GÜZEL ŞEYLERİ KONUŞMAK!
Ne diyelim.
Zorumuzdan, değil.
Olup-biten, icra edilen "pozisyondandır".
"Kasvet" içeren mevzulara odaklanmamız.
Sizlere de.
O seyr-ü seferi, sunmamız!
***
Diyarbakır.
Şehr-i Amed böyle yansıtıyor.
Gönül ve yürek.
Hele ki, kalem.
Hep ister; "güzel ve hoş seda veren" yazılar yazmak!
Ama.
İşte o ama varya, hani derler ya; "olmuyor".
***
Siyasi.
Ve Politik "atmosfer" rıza göstermiyor.
Şiddetin.
Çatışmanın.
Geri bırakılmış.
Yoksulluk ve işsizlik.
Hile ve desisenin de, bini bir para.
Bir travma!
***
Yoksa!
Şahs-i bazda "istemiyor" değilim!
Neyse!
Madem böyle, o zaman gelin böyle diyelim.
Siyasetten.
Politik meselelerden, uzaklaşalım!
***
Zaten, hafta sonu!
Biraz da, zihni dinlendirelim.
Kendimizi düşünce faslından terk-i diyar edelim.
Öyle ya...
Son iki aydır, "enva-i" tahribatı yüksek mesele yaşadık.
***
İktidarı devirme "kumpası mı?"
Yolsuzluk.
Rüşvet ve suiistimaller zinciri mi?
Tabeler.
Bakanların, "ses ve görüntü" kayıtları.
Sokak gösterileri.
Ölüm ve şiddetin; "yeni acılar" yaratması mı?
***
Anlayacağınız.
Buhranlı günlerden geçiyoruz.
30 Mart'ı sabote etmek.
Çözüm sürecini "akamete" uğratmak.
Erdoğan'ı "itibarsızlaştırmak".
Dini yapıları 'güvensizleştirmek"
Siyasi kaosla, "darbe" icra etmek.
Ve daha "akla-hayali" zorlayan hadiseler!
***
Haftasonu için; unutalım!
Rotayı çevirelim.
Diyarbakır'ın.
Yani Şehrin gölgede kalan güzelliliklerine.
Buna ilişkin; "icra" edilen kültürel envanterler.
Pek tabi ki kazanıma ilişkin gayretler.
***
DİYARBAKIR TANITIM KLİBİ?
Evet.
Suzan Suzi Türküsü.
Şöyle mırıldanırız.
"Kırklardağı'nın düzü.
Karanlık sardı bizi.
Kör olasın Suzan sizi."
***
Efsane, bir türkü!
Amed halkı bilir.
Suzan ve Adil'in aşkını.
Ve tabi ki Ziyaretin af etmediğini…
İşte, bu Türküyü hep, sevgili Bedri Ayseli'den dinlerdik.
Zaten, onunla, nam aldı.
***
Ama şimdi!
"Özel" bir kliple, ikmal oldu.
Diyarbakır Valiliği bu "türküye" klip yapmış.
Geçtiğimiz hafta haberdar oldum.
Daha doğrusu.
Şehir için büyük kazanım olan 10 tesisin temel ve açılış töreninde; izledim.
***
Ki o törende.
İl Valisi M. Cahit Kıraç jest yapmıştı.
Konuşma süresini kısa kesmiş.
Demişti ki;
Konuşma süremi Diyarbakır'ı tanıtan, "Suzan Suzi" klibine kullanıyorum!
***
Ne diyeyim!
Emeği geçen herkesin eline sağlık.
Bir Türkü.
Şehr-i Azam'ın.
Tarihi ve kültürel zenginliğine bu kadar mı, "cuk" diye oturur.
***
Dün haber geldi.
Klip.
Sosyal medyada "tıklanma" rekoru kırmış.
Hedef; 500 bin tıklama!
Eee!
Bu da, Diyarbakır'ın "kültürel zenginliği" görme noktasında, 500 bin kişinin bilgilendiği anlamına gelir.
***
Tabi; Kırklardağı’ndaki ucube yapıları da görmezlikten gelmeyiz.
Zaten; Söz'ün bugünkü manşeti.
İmar'a açılması.
Müteahhidin konut yapması.
Ve ilişkilerin; "kirliliği" noktasında haberde çok şey var.
***
Diyeceğim!
Kırklardağı'na rahta açanlar.
Ve rantın peşinde koşanlar.
Tıpkı; Suzan ile Adil gibi "Kırklardağı Ziyareti" çarptı.
Öyle görünüyor ki; "daha çok çarpacak!
***
ŞEHİR VE İNSAN BELGESELİ!
Hal-i hazırda!
Şehir imajındaki "travmatik" hal malum!
İşte, böylesi kültürel zenginlik ve tanıtım!
Diyarbakır'ı.
Şiddetin, öfkenin değil; "kültürel zenginliğin" kenti gösterir.
***
Bir güzellik de.
Diyarbakır Tanıtma Kültür ve Yardımlaşma Vakfından!
Bugün, "bu güzelliğin" etkinliği var.
Tanıtım!
22 dakikalık bir belgesel.
Şehir ve İnsan isimli bir filim.
***
Kentin kültürünü,
Tarihi mekânlarına.
Ve değerlerini anlatan bir belgesel.
Eser sahibi, DİTAV.
Daha önce de, Diyarbakır mutfağını kitaplaştırmıştı.
Ellerine sağlık.
***
Velhasıl!
Kentin imajının düzeltilmesi de,
Kültürel zenginliklerin gün ışığına çıkması da,
Huzurun,
İstikrarın,
Ve beşeri ilişkilerin ustalığı tamamen bizden geçiyor.
Yani; "bireysel" sorumluluk…
***
Biliyorum.
Yine politik bir söylem olacak.
Ama hakikat bu.
Herkes.
Ama herkes bilaistisna "kente sahip" çıkması gerekir.
Ranta değil, değerlere!
Güzel bir hafta sonu dileğiyle.