DEMOKRASİ VAR MI Kİ?
Biri…
"Demokrasi mi" dedi.
Nerde.
Varmıydı kı, "demokrasi" var deniliyor?
Sanmıyorum!
Niye mi?
Hal-i vaziyet, "icrayı" ikmal ediyor mu ki demokrasi olsun…
Yok.
O zaman, "demokrasi" henüz vücut bulmuş değil demek ki?
***
Baksanıza!
Yıllarca, naralar atıldı.
Demokrasinin
İnsan Haklarının,
Özgürlüğün,
Eşit kimliksel yaşamın,
Dinin.
İnanç ve ibadet serbestliğinin, "önündeki" engel vesayetçi yapı diye!
Başörtüsünden.
Cami ve Kur'an kurslarına kadar.
***
Derin devlet.
Kozmik "siyasi" işbirliği.
İşte.
Ergenekon,
Balyoz,
Sarıkız,
Islak imza,
28 Şubat ve daha nice; "vesayet" ikmali.
Bunlar herşeyin sorumlusu!
***
En önemlisi de!
Kürt sorunu.
Ve eksenindeki PKK, Güneydoğu'daki çatışma ortamı!
JİTEM.
İtirafçılar.
Korucular.
Bölgede cirit atan "uluslararası" ajanlar.
55 bin insanın katledilmesi.
***
Ekonomiksel çöküntü.
Dağlara.
Ovalara, köylere 400 milyar dolarlık "terör mücadelesi" yağdırmak!
Evinden.
Yurdundan malından-mülkünden edilerek göç ettirilen, milyonlar!
Ve bu göç'le toplumsal hadiseler zincirinin vuku bulması.
***
Hele hele.
Ülkenin "iliklerine" kadar işleyen;
Yolsuzluk, usulsüzlük rüşvet.
İhale peşkeşi.
Adam kayırma.
Kurumsal kadrolaşma.
Hortumlama.
Nüfus kullanımı,
Bakan, Milletvekilinin "iş takibi".
Faiz lobisi.
***
Kurumlar.
Vesayet üreten, oluşum ve zihniyetler zinciri.
İdeolojik.
Yargı'daki taassup!
Bir de, "siyasi politize" olmuşluk!
Sendika ağaları,
Para baronları,
TUSİAD gibi "sivil" emici kapitalist doku!
***
Tüm bunlara ek olarak.
Bir de "siyasi" istikrarsızlık.
Koalisyonlu "hükümetler.
Ve liderlerinin zayıf iradeli oluşları.
İçte.
Dış'ta "itibar" kaybıyla, emir kulu olmaları.
***
Ya, Ahlaki erozyon!
Fuhuş..
Uyuşturucu.
Kapkaç.
Hırsızlık-soygun.
Ailelerin bölünmüşlüğü.
Baba-evlat-ana-kız katillerinin üretimi.
***
İşte, bunlar
"Demokrasi" karşıtı,
İnsan Hakları Düşmanı,
Toplumsal birlikteliğin önündeki en büyük "takoz" mevzuular olarak görüldü.
Millet elden gidiyor diye!
***
Peki sonra!
Çözüm reçetesi ortaya konuldu!
Ahali Milli irade mi istiyorsan, "öyleyse" buyrun sana güç siyasal iktidar dedi!
Hem de üç dönem üst üste.
Temizle.
Kökünü kurut.
Bir daha "yeşermesin" bu vesayetçi yapılar.
Yeşeren varsa o da toplumsal "beklentiler" olsun.
Hak, hukuk, adalet ve eşitlik!
***
Oldu mu?
Yiğidi oldur, ama hakkını vermek mi?
Kısm-i olarak icra edildi.
Dünün, kozmik odalarına girildi.
Tüm yapılar "neşter" aldı?
Az veya çok!
Cezaevleri.
Mahkeme rafları "doldu taştı" dünün dokunulmazlarına!
Suçlular.
Paşalar.
Generaller.
Siyasi uzantılar, kalem satanlar.
Polisi.
Askeri ve sivili.
***
İyi de tüm bunlar oldu?
Peki, yerine ne geldi?
Az demokrasi!
Ve tabi ki özgürlükler.
Ama gel gör ki.
Bir kıvılcımla "her şey" toz duman oldu.
Meğerki iş "bana dokunana kadar mış?”
***
Paralel bir "devlet" baba ortaya çıktı.
Pek tabi ki, Demokrasi yürüyüşünde "doğarak".
Şimdi.
Bu paralel devlet baba(!) hamle yapıyor.
Hükümet'i "kıskaca" alarak.
Diyor ki, dünün yapılanlarının "bir hata" olduğunu!
Neymiş.
"Askere kumpas kurulmuş?"
***
Anlayacağınız Kumpas var!
Aslında bu kumpas öyle kumpas değil.
Kumpas içerisinde bir kumpas!
Ki bu da "milli iradeye" yönelik bir kumpas.
Evet.
Hali hazırda, "her yapı" endeks değiştiriyor.
Yasama.
Yürütme.
Ve Yargı "U" dönüşüyle, farklı bir rota içerisine girdi.
"Kendini koruma" kalkanı oluşturmak için.
***
Hükümet.
Akıl kilitlemesi yaratan bir yol seyrinde!
Yolsuzluk ve rüşvet operasyonuyla; "zihin" bunalımı yaşıyor.
Şuur kaybıyla!
Kıble değişikliğiyle;
Cemaat’ten uzaklaşıp, "eski düşmanla" kucaklaşmaya başladı.
Yani "kurtuluştaki" reçeteyi, onlarda görüyor.
Dünün derin oluşumlar!
***
Dün; BDP'den Meral Beştaş tepki koydu.
Özellikle.
Hükümeti "zihin" kilidine uğratan.
Sözde Silivri’yle "barış köprüsü" oluşturan Feyzioğlu'nun serüvenine!
Arkasında değiliz.
Çünkü bu planda "Kürtler" yok.
Ne Feyzioğlu,
Ne de Hükümet KCK'lı tutukluları konuşmuyor.
***
Velhasıl.
Hal-i hazırda demokrasi baskın olmadığı gibi.
Var olan Güç yapısı da kan kaybediyor.
Hangi güç şuan baskın derseniz?
Net olan şudur ki?
Pederşahi,
Geleneksel,
Kurumsal olmayan,
Kontrol düşkünü "bir yapı" hızla hâkimiyet kurma gayretinde!
***
Dünün,
Düşmanını dost görmek!
Dost olanı da, "düşman" bellemek!
En önemlisi de; milli iradeyi hırsa yem ettirmek!
Gaflet ve delalet olsa gerek.
Asıl tehlike de bu!
Çünkü "Demokrasi" hızla darağacına çekilmeye çalışılıyor!