Hevsel polemiği!
Evet.
Şehr-i Azam'dan ilk notumuz!
Hevsel Bahçeleri.
Ve akıbeti'nin niceliği.
Malum hal-i hazırda; "sıcak mevzuumuz!"
***
Öğrenciler.
Çevre duyarlısı vatandaşlar.
STK'lar.
Yerel yönetimler.
Siyasiler.
Valilik.
Dicle Üniversitesi.
Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü.
***
Velhasıl herkes!
Mevzuuya odaklı "polemik" içerisinde.
Sorgu ve cevap gayretinde.
Dicle Vadisi projesi kapsamında!
İddiaya göre; burası rezerv alanı olarak ilan edilmiş.
Konut yapılacak.
Sosyal donatılarla; "betonlaştırılacak mış?"
***
Bunlar hal-i hazırda iddia!
İşte bu iddialar üzerine ortaya konulan tepkiler var.
Bir kaç günden buyanadır seslendiriliyor.
Nitekim.
Öğrencilerden ve vatandaşlardan bir grup.
Dicle Nehri kıyısında "çevre duyarlılığı" eyleminde bulunuyorlar.
Çadır eylemi!
"Ağaçlar kesilmesin."
Tıpkı Gezi Eyleminin ilk masum günleri gibi
***
Çadırlar kurulmuş.
Öğrenciler.
Vatandaşlar kalabalık.
Ortak bir buluşma.
Türküler, şarkılar söyleniyor.
Halaylar çekiliyor.
Deniliyor ki amacımız "doğa katliamına dur demek".
***
Haklı.
Ve Demokratik bir tepki!
Biz de destekliyoruz.
Niyet bu noktada ise, Hevsel Bahçeleri yok edilecekse.
Dicle Vadisi projesi kapsamında betonlaştırılacaksa!
Dur denilmeli.
Önüne geçilmelidir.
Hani derler ya.
Niyet "Üzüm yemek mi, Yoksa bağcıyı dövmek mi?
Tabi ki herkesin gayesi; "üzüm yemek" olsa gerek.
***
Çünkü.
Hevsel Bahçeleri "dokunulmaz" bir alan.
8 bin yıllık geçmişe sahip.
Yaşam alanı.
Doğanın cenneti"…
Gülleriyle.
Çiçekleriyle.
Kuşlarıyla.
Ve tabi ki, "sebze-meyveleriyle"?
Tahılıyla.
Diyarbakır’ın bir cennet bahçesi misali!
***
Dicle Nehri'nin.
Gizemli "hayatını" bağrında yeşerten bir yer.
Şarkılara.
Türkülere.
Şiirlere konu olmuş bir alan.
Aynı zamanda sit alanı.
Ve "UNESCO'ya da" aday.
***
Şimdi.
Tüm bu güzellikler içeren yapı!
Hakikatten.
İddia edildiği gibi; "betonlaştırılacak mı?"
Doğrusu.
Kimse net ve kesin konuşmuyor?
Muğlâk ifadeler var.
Bu da doğal olarak bilgi kirliliğine neden oluyor?
***
Önce.
Çevrecileri bir dinleyelim.
Onlar hangi iddia üzerine; seslerini yükseltiyorlar.
Ne diyorlar? Diyorlar ki.
"Burası bir yaşam alanıdır.
Kentin ağaç bulunan tek alanı da burasıdır.
7 bin ağacın daha kesileceği söyleniyor.
Bu durum gözle görülüyor.
Attığımız her adımda bir ağaç kökü görüyoruz. ."
***
Çevrecilere destek veren BDP ne diyor?
İl Başkanı Zübeyde Zümrüt.
O da diyor ki.
"Hevsel Bahçelerinde çalı çırpı değil 20 yıl ile 100 yıl arasında değişen ömürde ağaçlar bulunuyor.
Diyarbakır'ın nefes alacağı yer Hevsel'dir.
Çalışmanın bittiği haberi gelince biz de buradan çekileceğiz"
***
Bu iki iddiaya karşı.
İl Valisi Cahit Kıraç'ta açıklama yaptı.
