DTSO'DA YENİ DÖNEM

Öyle ya.

Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası seçimleri sona erdi.

Yani; "seçim gitti, kavga bitti"!

"İsteyen" istediğine kavuştu. Herkes "nimetten" payına düşeni aldı.

Bundan sonrası; 'sürecin' işleyişine bağlı.

Tabi "kimi az, kimi çok'. Kimi zaferle kucaklaştı.

Kimi de 'mağlubiyetle' tanıştı.

Bir de; "her yol mübah" deyip sonradan taraf değiştiren oldu.

Yani "çark" eden. Kavgalı, gürültülü ve 'kanlı' mevzu da cabası.

Diyarbakır'a yakışmayan bir görüntüyle.

Neyse! Bazen "demokrasinin" çarkı; elde olmayan 'yaralamalara' neden olur?

O "kanlı" resmi de öyle kabul edelim.

Ancak tarafları da küs bırakmayalım.

***

Evet. 16 Meslek grubunun 4 bin civarındaki üyesi hafta sonu sandık başına gitti.

Üçer kişilik "Liste" başlarını seçmek için. 48 kişilik Meclis üyesi seçildi.

Dün de seçilen bu meclis üyeleri; "Yönetim" kadrosu için bir araya geldi.

İçerden gelen bilgilere göre buradaki "seçimde"...

Cumartesi günkü "seçime" benzer gergin ortamda geçti.

Sonuç itibariyle; "Yönetim" belirlendi.

Başkan "siyasi kulvardan" tanıdığımız biri. Galip Ensarioğlu.

Artık Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası Başkanlık görevini "kendisi" yürütecek.

Meclis Başkanlığını da Burhan Sümer.

Kendilerini kutlarız. Ve Diyarbakır'a hayırlı uğurlu olsun.

Bundan sonrası "tarafsızlıktır".

***

Bir önceki yazılarımda "ifade" etmiştim. Ticaret ve Sanayi Odası "siyaset üstü" bir kurum diye.

Bugüne kadar da "siyasal" bir misyonun "cenderesinde" bulunmuş değil.

İnşallah bundan sonra da "olmaz"!

Nitekim yeni Başkan Ensarioğlu dün ilk demecini verirken, bu "hassasiyetime" yönelik konuştu.

"Siyasi ve ideolojik işbirliği içinde olmayan bütün kesimi, düşünceleri kucaklayan, bütün siyasi görüşleri kucaklayan Diyarbakır kimliğini taşıyan bir Ticaret Sanayi Odası'na Diyarbakır sahip olacak."

Olması da gerekir. Bundan sonraki "siyasi" duruşu süreç gösterecek.

Şimdiden "duruma" giysi biçmek yanlış olacağı gibi; "olabilecek" olumlu bir tabloyu da "manipüle" eder.

***

Ancak "seçim" süreci içerisinde kaygım yüksekti. Görüntüler ve siyasi kulisler "endişe" geliştiriyordu.

Şöyle ki; AK Parti "ayrı" bir eksende. DTP ayrı bir eksende "faaliyet" yürütüyordu.

Onun için de; "Mahalli Seçimlerin" mini provası diye ifade ediyordum.

Ki tüm Diyarbakır da öyle düşünüyordu. Gazetelere de, köşe yazılarına da yansıdı.

AK Parti Milletvekili Kutbettin Arzu Mehmet Kaya'yı.

DTP ve diğer siyasi yapılar da Galip Ensarioğlu'nu destekliyor diye.

Hatta Yönetim Kurulu seçimi sonrasında "internetlere" şu başlıkla haber düştü.

AK Parti Diyarbakır'da 'ilk yenilgisini' aldı diye.

***

Takdir edersiniz ki; "her düşünebilen" kişinin siyasal bir düşüncesi vardır.

Sağ-sol, merkez sağ-sol, radikal sağ-sol. Önemli değil.

Çünkü hiç bir birey "siyasal" görüşsüz olmaz.

Sandığa giden 4 bin üye de. Seçilen 48 kişilik yönetimde.

Hepsinin "bir siyasi düşüncesi" vardır. Bunda "art" düşünce geliştirilemez. Olması da "manidardır"!

Ancak şu ilke vardır; Ticaret ve Sanayi Odası kurum olarak "siyasi" bir düşünceye sahip değildir.

Olmaz. Olmamalıdır. Yönetimindeki şahsiyetlerde. O koltuğa oturacak kişi de.

