GÜVEN DE, GÜVEN!…
İyi de; kime "güvenelim?"…
Deyin bakalım!..
Partilere mi?… Partilerin liderlerine mi?…
Sözcülerine mi?..
Kurmaylarına mı?..
Milletvekillerine mi dediniz?
Dahası..
31 Mart seçimlerine giderken;
Büyükşehir adayına mı?..
İlçe Belediyesi Başkan adayına mı?..
Belediye meclis üyesine mi?..
İl Genel meclis üyesine mi?..
Yoksa; İl Teşkilat başkanına mı güvenelim dediniz!?
Kadın kolları başkanına mı?.. Gençlik kolları başkanına mı?…
İlçe Teşkilatlarına mı?..
Deyin hangisine "güvenelim?" şimdi?…
***
Diyeceksiniz ki!..
Birine güvenirsen; "hepsine" güvenmek gerekir?..
Birine güvenmiyorsan; "hepsine" güvenmemek gerekir?
Haklısınız!… Sakal, bıyık misali!...
Yani, vaziyetin ikmali; "çıkmaz" sokak!..
***
Neyse!..
Güvensizlikten çok, "güvenmek" en iyisi değil mi?!..
Öyle ya; güvensizlik "karamsarlıktır"… Güven ki, "aydınlık ve istikrar" olsun..
Sizce!..
Galiba okkalı bir soru sordum?… Cevabı ağır!..
Derin düşünmek lazım?...
Neyse!.. Zaten beni gören herkes; "güven de güven" diyor?..
Ben de her seferinde diyorum ki..
İyi de; "kime güveneyim…!"
Prezeleri ortada!…
***
MECLİS ÜYELERİ..
AK Parti aday listeleri açıklandı..
Dün itibariyle; "YSK'ya" teslim edildi..
Yani, kısm-i kesinlik aldı..
Diyarbakır "merkez" ilçelerini göz önüne aldığımda..
Liste başları..
İlk üç'ler..
Ve sonrasındaki, ilk 13'e girenler..
Ki ne demiştim dünkü yazımda..
Yazının da başlığı idi; "Eski tas eski hamam.."
***
Fazla söze gerek yok...
"Ben baaan hayran, be baaan kurban.."
Aile siyaseti..
Diyeceğim şu!…
Ne söylersek söyleyelim..
Vaziyetin ikmali; "bu işten bir cacık çıkmaz..!"
***
YOK DAHA NELER?…
Ne yazık ki..
Kemal Bey.. Ve avenesinin "siyasi zihinlerine" akıl sır erdirmek mümkün değil?
Gaflet mi? Delalet mi?
Güruhsan bir bağımlılık mı?
Yoksa; "güdümlülük mü?".. Dış "etkenli ve destekli bir akıl sahipliği mi?"
Doğrusu!… Her neyi ihtiva ediyorsa; "travma" yaratıcı!
Baksanıza!… Sebze-meyvede yaşananlara..
Marketler. Manavlar.. Kabzımallardaki fiyat "fahişeliğine..!"
Ve hükümetin, "tanzim satış merkezlerine..!"
Şimdi topyekûn diyor ki; "kurgulu tiyatro…!"
***
Yani, hükümetin planı.. Yani Erdoğan'ın seçim "kumpası" aklı.. Yani 31 Mart'a özgü, "siyasi bir strateji" hamlesiymiş!!!…
Biliyorum.. Diyeceksiniz ki, "yok daha" neler?..
Eee.. Kemal Bey'in azıcık tiyatrosuna bakalım.. Neler, "zikretmiş..!"
Mesela; 15 Temmuz'a dair… Tanklar arasında sıvışan o..
Kahvesini yudumlayıp ekran başında "darbe organizasyonunu" takip eden o..
Halka.. Ülkenin seçilmiş hükümetine.. Cumhurbaşkanına.. Başbakanına..
Yani Milli iradesine "post modern" operasyon, çekilmesine "oh, oh, oh" diyen o!..
***
Bilahare.. Darbecileri de.. Darbe planlayıcılarını da.. Onları organize eden "üst akıllarıyla", kol kola, arzı endam eden yine o!…
Avanelerini "partisinde" buluşturan.. Aday gösteren.. Vekil yaptıran..
Hatta şimdi de, "Belediye Başkanı" koltuğuna oturtmak için enva-i "politik" tezgah kurduran yine o!…
Peki!.. Tüm bunlar, orta yerde vuku bulurken..
Zevat çıkıp ne dedi?.. Yüzündeki karayı, karşı tarafa çalarak.. Dedi ki; 15 Temmuz "kontrollü darbe…"
Yani, siyasal iktidarın organize ettiği bir darbe tiyatrosu!…
Bir adım ötesine gidelim.. İsrail'le yaşadığımız; "gerginlik..!"
Filistin'e dair.. Suriye'deki yapıya dair.. Hatta Kuzey Irak'taki "referanduma" çomak sokma, haline bile!..
Ya "Oneminute.." Davos'taki çıkış… ŞimonPeres'e "haddini bildirme" çıkışı!…
Tüm bunlara bile; "nasıl bir yakıştırmada" bulundu.. Dedi ki; "Danışıklı dövüş… Diplomatik pazarlık.."
