HALKIN HİZMETİNDE MİSİNİZ?

Ah ki, ah!

İçim dolu.

Tepki dozum, yüksek!

Duşlara, dokunuşum bile içten gelen öfkeyle, sert!

***

Nedeni mi?

Hangi nedeni sayayım ki?

Alın size; "tarihi" yapılarımız.

Diyoruz ki;

İnancın,

Kültürün,

Ve tarihi dokunun, cennet bahçesi Diyarbekir!

Yani Amed…

***

Ama velâkin;

Tarihi mekânların hal-i vaziyeti "yürek" sızlatıyor.

Hem de öyle böyle değil.

Halk deyimiyle; "ciğerden" vuruyor.

***

Görülenler,

Yaşanılanlar,

Ve yaşatılanlara baktığınızda, isyan etmeniz bile içten değil.

Ne hazindir ki;

Tepkinin, "en alasına" müstahak bir zihniyet işleyişiyle cebeleşiyoruz.

***

Öyle ki.

Hal-vurup harman savuruyor.

Varlık içerisinde, "yoksulluk" yaşatılıyor.

Bir "kör" irade vaki.

***

Her sokak.

Her mahalle.

Sur içindeki, her ev.

Bile istisna.

Ya ilçeler.

Ya, dağlar-bayırlar, ovalar.

***

Pet tabi ki,

Yeryüzündeki bu zenginliğe.

Bir de yeraltındakiler.

Kazdıkça; "tarih ve kültür" fışkırıyor.

***

Peygamberler mi,

Sahabeler mi,

Nebiler mi,

Camiler mi,

Medreseler mi,

Kiliseler mi,

Havralar mı?

Ne ararsanız, mümkün!

***

Hep derim!

Ki öyledir ki, "hakikat" bir söz!

Yeryüzünde;

Diyarbakır kadar "tarih ve kültür" hazinesine, sahip şehir yok.

Dile kolay;

Beş bin 200 metre uzunluğunda.

Şehri çevreleyen, "balık motifli" Surlar.

***

Yani;

Her biri kendi ölçeğinde,

"Bacasız fabrika" misali,

Birer turizm ve inanç hazinesi iken, ne acıdır ki; "heba" ediliyor.

Nedeni de; "iş bilmez" yöneticilerin.

İdarecilerin.

Ve siyasilerin, yüzündendir!

***

Bakınız!

Dün manşetten, konu ettiğimiz haber!

"Peygamber Kabri, yürek sızlatıyor…"

Evet.

Ergani ilçemizde bulunan,

İnsanlığın babası ve İlk Peygamber Hz. Âdem’in de torunu,

Hazreti Enüş Peygambere ait kabir..

 

***

Harap.

Kabir içler açısı, durumda.

Köy muhtarı.

Ahali, çalmadık kapı, gitmedik makam.

İletmediğimiz, siyasetçi.

Çıkmadığımız idareci kalmadı.

***

Peygambere,

Kabrine,

"Biraz da" olsa saygı gösterilip, onarılsın.

İnanç, turizmine kazandırılsın diye.

Ama ilgilenen yok.

***

Sahi kim sorumlu.

Vakıflar Bölge Müdürlüğü mü?

Eğer öyle ise!

Zaten, söylenecek söz yok.

Derler ya, "icraat" ortada!

***

Sormak istiyorum!

Bu kadar;

Önemli tarihi mekâna,

Esere,

Sahip çıkamayan, restore etmeyen,

Bakımına bile, lütuf göstermeyen, anlayış, "neyin hizmetkârı?".

***

Eğer.

Başbakan Erdoğan'ın halis bir dille ifade ettiği.

"Halkın hizmetindeyiz" diyorsa.

Sorumlu, zevat için halt ediyorsun demek gerekir.

Çünkü öyle değil.