DİREN BARIŞ, DİREN

Hali vaziyet, gerilim ihtiva ediyor.

Şiddet, körüğüyle!

Evet.

Ne desem bilmem ki?

Bazı kelimeler vardır ki, kırık cam gibidir.

Konuşmazsan acıtır.

Konuşursan kanatır!

***

Şöyle ki.

O kelime ağzından çıktığında.

Yani, "deklare" ettiğinde.

Birçok kesim için, inanılmaz bir "kanama" yaratır.

Hele ki, kanayan "yara" kabuk bağlamış ise.

***

Ya bir de susarsan.

Konuşmaz isen, kendini, ketumluğa vurup, sağır-sultan kalırsan.

O "cam kırığı" gibi kelimeler var ya.

Ağzın içinde kalırsa.

Vay ki, vay haline.

***

Acıtır.

Dehşetli bir "acı" verir.

Ki o acıyı iliklerine kadar hissedersin…

Hem de kahredici bir şekilde.

Yutkunamazsın.

Boğazına, düğümlenir kalır o kelimeler.

***

Hep, kendini sorgularsın.

"Keşkeleri" sıralayarak.

Ve dersin ki; keşke söyleseydim, keşke ağzımda tutmasaydım.

Sonra.

Sonra mı ağzından çıkarır, o kelimeleri, söylersin.

***

Bazen de.

Söylediğin bir kalime için, kendini sorgularsın.

Dönüp, kendine demeye başlarsın.

Yine keşke kelimeleri peş peşe sıralayarak.

Dersin ki;

Keşke demeseydim,

Keşke konuşmasaydım.

Yani, "ikilem" buhranı içerisinde debelenip kalırsın.

***

Pek tabi ki.

Acı olan bir başka durumda.

Mevcudiyetinle,

Kimseye "yaranamayışın" olmasıdır.

İki tarafın da, şimşekleri üzerinde olur.

Kim haklı kim haksızdan öteye.

Niye yandaşım olmadın diye?

***

Velhasıl.

Sevabı da,

Günahı da, "bilinmez" bir denklem gibi.

İşte.

Lice'de yaşanan hadise buna örnek!

Ve ekseninde ikmal edilen de bu haliyeti ruhiyatı içeriyor.

***

Doğrusu şuan için, "kara" kutu!

Çözülmüş değil.

Olmadığı için de.

Ne diyeceğini bilemiyorsun!

Ciddi bir bilgi kirliliği de ortalıkta dolaşıyor.

***

Özellikle taraflar.

Hadisede, "yer" alanlar.

Asker de.

Sivil yapı da.

Tepki eyleminde bulunan siyasi irade de.

Pek tabi ki, iktidar da…

***

Herkes.

Ama herkes.

Şuan ciddi bir "psikolojik" savaş veriyor.

Kim kimi, "hadisede" suçlu nasıl yaratabilirb diye..

Ve aynı zaman da "siyasi" rant nasıl elde edebilir, çabasında!

***

Kimse!

Ama kimse.

Dediğim gibi hakikati tüm çıplaklığıyla "ortaya" koymuyor.

Bu yapılmadığı için de.

Spekülasyonlar da havada uçuşuyor.

Şuan.

Tablo, girift bir yapıya sahip!

***

Onun için de..

Özelliklye şahsi noktada, net tavır koymak zor.

Söylersen kanatırsın,

Söylemezsen, acı duyarsın..

İnanın..

Lice'deki olup biten, bu haliyeti, ruhiyeti bana yaşatıyor..

***

Bakınız..

Protestoya katılanlar diyor ki.

Asker.

Hedef gözetmeden, üzerimize ateş açtı.

Ki, Karakol komutanının olaydan haberi de vardı.

Böyle bir protesto yapacağımızı biliyordu.

Çünkü önceden bir heyetle gidip, görüşülmüş

***

Valiliğin açıklaması ise.

"Karakola saldırı, önceden organize edilmiş.

Kalabalığın içerisinde karakola ateş açılmış.

Molotof kokteyli atılmış.

Ve işçilerin çadırları ateşe verilmiş.

***

Saldırı.

Çözüm sürecine ve karakol inşaatına yönelik değil.

Tamamen son günlerdeki uyuşturucu operasyonları.

Ve uyuşturucudan gelirlerin eksilmesine bağlı."

Özetle.

Herkes bir birini  dikkat ederseniz suçluyor.

***

Ne diyelim.

Cam kırığı gibi kelimeleri, şimdilik donduralım.

Ne ağzımıza alalım.

Ne de söyleyelim.

Şuan.

Savcılık soruşturmasını sürdürüyor.

2 Mülkiye,

2 Jandarma müfettişi tahkikatını sürdürüyor.

***

Dün itibariyle.

Kamu Düzeni ve Güvenlik Müsteşarlığı da, iki uzman görevlendirdi.

BDP, Meclis'e "soruşturma" önergesi verdi.

Bazı STK'lar ön raporlar hazırlayıp, bizlerle paylaştılar.

Bakalım, nasıl bir sonuç ortaya çıkacak.

***

Onun için.

Peşin hükümlülük içerisine girmeden.

On yargılar üzerine kurgu geliştirmeden.

Tarafgirlik, "ruhuna" kapılmadan.

Taassuba, yenilmeden.

"Hakikatin" ortaya çıkmasını beklemek en doğru tavır olsa gerek.

***

Yoksa.

Gelinen süreci, "cam kırığı" kelimelere kurban veririz ki.

Maazallah.

Var olan ateşi, bir daha söndüremez konuma getiririz.

***

Bu nedenle; dün de ifade ettim.

Bugün de diyorum ki sloganlaşan "diren" kelimesini!

Gelin;

Barış için,

Çözüm için,

Kardeşlik için

Kesintisiz, soluksuz, kaygısız bir şekilde barış için diren diyelim.

***

Diren barış.

Kötülükleri bertaraf etmek için diren.

Kanın, gözyaşının, şiddetin son bulması için diren.

Kaotik ortamı, dayatan zihniyetin, yok olmasına karşı diren.

Diren ki,

Barışı yekvücut ikmale gelsin..

Ve diyelim ki; tüm provokasyonlara karşı "Diren barış".