DERS-İ İBRET ALMIYORUZ?

Evet..

Bugün, Mübarek Regaip Kandili.

Üç ayların, başladığını ifade eder.

Bu münasebetle,

Tüm okurlarımın, Regaip Kandilini tebrik ediyorum..

Ve tabi ki;

Yüreklerin iman,

İlim, hikmet ve hakikat nuruyla aydınlatılması temenisiyle.

***

Günün,

Hasb-i haline gelirsek..

Çınar.

Ve Diyarbakır-Bismil Karayolu.

Pek tabi ki, şehir merkezinin varoşları.

Aynı zamanda Bahse konu ilçelerin, "ilçe merkezleri".

Önceki gün,

Hal-i durumları, içler açısı olduğu kadar vahimdi.

Sağanak yağışa!

Ardından oluşan; "sel"e teslim oldu.

Tabiri caizse yaşam felç misali.

***

İlk değil.

Öyle görünüyor ki,

Maazallah son da olmayacak!

Meteorolojiye göre, 20 dakikalık yağış.

Tabi metre kareye düşen oran yüksek.

Ama oran ve ortaya çıkan tahribata ilişkin manzara "alt yapı" rezaleti bu kadar mı olur?

Aynen e öyle.

Bu kadar mı; "sorumsuzluk?"

***

Diyeceğim;

"Allah beterinden korusun!"

Ama velâkin; geçmişten; "ders-i ibret almak gerekir.

Hele ki önceden bir yaşanmışlık var ise.

Bir değil, bir kaç kez.

Tedbirsizlik ve zafiyet!

İkisinin vücuda gelmesiyle önceki gün bir kez daha; "bu felaketi" yaşadık.

Onun için sorgulanması, irdelenmesi lazım.

***

Evet.

Şükürler olsun Can kaybı olmadı!

Ama kayıp içten bile değildi.

Maddi.

Ve manevi yönde, hayli zarar-ziyan söz konusu!

Caddeler.

Sokaklar.

Yollar,

Evler,

İstinat duvarları, tahliye kanalları hepsi hasar gördü.

***

Dile kolay.

Şehirlerarası yol dahi tahrip oldu.

Diyarbakır-Bismil karayolu bile sular altında kaldı.

Hem de, çift yönlü olarak.

Saatlerce; "ulaşım" yapılamadı.

Manzara korkunç.

Yüzlerce araç peş peşe kuyrukta, oluşan "devasa gölet" geçit vermedi.

Devrilen tırlar.

***

Daha beteri.

Koca iki Bakanın konvoyu, "geçit" alamadı.

"Enselerini" kaşıyıp geri döndüler.

Yüzlerce araçlık konvoyla.

***

Tabi önemli bir hasar da.

Bölgedeki ekili alanlar.

Buğday, arpa tarlaları sular altında

Yağmur.

Ve doluyla, tam bir "doğal felaket" yaşandı.

Çiftçi, perişan, zarar büyük.

Zarar-ziyan tespitlerine başlandı.

Miktar bilinmiyor.

***

Ama velâkin;

Çınar'ın, yaşadıkları, bir kez daha sorgulanmalı.

Malum.

2006 yılında neler yaşanmadı ki?

Benzer bir hal-i durumla, 12 kişi hayatını kaybetti.

Onlarca ev.

Ve bir o kadar da; mekân sular altında kaldı-yıkıldı.

Ana neden; "dere yatağındaki" yapılanmaya verilen izindi.

İhmal.

Sorumsuzluk ve siyasi keyfiyet.

***

Önceki gün.

O dere yatağı bir kez daha; "tehlikeli yüzünü" gösterdi.

Felaket geliyorum diyerek.

Evler sular altında.

DSİ'nin, tahliye kanalı bile yetersiz kaldı.

Çöktü, kanal patladı.

***

Okullar tatil edildi.

Yatılı ilköğretim bile "göle" döndü.

400 öğrenci;

Belediye, il Afet Ekibi ve Jandarma sayesinde "ölümden" döndü.

Yani, anlayacağınız.

Çınar yine yağmura boyun eğdi, göllete döndü.

Hala tahliye ve temizlik yapılıyor.

***

Velhasıl.

Yaşanılanlar karşısında; "sorgulama" şart.

Asıl mevzu.

Asıl manzara; "neden bu zafiyet".

Neden, doğal felakete karşı, bu kadar aleni tedbirsizlik?

Evet;

İrdelenmesi gereken, hal-i durum bu?

Nedeeeen diye?

***

Diyeceğim şu;

Seçilmişler,

Atanmışlar,

Örgütlü oluşumlar,

Yani bir bütünlük içerisinde hepimiz.

Galiba "ektiğimizi" biçtiğimiz içindir ki, zafiyetler batağında felaketler yaşıyoruz.

Ki iki damla yağmura teslim oluyoruz.

Yazık.

Yazıklar olsun zevata.

***

 

Açıkçası.

Dere yatağına,

Rant ve oy hesabıyla imar izini verilirse?

Tahliye kanalı müteahhidin keyfiyetiyle, iki santim kalınlığında yapılırsa.

Koca binalar temelsiz-kontrolsüz inşa edilirse

Yerleşim yerlerinde ağaçlandırmaya,

Yağmur suyu tahliye kanalı yapmaya hassasiyet gösterilmezse!

***

Seçilmişi gözardı ve oy hesabı yaparsa.

Atanmışı da, gün doldurma, gayretinde bulunursa.

"Bana dokunmayan" yılan bin yıl yaşasın dese...

Pek tabi ki,

Vekillerimiz de olup-biteni, "sorgulayan" değilse.

Ahali olarak bizde;

Kuzu, kuzu olup-biteni sineye çekersek.

***

EN önemlisi;

Gemisini kurtaran kaptan misali olursak.

Yarını değil, bugünü düşünürsek.

Eee olacağı bu.

"Felaketler" yakamızı hiç ama hiç, bırakmaz.

Acı. Ama gerçeklerimiz bunlar.

***

Ders-i ibret diyelim.

Her ne kadar;

2006'da, 12 can vermemize rağmen, kulağa küpe etmediysek.

Diyorum ki.

Bari bu kez dediklerimiz; karar mercilerine "küpe" olsun,

Bir daha; bu manzara ve vahim durum yaşanmasın.

Bu sefer; can kaybı yaşanmadı.

Cana geleceğine mala gelsin diyerek;

Bir daha ki durum maazallah.