Dün "siyasi" arenada ful faaliyet gösteren biri olabilirsiniz?

Yıllarca "belli" fikri de savunabilirsiniz.

Bunda "kimsenin" gocunacağı, kaygı duyacağı, tedirginlik taşıyacağı bir durum yok.

Yeter ki; "koltuğa" otururken, "siyasi elbiseyi" dışarıda bırakılmasıdır.

***

Sonuç itibariyle; İnanıyorum ki, beklentimiz de bu yöndedir.

Galip Ensarioğlu'nun dediği gibi; "Siyasi ve ideolojik işbirliği içinde olmayan bütün kesimi, düşünceleri kucaklayan, bütün siyasi görüşleri kucaklayan Diyarbakır kimliğini taşıyan bir Ticaret Sanayi Odası'na Diyarbakır sahip olacak."

Ve bu düşünceler paralelinde, gelecek yarınlar için önem arz eden bu "siyaset üstü" kurum dolu-dizgin yol alsın.

Demem o ki; 'Demokrasinin' havasını ciğerine kadar teneffüs edenler bilirler.

'Kaygılar' doğruların ve gerçeklerin "oluşabilmesi" içindir.

***

80 KİŞİLİK BEDEN EĞİTİMİ MEZUNU?

Adnan isimli okurdan kısa bir mesaj. Konu İl Valiliği ve Sosyal Destek Projeleri.

Sitemi ve istemi var. Şöyle ki:

"Bilindiği gibi GAP Eylem Planı kapsamında gerçekleştirilmesi öngörülen Cazibe Merkezlerinin oluşturulması ve Sosyal Destek Programı çerçevesinde Devlet Planlama Teşkilatı tarafından kabul edilen projeler vardı. Bu projelerden "sportif aktiviteler" için 80 kişilik Beden Eğitimi mezunu alınacaktı. Fakat hala kesinleşmedi. Oysaki 19.11.2008 yılında kabul edilen bu proje neden hayata geçirilmiyor. Umutla beklediğimiz bu projenin hayata geçirilmesini bekliyoruz."!

Evet.

Biz buradan sevgili Adnan'ın "istemini", etkili ve yetkili zevata aktardık.

İnanıyorum ki; "mevzuya" hassasiyet gösterilir. Proje bir an önce "hayata" geçirilir.

Ekonomik krizle "devleşen işsizlik" ordusundan; 80 kişi eksilmiş olur.

Cevabı bekleyeceğiz. 'Olumlu-olumsuz' noktasında.

Tabi buradan da aktarmak kaydıyla diyoruz.

***

DİPLOMA SAHTECİLİĞİ

Ve bir son dakika gelişmesi..

Bildiğiniz gibi; Cuma günü "karneler" veriliyor.

Yani yarı yıl tatili başlıyor. 15 milyon öğrenci "okul stresinden" uzak kalacak.

Neyse.. Konumuz "karne ve okulların" tatil edilmesi değil..

Konu; "Diploma ve Belge Sehteciliğiyle" alakalı..

Bu konuda; Milli Eğitim Müdürlüğünden "uyarı" geldi..

Uyarı aynen şöyle:

***

"Bakanlığımız Özel Eğitim Kurumları Genel Müdürlügünün Yazıları ile Bazı Özel Öğretim Kurumlarında "Yasa dışı Eğitim Faaliyetleri" içerisinde yer alarak uzun aldıkları. Programlar dışında faaliyette bulundukları. Yabancı üniversitelerden almış oldukları bu diplomaların geçersiz olması nedeniyle öğrenci ve velilerin "mağdur" olduğu belirtilmiştir.

Yüksüköğretime giriş ile ilgili sınava (ÖSS) başvurmayan öğrencilerin yurt dışındaki Yükseköğretim kurumlarına kayıt edilerek diploma düzenleneceği gibi vaatlere itibar etmemeleri. Ve bu diplomaların hiçbir geçerliliğinin olmadığı gibi para, emek ve zaman kaybına neden olduğu bilinmelidir".

Evet.. Veliler, öğrenciler "duydunuz"!..

Demek ki; "Eğitiminde" sahtecilik ve sahtekarlık çıktı..

Aman ha kanmayın..

Yazık..

Boşuna dememişler; "ülkenin çivisi çıkmıştır" diye..

 

Not:

Editöryanın hatası sonucu

Keyfe-mayeşa" kelimesi Keyfe-maşa diye yazılmıştı.

Düzeltir.. Özür dileriz.