,
Ben de buradan "iç dokusuyla" alakalı düşüncelerimi aktardım.
Kentin en gözde ve rantı yüksek binası;
"Nasıl, Kaşla-göz arasında" satıldı, kime ve kimlere "peşkeşin" hikmeti nedir diye?
İnanın,
Konum ve meslek itibariyle satışa sonradan vakıf olmanın şaşkınlığı.
En önemlisi de;
Satış süresinde icra edilen "işlemlerin" ne kadar ahlak zayıflığı ihtiva ettiğinin şoku içerisindeyim.
Hani derler ya;
"Bu kadarına da pes!" doğrusu!
Diyarbakır bu kadar mı sahipsiz.
Kurumlardaki keyfiyet bu kadar mı; serbest!
* * *
Dile kolay; 42 daire.
Mado Pastanesi.
İki misafirhane.
Devlet Tiyatrosu Salonu.
Üst katta kafeterya.
Depo ve kiler.
Yani, bin 300 metre kare alan üzerinde inşa edilen devasa Kültür Sarayı Binası.
SA-TIL-DI!
Muammen bedelle başa baş fiyatla.
Sanki herkes "yemin" etmiş; fazla bedel ödenmeyecek diye!
Yani 6,5 milyon gibi; cüzi bir fiyatla gitti!
Faydasız, işlevini tamamlamış bir yapı diye; 'elden" çıkarıldı bu bina!
Satıştaki;
Gerekçe "bu bina faydasız!"
Dikkat;
Bu kararı veren bizim oylarımızla seçilen ve bizi temsilen orada bulunan İl Genel Meclis Üyeleri.
Salt bu bina için değil;
Benzer yapıların tümü için "bütçeye gelir" kazanılsın diye satın gitsin!
* * *
İyi güzel de;
Böyle "beleşe" ve birilerine peşkeş çekilecek hale getirici bir içtihatla olur mu?
Hele,
4 Merkez ilçe oluşuyla ortaya çıkan resmi kurumların bina ve yapı ihtiyacı hâsıl iken.
Bu kurumlar;
Fıldır, fıldır bina arayışı içerisinde bulunurken.
Topyekûn bina bulunmadığı için;
Asgari 400 lira olan daire kirasını bin 250 lira bedelle bir bina kiralayan kurumlar var iken.
Ayda; 25 bin lira hizmet binası kiralayan Kaymakamlık bulunurken.
Siz gelin;
Faydasız ve işlevi bitmiş diye binaları satın!
Neyse!
Takdir İl Genel Meclisi üyelerinin.
Ama
Sorgulamak da gerekir neden "yangından" mal kaçırırcasına bu bina satıldı.
İl Genel Meclis Başkanı Semra Azizoğlu'nun açıklamasını dün okuduk.
"Satışını biz önerdik.
Ama ihalesini Özel İdare yaptı. Parayı da; bize vermediler. Bütçeye aktaramadık?"
Garip ve hayret verici!
* * *
Aslında;
En hayret verici şok durum ise tüm bu olup-bitenlere karşı tarafların sessizliğe" bürünmesidir.
Acaba diyorum;
"Sükût ikrardan gelir" sözüyle İl Özel İdaresi Genel Sekreterliği ve yetkilileri suçlarını mı kabul ediyorlar?
Yoksa
Mide bulandıran, burun direklerini sızlatan "pis kokuya" karşı mutlaka birileri ketumluktan çıkardı.
Ancak;
Kimsede amiyane ifadeyle "tık" yok!
Demek ki;
Kuru bir yanları yok!
Dün ifade etmiştim; İl Özel İdaresi Genel sekreterliğinin "sicili hayli" bozuk diye!
Çünkü;
Daha bundan bir kaç ay önceydi Genel Sekreter Yardımcısından tutun da daire başkanı ve memuruna kadar.
Üç üst düzey yetkili;
Rüşvet ve usulsüzlükten dolayı savcılıkça gözaltına aldırıldı. İfadelerinin ardından; tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.
Ki;
O şahıslar içerisindeki bir zevat, bir-kaç yıl önce "rüşvetten" suçüstü yakalanıp, tutuklanmıştı.
Ha bir de; "aşk-meşk" çıkarsa şaşmayın!
* * *
Dedik ya;
Etkili ve yetkili zevat ketum takılıyor!
Her ne kadar;
"İkrar" bir durum hâsıl ise de, bizim cevap aradığımız bazı sorular var?
Ben buradan;
Kültür Sarayı Binası'nın satış hikâyesiyle alakalı hazırladığım bir kaç soruyu aktarmak istiyorum.
İşte benim;
İl Valiliğinden,
İl Özel İdare Genel Sekreterliğinden,
İl Genel Meclis Başkanlığından cevap beklediğim sorular şunlar:
*Diyarbakır’ın en gözde ve rant değeri yüksek binanın satışında birim fiyatını kim ve kimler hangi kritere göre belirledi.
*Kültür Sarayı Binası'nın ihalesinin şartnamesini alan kaç kişi, ihaleye katılıp teklif veren kaç kişi?
*İhale için ilan verildiği iddia edilen, Ulusal ve Yerel Gazete hangisi, neden sır gibi saklı tutuluyor?
*İhale komisyonu muammen bedele yakın verilen teklifi hangi kriterlere göre onaya sundu?
*Faydasız ve işlevini tamamlamış gerekçesi neye istinaden öne sürüldü, ihaleyi kim onayladı?
*İl Özel İdaresi, İl Genel Meclisi ve Valilik kamuoyunu bilgilendirmede, neden sessizliği tercih ediyor?
* * *
Bekliyorum!
Belki;
Birileri konuşma hakkımı kullanıyorum ya da bizim de cevap hakkımız var deyip sorulara "gönül rahatlığıyla" cevap verir!
Nerdeeeee?
Hem bizi vicdanen rahatlatır.
Hem de; kamuoyunu.
Ve en önemlisi de spekülasyonların "gerçek" yüzü netlik kazanmış olur.
Şayet;
Cevap veren çıkmaz ise de; "sağlık olsun" deriz.
Ama bilmelidirler ki;
"Sağlık olsun" sözü vicdanları rahatlatmaz!
Çünkü;
Şu koca binanın satışıyla alakalı benimsetilenler pek te "vicdani" değil?
Bekleyip görelim;
Mevlam neylerse güzel eyler!
Ha görünen o’dur ki; bu işin "hamuru" hayli su almaya devam edecek!