DEDAŞ'A SUÇ DUYURULARI
Pazartesi günkü yazımızda ne demiştik?
Şu DEDAŞ'ın "keyfiyet" arzıyla icra ettiği; "elektrik kesintisi işkencesine!"
İlk önce, "Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmenliği'ne dikkat çekmiştik.
Yani, DEDAŞ'ın sorumluluğu!
Yönetmenliğin; 11'inci maddesinin 1 ve 2 fıkrasını, buradan aktarmıştık.
Hizmet Kalitesi. Ve elektrik kesintileri…
Bu başlıkları altında, durumu izahat getirmiştik!
Sorumlular; "görevlerine" vakıf olsunlar diye.
***
İsterseniz iki maddeyi özetleyerek hatırlayayım.
Muhtevaları neleri içeriyor?
Birinci madde;
DEDAŞ aboneleri arasında ayırım gözetmeksiniz yeterli, kaliteli ve sürekli enerji sunacak şekilde hizmet vermekle mükelleftir.
İkinci madde;
Mücbir sebepler dışında, kendisinden hizmet alanlara kaliteli ve sürekli elektrik enerjisi sağlayacak durumda tutmakla yükümlüdür.
***
Programlı, elektrik kesintileri konusunda da şu uyarı var.
Yönetmenlik diyor ki;
Müşteriler, programlı kesintiler hakkında DEDAŞ tarafından kesintiden en az kırksekiz(İki gün önceden) önce yazılı, görsel ve işitsel yayın kuruluşları aracılığıyla bilgilendirmeli.
***
Peki, DEDAŞ'ın zatı muhterem idarecileri ne yapıyor?
Ve Kurumsal işleyiş nasıl?
Hal-i hazırdaki "yersiz-zamansız-bilgisiz" uyguladığı elektrik kesintiler.
Bir bakalım nasıl?
İtirazı olan söylesin.
Kimi yerde, 1–2 saat. Kimi yerde, 4 saat.
Ki bu uygulamalar; gece-gündüz fark gözetilmeden, 6–7 kez tekrar ediliyor?
Şunu bilin ki, inanın yazıyı kaleme aldığımda bile, iki kez elektrik kesildi?
***
Şimdi; "mevzuat" bu kadar açık iken.
Yasal sorumluluk, mevcut iken.
Ticari sözleşme ve yönetmenlik; "kaliteli ve kesintisiz enerji" hükmünü, imza altına alırken.
DEDAŞ "keyfiyet" arz edici işkence vari elektrik kesintisinde bulunması bir suç teşkil etmiyor mu?
Elbette ki, bariz bir suç!
***
Hele ki, elektrik kesintileriyle alakalı ortaya koyduğu gerekçelerdeki hile ve desiseler "dolandırıcılık" kapsamına giriyor.
Çünkü Abonelerini kandırıyor.
Ki bu "dolandırıcılık" durumu, özellikle sanayi ve ticari sektördeki aboneler açısından, "ekonomik kayba neden oluyor".
Sanayici üretim yapmıyor.
Esnaf işyerini işletemiyor.
Bankalar işlem yapmıyor, devlet kurumları "hizmet" icra edemiyor?
Bunların yekûnuyla; "Milli bir kayba" neden?
***
Sormak lazım!
Nasıl ki, kaçak elektrik kullanana ceza-i müeyyide var ise?
Nasıl ki, faturasını zamanında ödemeyene faiz uygulanıyor ise?
O zaman, tükettiği enerjinin bedelini kesintisiz olarak ödeyen aboneye de "elektrik kesintisiz" ulaştırılmalı.
Yersiz ve habersiz kesinti; "abonenin" sosyal ve ekonomik mağduriyetine sebebiyet veriyorsa; DEDAŞ için de ceza-i bir sorumluluk doğuruyor?
***
İşte tüm bu hakkaniyet ölçeği içerisinde, şu çağrıda bulunmuştum?
DEDAŞ ticari hile yapıyor…
Abonelerini kandırıyor.
