Eronat, Baydemir'i tekmeledi mi?
Dikkat.
Bildiğiniz "tekmeleme" şekli değil.
"Fiziki" müdahale yok.
Yanlış anlaşılmasın.
Birebir müdahale isimlik levhasına yönelik.
***
Bakınız, olay şöyle vuku bulmuş.
Malumunuz üzre; Anıt Park'ta, Atatürk’ü anma töreni dün vardı.
Protokol gereği; Garnizon Komutanı, Vali ve Büyükşehir Belediye Başkanı "tören" kıtasının önde bulunur.
Dün de, tören dizaynı bu yöndeydi.
Ama her zaman ki gibi Belediye Başkanı Osman Baydemir katılmamıştı.
Vekili de, hazır değildi. Kısacası, Belediye'den temsil eden yok.
***
İşte tam bu sırada, ne oluyorsa oluyor?
BDP tarafından hala da "vekilliği" kabul edilmeyen Ak Parti Milletvekili Oya Eronat!
Tören esnasında öne çıkarak hamle yapıyor.
" O tekmeyi" atarak. Büyükşehir Belediye Başkan yazılı levhayı tekmeliyor.
Kameraların ve protokolün gözü önünde.
Yerine "Milletvekili" yazılı levhaya konuluyor.
***
Evet, Olayın özeti bu.
Aslında, 2009 yılında dönemin 2. Taktik Hava Kuvvet Komutanı da aynı hamleyi yapmıştı.
Baydemir Ankara da imiş.
Katılmadığını; "il dışında" olduğuna bağlıyor.
"Tekmeleme" hadisesi sorulmuş kendisine.
Verdiği cevap eleştirisel; "Halkın seçmediği birini muhatap almam".
İlginç bir söylem ve tepki.
***
Bakalım.
Tekmelenen isimliğin görüntüsü.
Ve buna karşı kullanılan ifade.
Kent düzeyinde, "siyasi mülahaza" hamuru ne kadar su alacak.
Tabi ki, "rovanşı" nasıl olacak?
Bekleyip göreceğiz!
***
ATATÜRK'Ü KULLANANLAR?
Dün 10 Kasım'dı.
Yani, Mustafa Kemal Atatürk'ün ölüm yıl dönümü.
Ölümünün 75. yılı.
Ülke olarak, andık; sevgiyle, hasretle ve muhabbetle.
Peki.
Atatürk ve İlkeleri.
Cumhur'la, ne kadar "Cumhuriyetleşebildi".
Maalesef! Hiç olmadı/olamadı.
***
Hazin ve trajedi bir "zihin" bulanımı yaratıldı.
Yıllarca!
Toplum içerisinde; "ayrıştırıcı" birer baskı unsuru olarak kullanıldı.
Benden-senden! Ve bu kötü hal, bir "rant" kapısı oldu.
"Siyasi, ekonomik ve kültürel" bazda.
"Ye kürküm" misali.
***
Laikçiler,
Kemalistler,
Atatürkçüler diyebileceğiz "ayrıştırıcı" akıl sahipleri.
Yani, Maskeliler.
"İnkâr" asimilasyonuyla, hasımsızlık ürettiler.
Toplum içerisinde.
***
İşte bu "isim ve semboller" nedeniyle;
Cumhursuz bir Cumhuriyet hep oluştulmak istenildi.
"Fazilet" kimliğinden uzaklaştırılarak.
Ki hal-i vaziyet ortada.
Her on yılda bir darbe. İhtilal yapmak.
Başbakan ve Bakanlarını idam etmek.
Askeri vesayetle, insanı değil, devleti kutsayan bir anlayış.
***
Ulusalcılar. Darbeciler. Tekçi "anlayışın" üretkenleri.
Son; 80 yıllık döneme bakın.
Cumhuriyet'in "cumhur" zenginliği hep darbelerle yok edildi.
Cumhura rağmen, cumhursuzluk dayatıldı!
Dün, Başbakan bir ilk yaparak mesaj vardı.
Atatürk'ün; "Cumhuriyet, en büyük eserimdir" sözünü hatırlatarak.
Atatürk.
"Bir ayrışmanın aracı olabilecek en son kişidir".
***
Diyeceğim.
Atatürk'ü "hala" tanımış ve öğrenmiş değiliz.
Nedeni de, ortada.
Ne sevenleri ve kendisine toz kondurmayanlar.
Ve ne de ismini duyunca zıt fikir beyan edenler;
"O'nu" tanımadılar.
***
Daha açık biri ifadeyle.
Yaratılan rüzgârla;
Tanımasını, öğrenilmesini, bilinmesini istemediler.
İstedikleri kendi "politik ve ideolojik" dayatmaları.
Onun adına, onun sözü diye, "ayrıştırıcı" kimlik inşa ettiler.
Kimse, "dokunmasın, bizim olsun"
***
Doğal olarakta, etki-tepki oluştu..
Şimdi ülkedeki, "tüm" kimlikler var iken.
Omuz omuza, "mücadele" verirken.
Cumhuriyeti birlikte kuranlar.
Neden, Laiklik, Kemalist ve ulusalcılık, yani "Türk" kimliği üzerine "tekçi" kimlik yaratılmak istendi?
***
İşte bu zihniyet yüzündendir ki; "Atatürk'ün" tanınası engellendi.
Aslında, "tanımak" hiç de zor değil.
Yaptıklarına bakmanız yeter!
Tabi ki, onu "öcü yaratanların da" yaptıklarına bakarak.
Kim nerde diye?
***
VEKİL'İN YEĞENİ KAZA KURBANI
Aşırı hız. Dikkatsizlik.
Ve biraz da yolun kayganlığı; "dün" ölüm getirdi.
Vekil, Mine Lök Beyaz'ın konvoyunda, kaza.
Yeğeni ve Fotoğrafçısı Mehmet Cüneyt Güngör'ün içerisinde bulunduğu otomobil takla attı.
Güngör vefat etti. İki yakını da ağır yaralı.
***
Üzücü bir haber.
Allah kimseye acı göstermesin.
Zor..
Güngör'e Allah'tan rahmet,
Yaralılara acil şifalar,
Ailesine de, "sabır" diliyorum.
***
Ama velâkin, bir uyarım var.
Ders-i ibret olarak.
O da, Siyasilere, Milletvekillerine ve Bakan ile Parti liderlerine.
Konvoylarınız, "kontrolsüz".
Çünkü.
Ne trafiği takan var,
Ne de trafiği takmayana müdahale var.
***
Onun için aman ha dikkat!
Önümüzde mahalli seçimler var.
Yeni ölümler, yeni kazalar yaşanmasın.
Ciddi bir trafik kuralı hassasiyeti gösterilsin.
"Dokunulmazdır" deyip kimseye "müsamaha" göstermesin.
Aksi takdirde, böylesi ölümler kaçınılmaz olur.
Bu nedenle; bu hadise bir ders-i ibret olsun.