Hasarımız nedir, ne ümit ediyoruz?

Dün, 2014'tü.

Bugün, 2015.

Bir geceyle; "sene-i devriye" yaparak atlattık.

Öyle ya!

Bir gecede. Gün için de.

"Her şey" değişecek.

Ya da var olan sorunlar "çözüm" bulacak değil…

Hele ki; "toplumsal" meseleler.

***

Hepimiz biliyoruz.

Ki herkes de; "bu hakikatin" idrakindedir…

Ama ne vardır?

Bir ümit, bir beklenti.

Ve tabi ki; "düşünce" hâsıldır.

Yarını, "ümit" etmek!

Nitekim yer küresinde, herkes "Yeni yılı" bu fikriyatla, ümit etmektedir.

***

O zaman!

Gelin biz de; "bu mecradan" seyredelim.

Beklentilerimizi sıralayalım.

2015'ten ne bekliyoruz.

2014'ün "yarattığı" tahribatlar silinebilinecek mi?

Çünkü sevabıyla-günahıyla uğurladığımız yıl, "çok çetin ve zor geçti?"

***

Yıllar. Yani zaman.

Elbette ki, "masum ve günahsız."

Günahkâr olan.

Masum olmayan "o zamanı" çekilmez hale getiren; "beşeriyettir."

Yaşayan zümre!

***

Çünkü enva-i hile ve desise icra etmektedir.

Bakınız!

Ortadoğu'nun değil.

Ülkenin "yekûnunun" değil.

Sadece Diyarbakır'a "bakmamız" yeter de artar.

Beşeriyetin "ne kadar" zalimkar ve kan emici olduğuna.

***

Diyarbakır'ın;

2014 panoraması, hazırlandı.

11. sayfada.

Detaylandırmayacağım. Okursunuz oradan.

Vakalar nedir?

Konuşulan mevzuular neye hikmet ediyor derseniz?

***

Şöyle insanın "içini" ferahlatan.

Huzur.

Güven.

İstikrar ve yarınlar için; "ümit" arz eden bir durum yok.

Tamamen; "ariza-ı" bir zincirleme vakalar.

Şiddet. Kan ve Gözyaşı!

***

Seçimleri de,

Geçimleri de,

Siyasal,

Kültürel,

Kimlik noktasındaki talepler de; "hep şiddet" sarmalı içerisinde, geçirdik.

Büyük bir "hazımsızlık" içerisinde "masum zamanı" öldürdük.

***

Biliyorum!

Diyeceksiniz ki, "yılın ilk gününde de!"

Eğlenceli.

Siyasi ve "politik" mevzulardan uzak.

Yani "ağır" konular, işlenmeden hasb-i hal etsek.

Beklentileri konuşsak.

***

Peki, öyle yapalım.

2015'ten, ne bekliyorsunuz.

Bireysel az çok, kestirilir.

Mal-mülk, kazanç.

Mutluluk.

Ve sağlıklı, bir yaşam.

Çiftler için; "saadet",

Bekârlar için, "mutlu" bir evlilik.

Öğrenciler için; "başarılı" bir eğitim dönemi ve karne!

İşsizler için de; "iş".

***

Gülmeyi.

Güldürmeyi; "daim" kulan bir yaşam hürriyeti!

Rüşvetin.

Yolsuzluğun.

Fuhuş’un.

Adam kayırmanın,

Politik "adam" satmanın, yaşanmaması dileğiyle.

***

Toplumsal, beklenti dersek?

Hiç kuşkusuz ki;

Evveliyatı yüz yıllara dayanan,

Ama "ateşi" yarım asrı bulan "Kürtlerin" hakları ve taleplerinin karşılanması.

Çözüm süreci!

İşte bu hakikatin; "toplumsal" bir mutabakatla, "kalıcı barışla" noktalanması.

***

76 milyon ülkenin tek temennisi bu!

Ne acıdır ki?

Halk desteği tam.

Firesiz; "bu işi çözün" arkanızdayız diyor.

Her söz kendisine geldiğinde; "alın size" yetki deniliyor.

Ama velâkin; "vekâleti" alanlar, halis niyetle çaba sarf etmiyor.

***

Ne; sürecin aktörleri.

Ne muhatapları.

Ne de; "taraflar" arasında köprü vazifesi kuranlar.

Sürekli; "birbirinden" güç ve politik "kayıp" verdirme, gayreti söz konusu!

Nitekim 2014'ü bu noktada "heba" ettik.

İşte, 2015'te ümit edilen budur ki; "telafi" edilsin!

***

En önemlisi de taraflar!

Halis, "kör taassuba" düşmeden!

Çözümü; "kalıcılaştırmak" için, sorumluluk icra etmelidir.

Elbette ki, "ağır faturayı" halk ediyor. Kaybedilen zaman da; "halkın" cebinden ve kalbinden çıkıyor.

O da bir yere kadar.

"Sabrın da sonu var" deyip, tokadı vurur ki; "maazallah".

Siyasi tarihte; "örneği" çok.

***

Evet, siyasi mesajımız ve beklentimiz!

Hey. AK Parti!

Adam ol.

Ustalık döneminde; "boşvermişlik" olmaz.

Hele ki, her mevzuuya.

Tıpkı 28 Şubat zihniyeti gibi; "o gün" irticacı bugün de "paralelci" aklı ziyanla, "sapla-samanı" karıştırma.

Keseri ayağa vuruyorsun!

***

Muhalefet.

MHP.

Hele ki, Cumhuriyet Halk Parti!

Bırakın artık;

Her salataya "muhalefet" olsun diye, maydanoz olmayı!

İçinizi temizleyen.

Kapınızın önündeki çöpleri kaldırın!

***

"Tencere dibin kara" misali!

İktidara karşı ortaya koyduğunuz; "muhalefet" hep geri tepiyor!

Bilesiniz ki!

Bugün "iktidarla" yaşanılan sorunların müsebbipliğinde "en büyük katkı" sizin.

Masum değilsiniz!

***

HDP'den beklentim!

Hem sol siyasetin kulvarında; "istikrarlı" muhalefet yapmalı.

Hem de, Çözüm sürecinde "sorumluluk ve söz geçerlilikte" pasif yapıdan, kurtulmalı!

Ki bu ülke insanı; Cumhurbaşkanlığı "seçiminde" bunun mesajını bariz bir şekilde verdi.

Ama.

Karşılığını gördü mü derseniz; yok!

***

Velhasıl.

Dedik ya; bir geceyle tüm sorunlar çözülmez!

Öyle.

Ama; zihniyet değişirse.

Beşeriyet, "geçmişten" ders-i ibret alırsa.

Dünün olumsuzluklarını, zikretmezse.

Olumlu mevzuları güçlendirebilirse…

***

Herkes. Ama herkes!

Farklılıklarını.

Diliyle, rengiyle, kültürüyle, kimliğiyle.

Zenginliği, fakirliği.

Okumuşluğu, okumamışlığı. Her ne ise!

Hepsini; "toplumsal" birlikteliğin zenginliği ve mozaiği olarak görürse.

İşte o zaman; "beşeriyet" bir mana kazanır…

Onun için değişim şart.

Evet, 2015'ten ümitli bekleyişimiz; "değişim" olsun.

Yeni yılınız kutlu olsun.