Elektrik kesintileriyle; "insan haklarını" ihlal ediyor?
Bu nedenle; Yargı mekanizması burada "devreye" girmesi gerekiyor.
Ve sorumlu vatandaşlık mekanizması harekete geçerek, "bu duruma" dur demesi gerekir diyerek sorunu ifade etmiştim.
Herkes ama herkes "Suç duyurusunda" bulunsun.
DEDAŞ hakkında "davalar" açılsın ki, herkes sorumluluğunu bilsin.
***
YARGI MEKANİZMASI ARTIK DEVREDE?
Eğer bu mekanizma işlerse bakın o zaman; "DEDAŞ" keyfiyet arzıyla elektrik kesintisine gider mi? diye de sormuştu.
İşte bu yazım, medya diliyle yankı uyandırdı.
Özellikle; "hukuki" açıdan.
Birçok kişi ve kurum, "DEDAŞ'ın mevzuatı ve "Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmenliği" hakkında bilgi istedi.
Çünkü kimse hadiseye bu noktada bugüne kadar bakmamıştı.
Herkes; "olup-bitene" yılların devlet çarkındaki baskıcı tutumla "boyun" eğip rıza gösteriyordu.
Ama artık öyle değil.
Tabiri caizse; "millet" uyandı.
***
Nitekim Siverek ilçemizde "topyekûn" bir hamle yapıldı bu noktada!
İlk önce Siverek Belediye Başkanı Resul Yılmaz.
AK Parti, HDP ve DP'li Belediye Meclis üyeleriyle birlikte; "Suç duyurusunda" bulundu.
Cumhuriyet Başsavcılığına dilekçe verip;
"DEDAŞ keyfi elektrik kesintisi" uygulayarak, mağduriyete sebebiyet veriyor diye?
Ki bu hamleden hemen sonra!
Siverek Barosu'ndan 30 avukatta "suç duyurusunda" bulundu.
Dün de, Siverek'teki 21 mahalle muhtarları bir araya gelip "şikâyetçi" oldular.
"Yeter DEDAŞ'ın keyfi elektrik kesintileri" diyerek.
***
Bakın, Elektrik kesintileri yüzünden dün de Nusaybin'de öğrenciler; "derse" girmedi?
DEDAŞ'ı "protesto" etmek için.
Akarsu İlk ve Ortaokul öğrencilerinin taşıdıkları dövizlerin içerdiği anlama bakın?
Diyeceksiniz ki, biz değil DEDAŞ yetkilileri bakmalı.
Haklısınız, "onlar hal-i hazırda" mevzuuya üç maymunu oynuyorlar.
Evet, öğrencilerin çığlığı şöyle.
"Soğuk bir okula hayır."
"Eğitim hakkı engellenemez"
"Elektriksiz günlere son."
Ve en çarpıcı ifade; "Okul için elektrik şart"
***
Sonuç itibariyle!
Sorumlu vatandaş "mekanizması" artık işlemeye başladı.
Diyarbakır ve Bölge illerinde, "DEDAŞ" hakkında ciddi suç duyuruları yapılıyor.
Bakalım!
İnsan Haklarına "aykırı" davranış sergileyen DEDAŞ'ın keyfi elektrik kesintilerine; "hukuk ve yargı" ne diyecek?
Göreceğiz!
***
ENGEL HER YERDE!
.Ve dün; Engelliler günüydü.
Ben konuşmayacağım.
Abdullah Ünal adlı blog yazarı, engelli okur meramı anlatacak!
Günü ve beklentileri.
Ünal diyor ki;
Geleceğimiz için; bilgili bilinçli duyarlı olun farkındalık yaratın...
İnsanımızın engellilere karşı bilgilenmesini bilinçlenmesini duyarlı olmasını sağlayın.
Hem sağlıklıların hem engellilerin bilgilenmesi bilinçlenmesi gerek, her iki tarafında farkındalığının artırılması gerek.
Eğer bunu başarırsak, gelecekteki sağlıklılara ve engellilere çok daha iyi bir ortam bırakmış oluruz ve onlarda bizimle gurur duyar.