***
İşte Suriye.. İşte Fırat'ın Doğusu.. İşte Trump'la "vuku" bulan çok yönlü "iktisadi" soğuk savaş..
Yüksek perdeli… Suriye'deki dağınıklık.. Soçi zirvesi.. İran.. Rusya.. Türkiye üçlüsünün; "diplomasi" trafiğindeki yoğunluk dahil..
Binlerce, onbinlerce "askerin" bölgeye yığılması..
Çatışmalar.. İdlip.. Menbiç.. Velhasıl 8 yıldan bu yana olup-bitene ne diyor; "Türkiye'nin Ortadoğu'daki" tiyatrosu…
Müsebbip" Türkiye!… Ha bir de, lügata kazandırdığı bir ifade var; "diplomasi skeçi.."
Milyonlarca insanın kanına giren Esed'i sahiplenen kim?..
Görüşen kim? İktidarının "devamından" yana tavır koyan kim?…
Gidin görüşün diyen kim? Örgütlere savaşı, terörizmle "mücadele" etme diyen kim?
Bay Kemal...
Ortadoğu'daki "ateş çemberine" getirdiği tanım.. "Halkların kavgası!.."
Duydunuz mu?… Ortadoğu'da "halkların savaşı" var?.. İyi de "savaştıran" birbirine kırdıran kim, "piyon liderler" değil mi?..
Güdümlü, liderler!... Tanıdık..
***
Hal bu iken!… Zat-ı muhteremler..
Bir gün çıkıp dese ki; Esed'le, DAEŞ'le.. PKK ile.. Yani Ortadoğu'daki "terör yapılarıyla", zalimlerle "savaşımız" aslında, kurgulu..
Tiyatro.. Şakacıktan "savaştık.." Gibisinden bir siyasi "mülahaza" vaki ederse; şaşırmayın..
Sizi bilmem; ben şaşmam!.. Nitekim, emarelerini veriyor.. Demedi mi; "Adana mutabakatı nerden çıktı" diye..
***
İşte, 31 Mart seçimleri!.. HDP ile işbirliği yapan o…. Batıda "Meclis üyeleri.."
Güneydoğu'da "Belediye Başkanlıkları" ittifakı içerisinde olan o!.. Ki herşey ulu orta cereyan ediyor..
Peki, zat ne diyor?…
Siz bakmayın öyle.. Asıl, AK Parti HDP ile "işbirliği" içerisinde…
Ki buna "getirdiği" delil, Miroğlu "HDP'nin oylarına talibiz" sözünü, getirtiyor..
Yani kamuflaj da kamuflaj.. Ama, "malzeme" bozuk, sürekli değiştiriyor..
Akıyor.. Aktıkça da, "çirkinliği" ortaya çıkarıyor…
***
Çarşı-pazarı.. Sebze-meyveye tiyatro diyerek "güdümlü" siyaset ortaya koyarken!…
İyi de.. 70'lerin tablosu neydi? Bugünkü kuyruk niye?
Farklı.. Ama zat'a göre, "aynı hatta bugünkü daha bir beter?"…
Eee.. Dün cunta vardı… Kıtlık vardı.. Yoksulluk vardı.. Yokluk vardı.. Üretim yoktu.. Paran olsa bile "alamıyordun."
Çünkü, mal yoktu..
Ne tüp.. Ne gaz.. Ne akaryakıt. Ne şeker.. Ne çay.. Ne yağ..
Odun kömür bile yoktu.. Var olan da "karaborsadan" el altından misli misli fiyatla satılıyordu..
***
Ey zevat!… Çarşı pazardaki hal-i hazırda vuku bulan mesele nedir?!..
Mal çok.. Üretim çok.. Ama velakin "güdümlü, dışa bağımlılar", fiyat fahişeliği var?
Şeytani akla sahipler, bu libası giymiş.. Her şey var; "ama" fiyat yüksek..
Gaye sokağı terörize etmek.. Gaye hükümeti devirmek.. Gaye, Gezi olaylarını hortlatmak.. Gaye Fransa'daki "sarı yeleklileri" sokağa döktürmek!… Var mı ötesi…
Aslında CHP ve Kemal Bey'in "ortaya koyduğu" politika tiyatro!.. Tıpkı, "Devekuşu Kabare"…
***
ADAMA BAK!?…
Diyanet fetva veriyor…
Diyor ki… "Sigara içmek haramdır…"
El hak.. Doğru ve yerinde, bir fetva ve tespit!..
Niye derseniz…
Çünkü…
İnsan sağlığı için.. İnsan yaşamı için.. Maneviyat kadar, maddi yönden de; "zarar verici?"..
Öldürüyor.. Süründürüyor.. Hayatı kişi için; "zindan" ediyor…
Hal bu iken… Şüyu vukuundan beter biri, çıkmış!…
Be namazın teki!…
İşi sulandırmak.. İşe limon sıkmak.. Vaziyeti magazinleştirmek için..
Diyor ki..
Benden de bir fetva..
Camide particilik yapmak..
Camide "rakibe oy vermeyen" demek..
Camide siyasi çekişme yapmak "haramdır?"..
Bunu diyor..
Sonra da, "sert oldu, yumuşatalım" mekruh oldu...
İyi de bu işgüzarlık niye!...
Ben de diyorum ki…
Zihin fukaralarının, zikri "mekruh" değil hep "haram" olmuştur..