CUMHUR İSTİKRAR DEDİ!…
Milli irade…
1 Kasım'a dair tarihi sınavını verdi.
Beklenen son sözünü de yüksek sesle söyledi.
…Ve manşetini de iri puntolarla attı…
Dedi ki;
“İstikrara Evet”
Hayırcılara da, "hayırsızlar" deyip, şamarını
attı.
***
Yani… Tartışma götürmez sonuç şu!
AK Parti'yi alaşağı etmek isteyen bloklar.
Küresel güçler.
Ülke üzerinde "neşter" operasyonuna
hazırlananlar..
Kimlik siyaseti yapanlar.
Şiddete ve teröre prim kazandırma gayretinde bulunanlar…
İç ve dış paralel yapılar dâhil…
Hepsinin yekvücut "iktidar" olabilme gayretleri
"Fırat'a" kapıldı.
Düştü!
Seçmen!
7 Haziran.. Ve geçilen 5 aylık zaman dilimi..
Ülkenin Siyasi, sosyal, ekonomik ve kültürel bazdaki
"yaşadığı" travma.
Dış güçlerin.. İçeriye dayalı "iç savaşı"
körükleme gayretiyle oluşan kaotik ortamı!..
Kimin.. Kimler tarafından kimin nam-ı hesabına
yapıldığını "iyi" gördü, idrak etti…
***
Türkiye Cumhuriyeti tarihini..
Darbeler dönemini..
Hele ki, 28 şubat "vahametini"…
Koalisyonlu hükümetler dönemindeki "siyasi
istikrarsızlığın" yarattığı tahribatı..
Gezi olayları..
17-25 Aralık operasyonu.
Paralel yapı...
Toplumsal itibardan, Coğrafyadaki "söz
sahipliğine" kadar, oluşan "kan kaybını", okudu ve gördü…
Netice itibariyle!
13 yıllık AK Parti iktidarının yarattığı "rahat
nefes alma" yaşamın doyumuna ulaşma, atmosferini de gördü.
Dedi ki;
"Tek partili" iktidar en büyük "siyasi
istikrardır."
AK Parti böylece Merhum Menderes'in peş peşe iktidarma
olma yönündeki tarihi rekorunu kırmış oldu.
***
Daha açık ifadeyle.
Seçmen…
Koalisyonlu hükümetler dönemine heveslilerin defterini
dürttü.
Kapattı.
Peki, ne olacak?
Hiç tartışmasız, AK Parti "reformist"
konseptine yeniden kavuşmuş olacak.
Anayasa değişikliği… Başkanlık sistemi...
Özelliklen de; Kürt sorunun çözümüne yönelik "Çözüm
sürecini" yeniden aktif tartışma konusu yapacak.
Yapmalı!
***
YENİ BİR LİDER DOĞDU…
Gelirsek; seçimin ve sonuçların, liderler üzerindeki
yansıması..
Parti politikaları..
Ve tabi ki, yereldeki "durumun" nasıl okunması
gerektiğine..
Şöyle ki.
Hoca… Yani Başbakan Sayın Ahmet Davutoğlu!…
İkinci sınavda "rüştünü" ispatladı. Net bir
ifadeyle; 1 Kasım yeni bir Lider doğurdu..
Her ne kadar 7 Haziran'da ilk girdiği sınavda
"başarılı" bir sonuç almamış olmasına rağmen…
Birçok etkenler alınan sonucun sebebi olduğu biliniyor..
Ama!
İlk kez seçim meydanlarında "aktifleşerek"
seçmene yönelmesi…
Ahmet Hoca'yı, AK Parti kulvarında "yeni bir
lider" doğdu, başarısıyla rüştünü ispatladı diyerek, not düştü…
***
Eee… Hatırlamalım, AK Parti'nin Genel Başkanlığına
geldiği dönemi..
Ne deniliyordu;
‘Atanmış Genel Başkan?’