Bir açıklama yapmama gerek yok...
Yaptıklarının bir hata olduğunun farkına varmaları için ve doğru olanı yapmaları için onları resimliyorum.
Şu anki nesil için yapacak pek bir şey yok, ama çocukların ve gençlerin bilinçlendirilmesi gerek.
***
Ünal yüzlerce resim çekmiş.
Herkesin "nasıl bir engelli adayı" olduğuna dair.
Kazaları.
Yaşam zorluklarını.
Şöyle diyor; "tekerlekli sandalyemle zorluğu sorunu yaşıyorum."
Ve diyor ki;
Ortada bir sorun varsa, bu kişi de değil kişilerdedir...
Unutmayın Türkiye'nin geneli bu durumdadır.
***
Bu ülkenin 2023 vizyonu varsa eğer, bu vizyon içinde engelliler ön safta yerini almalı...
Bu nasıl olacak, bu ilköğretime yeni başlayan çocuklarımızla olacak?
Eğer o pırıl pırıl beyinlerine engelliler hakkında doğru dürüst bilgiyi bilinci duyarlılığı yerleştirirsek eğer?
9- 10 yıl sonraki gençliğimiz çok farklı olur.
İnsanımız eğitilip bilinçlendirilmeli, duyarlılığı ve farkındalığı artırılmalı.
Yollar ve caddeler düzeltilmeli, kaldırımlar ve rampalar düzenlenmeli, yaya geçidi ve trafik ışığı kuralları öğrenilmeli?
Asansör ve asansörün nasıl kullanılacağının kültürü oluşturulmalı.
***
Çocuklarımıza şimdiden sevgi, saygı, hoşgörü anlayış duyarlılık kurallarının aşılanması gerek.
Çünkü gelecek neslin bir numaralı hastalığı sevgisizlik, saygısızlık, duyarsızlık ve hoşgörüsüzlük olacak.
Hep benliğimizi kaybettiğimizden şikâyet ederiz, peki benliğimizi geri kazanmak için ne yapıyoruz.
Ülkemizde engelli oranının bu kadar çok yüksek olmasının nedeni, bilgiden bilinçten uzak olmamızdır.
Engelli her zaman var olacak, hiçbir zaman bitmeyecek...
***
Bu oranı düşürmek bizim elimizde!
Anne karnında, doğumlarda, doktor hatalarında, kazalarda, silahlı çatışmalarda, düşmelerde, yapılacak ters bir hareketlerde, hep engelli olunacak.
Bir engelliye yardım etmektense, onun yaşam standardının iyileştirmeyi düşünün...
Ona engel konusunda uyarmaktansa, onun önündeki engelleri yok etmeye çalışın.
Engeli o an yok etmektense, o engeli kalıcı olarak ortadan kaldırmayı düşünün.
***
Ünal'ın anlattıkları bunlar.
Her cümlesi, ders erici.
Engelli olsun veya olmasın.
Şu bir hakikattir, bütün insanlar psikolojik, sosyolojik, ekonomik ve sosyal ihtiyaca sahiptir.
Ne olursa olsun, asla onları, hor görme, önemsememe, hakir görme hakkına sahip değiliz.
Devlet-i âliye de, sistem de, millette!
Onları korumak, kollamak, yardımcı olmak herkesin görevi olduğu gibi devletin temel sorumluluğudur.
***
Evet, bilinmelidir ki; "herkes birer engelli adayı?"
Eee. Yaşam ve koşullar; "ne gösterir" meçhul?
Bir an da her şey ters-düz olabilir?
Ona göre düşünmek ve ona göre davranmak gerekir.
Şunu iyi idrak etmemiz gerekir yarınlar için ne yapılması gerektiği; "belli?"
İşte o belli olan "hakikati" görebilsek ve icra edebilirsek; sorun kalmaz.
Bu vesileyle tüm engelli, "dostların" günlerini kutluyor, sevgiler sunuyorum.