Tartışmaların son bulması için.
İddiaları "çürütme" gayesiyle diyor ki.
"Hevsel Bahçeleri tarihin, doğanın kendisine vermiş olduğu görevin dışında başka bir görevi doğal olarak yapamaz.
Orada konut olmaz.
Zaten alan kumsal bir alandır.
Ve Diyarbakırlının Hevsel Bahçelerine, kültür varlıklarına göstermiş olduğu duyarlılığın çok yüksek olduğunu görüyorum.
Buna da çok teşekkür ediyorum.
Aynı düşüncedeyiz. Biz de sizlerle birlikteyiz.
Hevsel Bahçeleri kültür vadisi olma hizmetinin dışında hiçbir iş için uygun olamaz.
Herkes rahat olsun."
***
Diğer bir tepki de.
Ağaç kesimiyle gündeme gelen.
Tabiri caizse; "kıvılcımı" çakan Dicle Üniversitesi.
Genel Sekreter Sabri Eyigün.
Ağaç kesimine yönelik tepkilere cevap mahiyetiyle şöyle diyor:
"Hiçbir özel veya resmi kurumdan orada bir inşaat veya işletme kurmak için teklif gelmemiştir, gelmesi de mümkün değil.
Orası Hevsel Bahçeleridir ve bir kısmı sit alanıdır."
***
Mevzuuya.
Bir tepki de, BDP'li Altan Tan'dan geldi.
Tan'ın "eleştiri" okları çok yönlü.
Özellikle.
BDP'li Belediyelere.
DTK'ya.
Ve Çevresel tepki koyan öğrenci ile vatandaşlara.
***
Tan'ın bu kışı.
Hevsel Bahçelerinden daha çok önümüzdeki günlerde; ciddi bir siyasi mülahaza konusu olacak.
Çünkü.
İlk kez bir BDP'li kendi belediyelerini eleştiriyor.
Hatta üyesi olduğu; DTK'yı yerden yere vuruyor.
Gizemli bir durum.
Acaba.
Altan tan "köprüleri" atıyor mu?
Farklı bir siyasi kulvara geçmenin niyetinde mi?
Yoksa hepsinden öte, doğru olanı mı söylüyor?
***
Tan bu konuda ne diyor?
Diyor ki.
"Hevsel Bahçeleri’ne çadır koyan arkadaşlar, bu çadırları önce Dicle Vadisi’nin yapılacağı yerde kurulan kum ocakları ve satılan Kırklar Dağı’na kursunlar.
Aynı şekilde Kırklar Dağı’nın satılmasıyla ilgili neler olduğunu ortaya çıkarsınlar.
Önce çadırları oralarda kursunlar, sonra gelip halka doğru bilgiyi versinler”
***
Tan.
Halkın da "yanıltıldığını" söylüyor.
BDP ve DTK tarafından.
Diyor ki.
"DTK adına hareket ettiğini söyleyen bazı kişiler halkı yanıltıyor.
DTK eş başkanlarının bir yıldır hiçbir mevzuda inisiyatifleri yok ve inisiyatif kullanmıyorlar."
***
Kırklar Dağı satıldı.
Bu karar BDP'li Sur Belediyesi ve Büyükşehir Belediyesi'nden geçti.
Kimse ciddi hiçbir reaksiyon ortaya koymadı.
Çok büyük yanlışlıklar yapıldı.
Nedir bu yanıltma; 'Dicle vadisine konut yapılacak, rezerv alanı ilan edildi ve Hevsel bahçelerine konut yapılacak'.
Hâlbuki rezerv alanı ilan edilen alanın içerisinde Hevsel bahçeleri yok.
Bunun haritaları var.
Bakanlar Kurulu'nun ilan ettiği haritalar var."
***
Velhasıl!
Çevresel bir duyarlılık var.
Ama ciddi bir de bilgi kirliliği söz konusu.
İlgili ve yetkili makamlar.
Bila istisna "net ve ikna edici" değiller.
Bu da tabiri caizse; "yangını" körüklüyor.
Bakalım.
Serüven nasıl son bulacak?
Hep birlikte göreceğiz!