HAKLARINI YEMİŞİM!..
Kimin!..
"Reis’ten reise" Diyarbakır’a teşrif edenlerin…
Seçimden seçime "boy" gösterenlerin..
Aday adaylıktan sonra "partiye" uğramayanların..
İhale "peşkeşi" için, Diyarbakır'a arz-ı endam edenlerin…
İş kadrolarını "eşe dosta" alabilmeye çalışanların…
Kadrolara "raiş" biçim, "bürolarının" önünde kuyruk oluşturanların…
Kamuda etkili olabilmek, "selfilere" koşturanların…
Nüfuz edicilik adına, "dernek, platform" kurup projelerle kapital hortumlayanların..
Parti bir araç, dava değil diyerek "partiler arasında mekik dokuyanların..
Sabah AK Parti'de, akşam başka partinin "koynunda" olanların!...
Yani, "siyasi fahişelerin.."
***
Teşkilat "küçük olsun, benim olsun" mantığıyla siyaset yapanların..
Milletvekili listelerini..
Belediye Başkan adaylarını…
Encümenlerin "sıralamasına" dair listeleri "açık artırma" misali, satanların!…
Partiye "oy vermeyip" partili görünerek, itibar kazandırılanların…
Trollerin..
Troykaların..
Sülük misali "parti kanını" emerek, kendini şişirenlerin!..
Kısacası AK Partili değil de, AKP'li kulvarında seyredip ense ve göbek büyütenlerin!..
İşte bunların; "haklarını" yemişim!..
***
Vay nasıl "onları yeriyorsun" diyorlar…
Neden; onları deşifre ediyorsun..
Neden, ha bire onlardan söz edip- yazıp çiziyorsun..
Başka da işin yok mu; diyorlar?…
Yani gözünü kapat..
Yani rezilliği ve çirkefliği, siyasi çürümüşlüğü görme?..
"Bırak halı altında" kalsın..
İyi de, "halının altı" Karacadağ misali dağlar oluştu..
Artık gizlenemiyor?
***
İşte bu hal-i vaziyet neye delalettir biliyor musunuz!..
Ülkede büyüyen, ama Diyarbakır'da hep küçülen AK Parti'nin "kozmik odasını" ortaya koyuyor..
Ne hikmetse; "müdahale" eden yok..
Ne Parti merkezi..
Ne de partinin ana akımındaki "üst yönetim aklı..!"
Garip….
***
Zülfiyarelerine dokunduklarım!..
Hafta sonu kaleme aldığım yazıya da, "dikenleşmişler?"…
Vay ki vay!...
Niye!..
Vali Güzeloğlu'na "bravo" demişim..
Halis-muhlis;
Bir Ak Partili gibi..
Bir Milletvekili gibi..
Bir Bakan gibi...
Yani bir AK Parti teşkilatı gibi..
Yani bir SKM'si gibi; "sahada" seçim faaliyeti yapıyormuş!..
***
Onlar gibi; "sosyal medya" siyaseti yapmıyormuş..
Onlar gibi; "iki sloganlı resim paylaşmıyormuş?"
Onlar gibi, sanal politikayla "seçmeni" kandırmaya çalışmıyormuş?
Yani onlar gibi "hayal" alemiyle, kimseyi kandırmıyormuş?
İşte bunları söylediğim için..
Vali Güzeloğlu…
Mahalle mahalle… Köy köy.. İlçe ilçe; gezip duruyor?
Ahaliyle bir araya geliyor..
Muhtarlarla..
Kanaat önderleriyle istişarelerde bulunuyor..
Devlet-i ali’yeyle, milleti bir araya getirip, buluşturuyor..
***
Sorunları..
Önerileri..
Vatandaşın beklentilerini "birebir muhatapla" yüzleştiriyor….
Burnu kaf dağında olan..
İnsanlara tepeden bakan..
Kibirinden geçilemeyen..
Zerre-miskal tevazu sahibi olmayan…
Gönüllere dokunmayan..
Yani dünyayı ben yarattım, "hep ben diyenlerden" partinin hacı abilerinden, bakanımdan olmayan biri..
Bilakis; "onların" tahribatını, bıraktığı kötü izleri, silme adına çaba gösteren biri!...
***
İşte bu faaliyetiyle...
Eğer ki, 31 Mart'taki seçimlerde sandıklar açıldığında..
Ak Parti hanesinde, artı oylar vaki olursa, bilinsin ki bu da Güzeloğlu'nun artılarıdır "demişim..?"
Velhasıl kelam!..
İşte tüm bunları aktardığım için..
Buradan kaleme aldığım için..
Özetle "kral çıplak" dediğim için bu zevatın "haklarını" yemişim..
Hak yemişliğim bu!…
Gelin de söylenmeyin...
Biliyorum, sizin de ağzınızdan çıkan ilk sözcüğün şu olduğu..
"Bunlar.. Evet bunlar.. Çok ama çok; hadsizleştiler..
Hadsizleeeer…."
Aynen de öyle; hadsizliğin dibi…
***
BU SORUYA BU CEVAP MI?…
Önce sorumuz..
Biz diyoruz ki?..
AK Parti'de "bir rehavet" var..
Vahim bir rehavet bu!!.
