GENÇLİKSPOR'DA NELER OLUYOR?..
Doğrusunu isterseniz!.. Son bir kaç gündür bana ulaşan "sosyal medya" paylaşımlarını da dikkate alarak.. Kurumda; yaşanan ve yaşatılanlar karşısında; "neler olmuyor ki" dedirten bir halin fitili ateşlenmiş gibi!.. Yolsuzluk, usulsüzlük, rüşvet, adam kayırma gibi "iddialar" bu ateşin çemberinde gelişmeyi beklerken, "sosyal medya" üzerinden, "uçkur" çatışması başlatılmış!…
***
Hesaplar sahte mi, gerçek mi bilmiyorum!.. Ama velakin bu hesaplarda söylenenler, yazılanlar "yenilir yutulur" cinsten değil.. Kurum yetkilileri ne diyor bilmem?. Ki İzmir'den Diyarbakır'a atanan yeni İl Müdürü Nüammer Uslu göreve yeni başladı.. Kendilerinin bu rezilliklere dair, yaptırımı nedir, henüz ulaşan bir bilgi yok!?..
***
Gerçek olan şudur ki, Uslu'nun işi zor!… İlk gün dile getirmiştim.. Çünkü "derin bir politize olmuş" kurum var karşısında… Bugünün, bir önceki idarenin değil; yarım asra yakındır "sistem" aynı kirli çark üzerinde dönmektedir… Ve gelen, gideni hep aratmıştır ne hikmetse!
***
Nitekim, bir önceki yazımda, Diyarbakır'da "Spor ve futbol" neden, sıçramıyor, başarıya giden yoldan neden sürekli "tökezletilerek" gerilemeye giriyor diye, uzun uzadıya dile getirmiştim.. Tekrara gerek yok.. Ancak tüm bu durumun ana sebebi, "Spor'un" merkez kurumu olan, Gençlik Spor'un arızalı hali!..
***
Uslu'ya bir tavsiyem var.. Yapacağı tek şey vardır.. O da; "kurumu tepeden, tırnağa" 40 tas suyla yıkamasıdır.. Helal hale getirip, yeni bir başlangıçla "temiz sayfalar" açmalıdır.. Aksi takdirde, gelen gideni aratır olur?.. Ki önceki yöneticilerin ekseriyeti, Diyarbakırlı olmalarına rağmen; "vay malamını hep" söylendi?
***
Baksanıza, daha görev değişikliğinin tozu kurumdan atılmamışken, kurum içi "çekişmeler" artık belden aşağı, "çatışmaya" dönüştü.. Yok koltuk için eşinden boşanmış, yok kızının arkadaşının ayarlanması, yok tatilde pozlar, kuruma ait aracın eşine tahsis edilmesi.. Yani enva-i rezillik..
***
Bu işin, idari yönü kadar "yargı boyutunun da" olması gerektiğini düşünenlerdenim!.. Çünkü, gerek iddiaların doğruluğu, gerekse gerçek dışılığı noktasında; bir netliğin olması lazım..! Bu iddialar doğru ise "suç" teşkil ediyor.. Yok değil, haset ve kin odaklı "iftiralar" ise yine de; suç teşkil ediyor!.. Yani derin bir neşter gerekli!…
***
BİR PARTİLİ BUNU DİYORSA!..
Dün, AK Partili bir dost ziyarete geldi!.. Yıllarını partiye vermiş biri… Bedel ödeyenlerden.. Konu konuyu açarken, ağzından çıkan şu sözcükler, AK Parti'nin Diyarbakır "eksenli" neden sürekli "kan kaybını" yaşadığının bir ölçüde, ifşası oldu?
***
Dediği şu!.. Ülkemizde "siyaset" insafsızdır.. Ama, Diyarbakır'da "insafsızlıktan" öte, sınırsız bir "vefasızlık" vardır.. Komplo var, haset var, kin var, çekemezlik var!.. Bencillik ve ben odaklı; "insafsız siyaset" var?"..
***
Siyasi abiler!… Parti içerisinde "kendi evlatlarını" yemede, hakir görmede hayli mahirdirler.. Verdikleri yara, soğudukça, zaman geçtikce, "geçmişe dair verilen bedeller" hatırlanınca; acı kat be kat artıyor.. Acı da, öfkeye ve nefrete dair duygunun insafsız körüğü olduğunu biliyoruz!…
***
Bir nokta dikkatimi çekti!.. Şu ilçe teşkilatlarının, hal-i durumundaki "açmazına" ilişkin.. Yazıyorsun, çiziyorsun!.. Birileri de, birşeyler söylüyor.. Ama iş göründüğü gibi değil; vakıa "su testisidir?"… Kim o testiyi doldurursa!..