7 Haziran seçimleri öncesinde Erdoğan’ın sahada olması…
Seçimlerde AK Parti’nin yüzde 9 oy kaybetmesi..
Davutoğlu’nun partinin başında daha uzun süre
kalamayacağı tahminlerine de neden olmuştu.
Bu seçimde "hoca gidiyor" diye…
Ama buna rağmen Davutoğlu, çizgisini bozmadı.
Azimli bir Genel Başkan olarak öne çıkarak,
çalıştı-koşturdu.
Aynı zamanda Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’la ilişkisini
de belirli bir çizgide tuttu.
***
Özellikle; AK Parti içerisindeki AKP'lilerin
birbeklentisi vardı.
Deniliyordu ki.
1 Kasım seçimleri öncesinde “Koalisyon çıkarsa ya da kıl
payı zafer çıkarsa koltuğu kaybeder.”
Davutoğlu gider..
Yerine, Abdullah Gül gelir ismi zikredilmeye başlanmıştı.
Ne diyor du; MHP lideri Devlet Bahçeli..
Meclis'e 5. parti gelebilir diye...
AK Parti’nin 1 Kasım zaferi çok anlam içeriyor.
Özellikle AK Parti için…
Ama bu sonucla, AK Parti’nin bölüneceği, ya da başka
lider çıkaracağı beklentileri "suya" düştü.
Seçmen, Erdoğan ile Davutoğlu arasındaki modele onay
verdi.
***
AK Parti yüzde 50'e varan bir oy oldu..
Gecenin geç saatlerinde yazıyı kaleme alırken
Milletvekili dağılımı noktasında 316 sandalye sayısına sahip görünüyordu.
Yani, 5 aylık aradan sonra, AK Parti yeniden "tek
başına" iktidar…
AK Parti 12 Haziran 2011 seçimlerinde yüzde 49 ile rekor
düzeyde oy almıştı.
1 Kasım'da benzer bir tablo vardı.
Sandıkların yüzde 91'i açılmıştı, Oy oranı yüzde 49.7'iyi
gösteriyordu.
MHP HAYIRLARI YEDİ?
Peki, 1 Kasım'ın kan kaybedenleri kim?
Hiç kuşkusuz ki iki parti var…
Biri "her şeye" hayır diyerek, Türkiye'ye
hayırsızlıklar "isteyen" MHP..
Diğeri de, Kürtlerin "çözüme" dayalı siyasi
aktör olmada, tam destek verdiği ama istenilen siyasi iradeyi ortaya koyamayan
HDP…
İki partiye de tabiri caizse; "ders-i ibret"
babında, şamar indirdi...
7 Haziran'da oyların yüzde 16'sını alan MHP…
Özellikle Tuğrul Türkeş'in ayrılması…
Bahçeli'nin "şuur kilitlenmesiyle" kaotik
ortamı körüklemesi; kan kaybı yarattı.
Ki 4 puan gerilerek, yüzde 12'nin altına düştü…
Aldığı 7,5 milyon oyun 2 milyonunu kaybetti.
Partinin milletvekili sayısındaki düşüş ise daha trajik
oldu.
1 Haziran’da 80 milletvekili kazanan parti bu seçimde
sahip olduğu sandalyelerin yaklaşık yarısını kaybetti.
Kendisinden 2 puan daha az oy alan HDP ise MHP'den 17
milletvekili daha fazla kazandı.
Bahçeli, memleketi Osmaniye'de bile tokat yedi.
Yüzde 34,2 oy aldı.
Yüzde 6,9 oy kaybı yaşayarak büyük bir şok yaşadı.
Bu sonuçlara göre MHP kalesinde 2 milletvekili çıkarabildi.
Çünkü MHP, 7 Haziran seçimlerinde Osmaniye'de 41,8 oy
almıştı.
***
HDP FİRE VERDİ
HDP'de durum nasıl?
HDP genel itibariyle, oy yüzdesi düştü..
Oran, yüzde 10.6 görünüyordu..