Seçmen de öyle... Canlandırmak lazım!..
Sandık müşahitleri dahil!.
Onlar "toplama…"
Parti teşkilatı… "Aman ha" bize dokunmayın!…
Partinin SKM'si..
Ben bilmez merkez bilir kabilinde; "hacı abiler" bilir…
Ki parti yönetimindeki zevat daha bir "rehavette.."
Keyfiyet o biçim!…
"Oh oh oylar düşük olsun?" rakip oluşmasın!..
Yani, şimdiden bir havlu atmışlık var?
Herkes; "boş vermişlikte?"
***
Neden?…
İğneleyip, uyarıyoruz…
Seçime asılın..
Seçmene odaklanın…
Yereli yerel "dinamiklerle" canlandırın…
Hareketlenin..
Ulusal siyasetle..
Ulusal fikriyatyla..
Ulusal düşünceyle.
Ulusal argümanlarla "mesafe" alamazsınız..
Yerele inemezsiniz!…
Uyanın!..
Ve parti gönüldaşlarınızı da, "her şeye rağmen" uyandırın!..
***
Uyanık olun..
İş "bir beka" meselesi olduğu kadar, kent kazanımıdır da!..
İşte Diyarbakır..
İşte kentin kendine has; "seçmene" ulaşma araçları!..
Ama kullanan yok?..
Ne gazetelerde varsınız..
Ne televizyon ekranlarında varsınız!…
Ne de seçmenin "evine, kalbine girebilecek" bir hal-i durumunuz?!..
Şimdi bu sorulara, gelen cevaplar?
Ama bir cevap ver ki..
İşte o "bitişin" ifadesidir diyebilirim?..
Neymiş; "seçmen iktidara bir ders vermek istiyormuş?"…
Yani.. Yanisi şu..
"Biz ne yaparsak yapalım, seçmen "iktidara/bize" ders verecekmiş?"..
Oy vermeyecekmiş?
Gel de söylenme, gel de "bunlarla seçim kazan?"…
***
Umarım ki 1 Nisan sonrası!..
Hadsizler de…
Havlu atanlar da…
Yerelde "yerelden" kopanlar da..
Bir "ders-i ibret" muameleye tabi olurlar ki?…
Derler ya!…
Osmanlı tokadıyla, "devranları" son bulur..
Yeter artık size; tahammül ettiğimiz?
Sülükler..
Vampirler..
Bir daha..
Ama bir daha; AK Parti'nin kapısı önünden geçmesinler..?
Çünkü bunların zihni ve varlıkları "vahim" çürük mekanizmasıdır?
***
ERGANİ'DE SEÇİM SERÜVENİ?..
Farklı.. Öfkeli.. Bir o kadar da "iç hizipleşme" söz konusu!..
Özellikle, HDP!..
Yerel "tepki" yüksek.. Adaylar "tepeden" inme!..
Hatta, Encümenlerin bir bölümü de..
Yerelden, yani "tabandan" uzak!…
Denilen o ki;
Etkisi, tepkisi, firesi bir hayli yüksek, olacak?..
Rakip aday; Vahit Güvensen!..
AK Partiden.. 24 Haziran'da Milletvekili aday adayıydı..
Sevilen biri.. Genç.. Özgüveni yüksek!..
Genç seçmenlerin "buluştuğu" bir isim!..
Muhabbeti yüksek!..
Halkla iç içe bir siyaseti ve yönetimi benimsiyor..
***
Malum!..
Ergani "siyasi" yönde, kozmopolit!..
Bir ailede; "birden fazla" siyasi görüş, tercih var..
Baba ayrı..
Oğul ayrı..
Gelin ayrı bir partiye, siyasete yönelebilir!..
Blok yok!…
Son aldığım bilgi ve saha nabzında..
HDP'nin vahim hataları..
Tabandaki tepki; Güvensen'e "büyük şans" sağlıyor..
Nitekim!..
AK Parti'nin "kalem dediği" ilçeler, kritik görüntü verirken!..
Ergani, "ışık" veriyor..
Seçim vaadi...
Eee; "İl olabilmek" için "kapı aralanması" gerekmez mi?
AYDIN MI, CAHİL Mİ?…
Hal-i vaziyeti siz deyin?..
Diyeceğim o ki…
Siyasi açmazlar..
Politik kavgalar..
Bunalım yaratan kavramlar..
Liderlerin "keskin" dillerindeki iğneler..
Hepsi bir kenara…
Eğer ki..
Terörü..
Terörizmi..
Terör katliamlarını, ölümlerini..
Bilerek ya da bilmeyerek işlenen cinayet ve cinayetleri!…
Bunların dışındaki..
En sıradan ölümlere bile "kin" kusar hale gelmişsek!..
Hele ki, eğitimsiz… Ki cahil diyoruz..
O'nun nefretini öldürmeyen; "ölümler.."
Eğitimli…
Yani aydınımızın "nefretini" düşürmüyorsa!..
Vay ki vay; halimize!…
İmam kestiği ağaçtan düşüp hayatını kaybediyor..
Aydınımız da..
Cahilimiz de…
Vakıayı "ti'ye" alıp; " Ah be Ramazan.. bi imam kolay yetişmiyor?" diyorsa!…
Halimiz; travmatik!…