***
OKURUM SORMUŞ!..
Diyor ki, "Diyarbakır'da görevden alınan müdürler, şube müdürleri" ne yapar?… Dairelerine gidiyorlar mı?.. Bir makam, mevkileri oluyor mu?.. Düşündüm, verilebilecek cevap şu!.. "Boş gezenin boş kalfası!.." Ama velakin; "maaşlısı?"..
***
HEPİMİZ "ERMENİ MİYİZ" YOKSA "AZERBAYCANLI MIYIZ?"
Bilmem hatırlar mısınız?.. Gazeteci Hrant Dink "katledilirken…" Özellikle, sokaklar, caddelere "akın" edenler.. Köşe yazarları.. Gazete manşetleri.. Sağcısı, solcusu, sulucusu, afroşcusu.. Bilimum, attıkları bir slogan vardı; "Hepimiz Ermeniyiz" diye?.
***
İçeriğin derin anlamına girmek istemiyorum!.. Çünkü fasıl farklı.. Bugün, Ermenistan "açıkça" işgalci ve zulümkar şekilde; Azerbaycan'a saldırıyor.. Azerileri katlediyor.. Ki, Karabağ'ı yakıp-yıkan, sömüren Ermenistan'ın, "vahşetine" dünya şahit..
***
Ve dünya tüm bu olup bitenler noktasında; Ermenistan'ı haksız, işgalci, zulümkar görüyor… Bırakın "soydaş ve dindaş" ülkeler ve milletleri, Yahudisi, Hristiyanı Ermenistan'da yaşamayan Ermeniler dahi; "Azerbaycan'a yönelik işgali" kınıyorlar..
***
Peki, bizim "sulularımız" solcularımız, sokağa dökülenlerimiz, gazetelerimiz, köşe işgalci yazarlarımız neden; "ağızlarından" şöyle okkalı bir; "Hepimiz Azeriyiz, hepimiz Azerbaycanlıyız" sloganı çıkmıyor.. Ya da, ifade etme cesareti gösterilmiyor..
***
Demek ki, meramın" temelinde yatan hakikat; "samimiyettir?".. Görünen o ki; "Azerbaycan'a karşı" bir samimiyetsizlik, bir meram gönülsüzlüğü var?.. Sonuç itibariyle gün açısından diyorum ki, "Hepimiz Ermeni miyiz, yoksa hepimiz Azerbeycanlı mıyız?.." Safımız net olmalı!..
***
Tabi şunun da bilinmesi gerekir.. Halkların "birbirleriyle" sorunu yok.. Ermenistan'da yaşayan "Ermeni halkıyla" ne bizim, ne Azerbaycan'ın hiç bir problemi yok.. Ülkemizde yaşayan "Ermeni asılı" vatandaşlarımız da bize emanet!.. Herkesin bilmesi gereken; bu!..
***
Ama problem olan, "yönetimler ve yönetimlerin ortaya koydukları kötü siyaset!.." Yıllar yılıdır, "dünyaya pompalanan" bir provokatif, suikastler organizasyonu olan; "Soykırım yalanları!?".. Ermeni Diasporasının, "körüklemesiyle" oluşan bir kırılganlık bilinmiyor değil..
***
"KOLPA CUMHURİYETİ?"..
Mahallenin Hakan'ı "cuk" diye lafı gediğine koymuş!.. Konulmaz mı?.. Kendine "İran İslam Cumhuriyeti" diyeceksin.. Müslüman kardeşin Azerbaycan'ın yanında durman gerekirken.. O'nu sahiplenmen lazım iken.. Ki, tüm dünya Ermenistan "haksız, işgalci ve saldırgan" deyip, kınarken!… Sen çıkıp, "Ermenistan'a koltuk çıkıyorsun?"… Dahası, Müslüman kardeşini de; "haksız gösterme" gayreti içerisinde bulunuyorsun.. Buna İslam Cumhuriyeti denilmez, olsa olsa "Kolpa-cılık Cumhuriyeti" denilir..
***
GÜNÜN SÖZÜ…
Diyarbakırlının raconu; "bize alışmayanı" kusarız!..