HAK TECELLİ EDECEK?..
Etmeliydi.. Etmeli.. Geç olsa da.. 60 yıl üzerinden geçse de.. Hele şükür diyerek; "Yassı Ada" Mahkemeleri ve mahkemelerin verdiği hükümler "yok" hükmünde sayılması yönünde ilk adım atılıyor?… Tarihi bir gelişme..
***
Eee, bu minvalde yıllar yılıdır az konuşmadık.. Çok konuşmadık.. Yaka-paça misali tartışmadık.. Yazdık, çizdik programlarda dile getirdik.. Ama kime?... Gelen-giden iktidarlar "demokrasi deyip" siyasi rantını aldı, ama somuta eğilim göstermedi?.. Nitekim en son da, "Yassı Ada'nın" yeni kimliğine kavuşmasından sonra mevzuya odaklanıp, dile getirdik..
***
Ki bizim gibi bir çok, fikir üretici de dile getirdi, "özgürlük diyorsunuz, demokrasi diyorsunuz…" Menderes'i.. İki Bakanı "demokrasi" şehitleri diye ilan ediyorsunuz.. 60 ihtilalini, "Türkiye'nin" dününe ve bugününe vurulan en büyük pranga olduğunu.. Darbeler silsilesinin "buradan" palazlanıp geliştiğinden, söz ediyorsunuz!.. Yani, çok şey söylenip duruldu!…
***
Ama tüm bunlara rağmen… Ne yazık ki, Demokrasi şehitlerinin “itibarını” iade etmediğiniz gibi; "Yassı Ada" mahkemelerinin hükümleri.. Ve mahkemelerinin kuruluş kanunları!.. Denir ya; "ter-u taze" şekilde hala yürürlükte ve aynı hükümler geçerliliğini sürdürüyor.. Yarattığı mağduriyetler ise "güncelliğiyle" devam etmektedir?
***
İşte bu ayıbı, tarihin sorguladığı "zulmü" Cumhurbaşkanı Erdoğan.. Gelen bilgilere göre; "gündemine" alıp, "teklif" hazırlatmış.. Kanun teklifi şuan için; AK Parti'de "imzaya" açılmış.. Görünen o ki, bugünden itibaren Meclis Anayasa Komisyonunda "kemale" erdirilerek Meclis gündemine getirilecek… Mağdurlara da tazminat hakkı tanınacak?
***
Önerge meclisten nasıl bir "tepki" odaklı gelişmelere yol açacak.. Yasallaşır mı, yasallaşmaz mı, farklı bir durum içerir mi, onu da, Meclis'in gündemine "almasında" göreceğiz.. Ama, her şeye rağmen bu hamlenin tarihi öneme sahip olduğunu ifade etmek gerekir…
***
MASKE ZORUNLULUĞU…
Evet, artık Diyarbakır'ın genelinde.. İl merkezi.. İlçeler.. Yani insanoğlunun yaşadığı her alanda; "pandemiye" karşı; "maske takmak" zorunlu olacak.. Maskesiz, gezmek, sokağa çıkmak yasak..
***
Çünkü, "kontrollü normalleşmeyi" biz "pandemi öncesi" normalleşme görerek, büyük bir keyfiyet içerisinde olduk.. Ne maske, ne sosyal mesafe, ne hijyenik.. Hepsini bir anda; "fora" ettik..
***
Sonuç, Diyarbakır alınan tüm önlemlerle "en güvenli" kent olma özelliğini, gıpta ile bakılan şehir vasfını kaybetti.. Kural tanımaz kent oldu.. Virüs yayan, yaydıran "kent" durumuna düştü…
***
Hani bir söz vardır.. "Bin nasihatten bir musibet evladır.." Yani illaki, "musibetlerle" karşılaşacağız, başımıza gelecek ki, "doğru yolu" bulabilelim… Bakan Fahrettin koca açıkladı.. Diyarbakır dahil, Şanlıurfa, Kayseri, Erzurum ve Rize'de artık "maske takmak" zorunlu..
***
Hasılı.. Maske.. Sosyal Mesafe.. Temizlik.. Bu üç kural hassasiyeti, artık günlük yaşamın, her sanisesi için "olmazsa olmaz" olarak, görüp ona göre, hayata entegre etmemiz gerekir.. Yoksa; kendimize de, çevremize de, milletimize ve ülkemize "sağlık" suikastı yapan oluruz..
***
AHLAKSIZ PARTİ VAR MI?…
Ne diyeceğimi bilemiyorum!.. Olmaması gerekir.. Hele ki, şerefsizin, ahlaksızın, küfürbazın, katilin, caninin, hırsızın, tecavüzcünün, tacizcinin, sapığın, fahişenin, rüşvetçinin.. Hiçbirinin siyasi partisi olamayacağı gibi, "siyasi fikri" nedeniyle mensubu bulunduğu partiyi "potansiyel" görebilme hakkına sahip değil…
***
Ne gariptir ki, dünkü yazım birilerini rahatsız etti.. Tepki verenler oldu… Kem, kümlü yaklaşanlar oldu… Gösterilen reflekslerde; "bizim partiden" diye başlayan sözcükleri, sıralayan oldu… Vaziyete, teferruatlı dalacaktım.. "Sizin partiniz" diye açtığınız ağzınızın içerisinde; "ne kadar çok bakteriler" olduğunu, söyleyecektim..
***
Sonra düşündüm!…. Neme lazım, bugün yarın bu troller bir araya gelip "şerefsizler partisi" kurmaya kalkarsa!.. İşimiz gücümüz yok, onlarla uğraşıp duralım.. Neyse, "kötü söz sahibine aittir…" Nitekim Başak Demirtaş'a "o kötü sözü söyleyen" tutuklandı.. Şimdi cezaevinde.. Hala "partisiyle" bir alaka gösterilecek mi?…
***
FUTBOL…
Görünen o ki, "pandemi" sonrası takımlarda "futbol" denilen bir veri kalmamış.. Ruhsuz, çapsız, bilinmezlik hakim.. Heyecan, yok.. Uyku getiren, bir film gibi izlenip-duruldu!.. Okurumun ifade ettiği gibi; Trabzon'da bir hareketlilik var idi, gerisi vasat!…
***
Vaziyet, "seyircisizlikten mi" kaynaklı, ya da "uzun bir ara" vermeden mi, yoksa, takım hocaları ile yönetimlerin "pandemi" evresinde çokça yakınlaşmasından mı, kaynaklı?. Neyse; önümüzdeki haftalara bakacağız!…
***
GÜNÜN SÖZÜ…
Zihni açık olanın, ulaşamayacağı hedef yoktur…