Ki ilk saatlerde, "hızlı" bir düşüş vardı..
Baraj altı kalabilir noktasında ciddi de kaygılar
konuşuluyordu…
Ki Diyarbakır'da gerginlikler baş gösterdi..
Polis ve HDP'li bazı gruplar çatıştı..
Ankara.. Ve diğer bazı bölgelerde!
Netim şu konuşuluyordu..
HDP baraj altında kalması halinde, AK Partiye Anayasa'yı
tek başına değiştirme veya referanduma götürme imkânı verir!
Yani Milletvekili sayısı 380'leri bulur..
***
CHP KIPIRDADI MI?
CHP ise!
Mevcudiyetini korudu..
Hatta iki milletvekili artırdı..
Yüzde 1.5 oranında bir oy artışı var..
Bu artışı…
HDP'deki "emanet" oylara bağladığım gibi..
Kılıçdaroğlu..
7 Haziran sonrasında, HDP ve MHP'nin aksine
"ılıman" bir politika ortaya koydu…
Özellikle; Terörle mücadele anlamında..
***
ARAŞTIRMA ŞİRKETLERİ…
Marjinal…
"Etnik kimlik" üzerinde siyaset yapan partiler
kadar..
Farkındaysanız..
Araştırma şirketleri de, 1 Kasım'a dair
"tahminlerde" sınıfta kaldı...
Ak Parti için ne diyorlardı..
7 Haziran'a göre oylarını artıracak. Ama oran düşük
olacak..
Yüzde 43 civarı..
Bir tek şirket vardı, Adil Gür'ün şirketi..
A and G..
AK Parti yüzde 49 civarında oy alır..
Ki ona yakın, A&G ise AK Parti'nin oy oranını yüzde
47.2 olarak tahmin etmişti.
DİYARBAKIR'DAKİ TABLO
Peki, Diyarbakır'ın özeline indiğimizde…
Yazıya nokta koyarken…
AK Parti 2, HDP ise 9 Milletvekilini, kazanmış
görünüyordu…
Oy yüzdeliklerine gelince…
AK Parti'de, yüzde 7 oranında bir artış var.
Çünkü 7 Haziran'da yüzde 14 oy almıştı…
Yani, 122 bin civarında…
Şimdi yüzde, 21'in üzerinde… Ki 172 binin üzerinde oy
var.
***
Tabi AK Parti için
oyları artıran etkenler çok..
Yerelde konuşursak...
HÜDA-PAR'ın "seçime girmeme" kararıyla
seçmenin, AK Parti'ye yönelmesi..
HDP'nin "hendek, öz yönetim, yol kontrolleri"
dâhil.
Suriçi… Silvan… Lice… Bismil'deki yaşanan tahribat…
Sokağa çıkma yasakları…
Esnafın siftahsız kepenk kapatması…
Ölümler.. Şiddet..
Ve yarınları belirsizleştiren, kaotik ortamın toplumda
yarattığı kırılmanın etkisi büyük!
***
Hepsinin etkileşimiyle, HDP kan kaybetti.
Bir milletvekili kaptırdı.
10'dan 9'a düştü..
Ki hala, AK Parti için 3 Milletvekili sayısının "an
meselesi" olduğu ortada…
Malum, 7 Haziran'da 6 bin 500 oyla, bir milletvekili
kaybedilmişti…
***
BAĞIMSIZLAR MI?
Hiç kuşkusuz..
Diyarbakır'da en çok merak edilen de; Bağımsızlar
"ne yapacak?" idi..
Malum!..
M. Salim Ensarioğlu…
Haşim Haşimi'nin.. Oy alanları; daha önce AK Parti'ye oy
veren kesim!…
Kendilerince iddialıydılar.
Ancak alınan oy oranlarına bakılınca.
İki tarafında; "sükütü hayale" uğradığını
söyleyebilirim..
Eee..
Siyasi hırsın da bir "yere kadar" sınırı var.
Aşırısı; tehamülsüzlük getirir..