Et Balık’tan yükselen kokular?
Evet,
OHB’deki “getirim” çarkına ilişkin “ketumluk” sürüyor.
Muhataplar,
Dün de tepki göstermeyip, “sessizlik” uykusunda kalarak, kıpırdama göstermedi.
Zaten gösterecek cesaret.
Ve savunacak yanları yok ki; “biz bunları yapmadık” diyebilsinler?
Lakin hal-i âlem ortada.
***
Beni,
En çok düşündüren ve garipler âlemine götüren nedir biliyor musunuz?
“Suç” ve suçlularla mücadele mekanizması.
Bu güne kadar aleni olan “şaibelere” karşı tavırsız kalması!
Bilinmezlik.
Boşuna dememişler; “ensesi” kalınlara kim dokunmuş ki?
***
Ne diyeyim;
Bizim görevimiz, “kamuoyunu” aydınlatmak.
Ve var olan;
Hakikati “gün ışığına” çıkarmak, gerisi “Devlet-i Aliye’nin” hükmünde.
Ama bilinsin ki,
Tüm kirli organizasyonların karşısında ve takibindeyiz.
Hele hele;
OHB’nin kaderi ve kıymeti harbiyesi Diyarbakır hanesine ait.
Ahalinin kazancıdır.
O kazancın;
Birilerine “Ali baba Çiftliği” olarak, kullanılmasına göz yummayız!
***
Bu arada,
Diyarbakır Et Balık Kurumu ne âlemde?
Köşenin müdavimleri bilirler.
Bir süre önce,
“Mülahaza” etmiştik tıpkı OHB’deki şaibeler gibi, kurumdaki şaibeleri yazmıştık.
Olup biten neydi diyerek hatırlayalım;
Kurumun Müdür Yardımcısı mesai arkadaşları tarafından dövüldü.
Hastanelik oldu.
Bilahare Müdür Yardımcısı konuyu “yargıya” taşıyıp, suç duyurusunda bulundu.
Sonra, sihirli bir el devreye girdi.
O Müdür Yardımcısı “susturuldu” ve Diyarbakır’dan “tayin” edildi.
***
Bir de;
13 milyonluk saadet zinciri misali çıkar amaçlı vurgun olayı vardı.
Onu da burada dile getirmiştik.
Sahi bunun da üzerine gidildi mi?
Belli değil.
Hatırladığım kadarıyla;
Sözüm ona müfettişler gelmiş, araştırma ve soruşturma yapmıştı.
Ne yaptılar, ne gibi sonuç çıktı bilgilendiren yok.
Meçhul.
Hele yıllardır Kurum’un “Sakatat” işinin tek elden yürütülmesi.
Hatta;
“Dövülen” müdür yardımcısının, bundan dolayı “cezalandırıldığı” söyleniyor.
***
Ya bir de;
Kurum’un kasasından çalındığı söylenen 200 bin lira.
“Uçtuuçtu kuş uçtu” misali,
O parayı kim çaldı,
Para kime ait, özel şahsa ait para Kurumun özel kasasında ne geziyordu?
Her ne kadar;
Polis ve Yargıya intikal ettiyse de!
Velhasıl;
Et Balık Kurumu üstadın ifadesiyle enva-i “kirli, sinsi ve şaibeli” mevzunun, ikmal olduğu mekân haline getirilmiş.
***
Buradaki,
Çarkın işleyişine ilişkin “çomak” girişimimiz galiba diğer mevzu gibi zamana yayarak unutturulmaya çalışılıyor.
Anlayış bu yönde.
Ama biz takipteyiz.
Bu kadar iddia karşısında;
—Ki bunlar öyle yenilir yutulur cinsten değil-
En azından savunma yapması gerekenlerin hep suskun kalmaları gerip değil mi?
Düşündürücü!
***
Diyorum ki,
Bu kadar dehşetli tablo karşısında ortaya konulan duruşun arkasında, “bilemediğimiz” bir güç mü var?
Ya da; “ortak” bir konsorsiyuma mı sahipler!
Yoksa;
Çıkar ve menfaat teminine yönelik, “cirit” atmalar bu kadar, alenice yapılmazdı.
***
Çelişkiler,
Yumağı şu CHP’nin seyri!
Baksanıza,
Dün Parti Sözcüsü Haluk Koç.
Maharetli(!),
Bir duruşla kameraların karşısına geçip; “OSLO” belgelerini sözde açıkladı.
Sözde diyorum.
Çünkü
O bahse konu “mutabakat” belgesi, 7–8 ay önce basına yansıdı.
Yani “bayat” bir, siyasi çıkış.
Gaye ne;
“Muhalefet olsun, torbamız dolsun.”
Ve diyor ki;
“Bu belgeleri mahkemeye götüreceğiz.”
***
İyi de,
Oslo görüşmelerin gayesi neydi?
“Çatışmalar son bulsun.
Bölgede barış sağlansın.
Asker-Polis, Korucu, PKK’yı.
Ve sivil halk; ölmesin-öldürmesin, öldürülmesin.
Her ne kadar;
Adına kirli savaş deniliyorsa da “Bu kardeş kavgasıdır”.
Hep böyle mi devam edecek?
Etmemeli.
***
Onun için de;
Yanan ateşe su dökülmesi için ne gerekiyorsa.
Nereden,
Su taşınacaksa, taşınmalı, gidilmeli, konuşulup-anlaşılmalı.
Gel gelelim;
Yaman çelişkiye karşı, Koç’un siyasi Liderine.
Dün de, Kılıçdaroğlu konuştu;
Dedi ki;
“PKK silah bırakacaksa, terör bitecekse, Oslo görüşmeleri devam edebilir”.
***
Şimdi,
Bu iki fikri beyanattın “birleştiği” nokta var mı, çelişkiden başka?
Yok.
O zaman,
CHP önce kendi anlayışında,
Sonra kendi kurmaylarında,
Bilahare de, muhalefet “ilkesine” bir “çek” yapmalı.
Yoksa sabah ayrı,
Öğlen ayrı,
Akşam ayrı bir “muhalefet” anlayışıyla varacağı yer bilinsin ki; hedefteki “İktidar” değil.
Hayırlı Cumalar.