HİÇ DE TATMİN OLMADIM!

Nihayet,
Demeyeceğim...
Maşallah ta!
Ama;
Nazar değmesin diyeceğim...
Çünkü baksanıza İl Özel İdaresi Genel Sekreterliği "dile" geldi.
Hem de; "ketumluğunu bozarak" ses verdi!
Şu satışında enva-i Ali Cengiz oyunu icra edilen Kültür Sarayı Binasıyla alakalı konuştu.
Malumunuzdur!
Hafta başından beridir gerek bu köşeden, gerekse gazete manşetinde yazıp-çiziyoruz...
Peşkeşi kâmil olan Kültür Sarayı Binasının satışında; neler olduğunu?
Şaibelerden mi,
Usulsüzlüklerden mi,
Ve Diyarbakır’ın sahipsizliğinden mi kaynaklı "kirli çarkın" nasıl icra edildiğini.
Tabi ki;
Kamuoyu adına vuku bulan spekülasyonların doğruluğu nedir diye?
Hem; vicdanların rahatlaması.
Hem de bilgilendirme noktasında, cevap bekleyen 11 soru sıralamıştık.
"Cevap veren yok mu?" diye.
Nitekim
Önceki gün İl Valisi Mustafa Toprak'la yaptığım özel sohbette şöyle demişti.
"İl Özel İdaresine talimat verdim,
İnceleme ve soruşturma ile mevcut bilgiler size aktarılacak" diye!
Neyse.
Nerdeyse üç gün geçti; soru sorduğumuz ve cevap beklediğimiz zaman açısından.

* * *

Nihayet!
Dün sabah; bir dosya kurye aracılığıyla gönderildi.
Mavi kaplı dosya!
1.5 sayfalık bilgi notu, bir kaç da doküman.
O da, gazete kupürü ve kıymet tespiti noktasındaki yazışma.
Başka da bir bilgi yok ve doküman yok.
Bilgi notu ve gönderilen dokümanları, detaylı bir şekilde inceledim.
Çünkü,
Daha önce buradan ifade etmiştim elimde bilgi ve dokümanların var olduğunu.
Onlarla karşılaştırdım.
Hangi bilgi, hangi dokümanı çürütüyor babında.
Bize gelen bilgiler mi gerçek.
Yoksa İl Özel İdaresi Genel Sekreterliğinin bildirdikleri mi gerçek?
Doğrusu,
Gelen bilgi notu ve ilişiğindeki dokümanlar pek beni tatmin etmediği gibi.
Bilakis; Daha bir ciddi manada "yeni kuşkularımı" artırdı ve mevcut sorularıma yeni sorular ekledi.
Ancak, Bugün cevap hakkına riayet etme noktasında sözü İl Genel Sekreterliğine bırakacağım.
Ama Bilahare neden bilgi ve dokümanlara karşı "tatmin" olmadığımı ifade edeceğim.
Tabi;
Söz hakkımı şimdilik saklı tutuyorum.
Kısmet olursa Pazartesi günü söz hakkımı kullanacağımı şimdiden duyurmak istiyorum.
Evet!
İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Ahmet Akyol imzasıyla gelen bilgi notunda şöyle deniliyor.

BİLGİ NOTU!

"-Gazetenizin 20.12.2010 ve 21.12.2010 tarihli baskılarında Kültür Sarayının satışıyla ilgili iddialara ilişkin, kamuoyunu bilgilendirme amaçlı olarak açıklamalar aşağıya çıkarılmıştır.
İlimiz Yenişehir İlçesinde bulunan Pafta No 24, Ada No 476, Parsel no 31’de kayıtlı bulunan Kültür Sarayı binasında İl Özel İdaresine ait bulunan 50 Bağımsız Bölümün satılması 5302 Sayılı İl Özel İdaresi Kanununun 10. Maddesinin (f) fıkrası gereğince İl Genel Meclisince alınan 07.04.2010 tarih ve 71 Sayılı Kararı doğrultusunda satış işlemlerine başlanılmıştır.
Bu kapsamda ihaleye çıkarılan satış işlemi için 2886 sayılı Devlet İhale Kanununa göre yerel gazetelerde 2 kez yayınlanmak üzere Valilik Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğüne 17.08.2010 tarih ve 5495 sayılı yazı ile gönderilmiştir.
Diğer şehirlerde yayınlanması için Basın İlam Kurumuna 13.08.2010 tarih ve 5477 sayılı yazı ile Resmi Gazetede yayınlanmak üzere Başbakanlık Basımevi Döner Sermaye İşletmesi Müdürlüğüne 13.08.2010 Tarih ve 5470 sayılı yazı ile bildirilmiş ve yerelde Güneydoğu Ekspres Gazetesinin 01 Eylül ve 07 Eylül 2010 Tarihlerinde, Ulusal Gazetelerden Günboyu Gazetesinde 01 Eylül 2010 Tarihinde, Resmi Gazetede 01 Eylül 2010 Tarihinde yayınlanmıştır. Bunun dışında İL Özel İdaresi WEB sitesinde ihale süresince ilan edilmiştir.
Muhammen bedelin tespiti için Diyarbakır Yenişehir İlçe Belediye Başkanlığına, Ticaret ve Sanayi Odası Başkanlığına, Bayındırlık ve İskân Müdürlüğüne ve Diyarbakır Emlak Komisyoncuları ve Müşavirleri Derneğine yazı yazılarak Kültür Sarayında bulunan Bağımsız Bölümlerin satılacağı bildirilmiş ve bedel tespiti için talepte bulunulmuştur.
Bunun dışında Yenişehir ilçesinde bulunan mahalli Emlakçılardan Tutanakla Kültür Sarayında bulunan bağımsız bölümlerin satılacağı bildirilmiş ve fiyat tespiti yapılmıştır. Yenişehir İlçe Belediye Başkanlığı 08.06.2010 tarih ve 1025 sayılı yazı ile arsa birim fiyatını, 02.07.2010 tarih ve 880 sayılı yazı ile Bağımsız bölümlerin kıymet değerlerini bildirmişlerdir.
Ticaret ve Sanayi Odası Başkanlığı 25.06.2010 tarih ve 1922 sayılı yazı ile Bağımsız bölümlerin kıymet değerlerini, 26.05.2010 tarih ve 1922 sayılı yazı ile Bağımsız Bölümlerin kıymet değerlerini, 26.05.2010 tarih ve 1612 sayılı yazı ile arsanın birim fiyatını bildirmişlerdir. Diyarbakır Emlak Komisyoncuları ve Müşavirleri Derneğinin 12.07.2010 tarih ve 31/2010 sayılı yazı ile arsanın birim fiyatı ile Bağımsız Bölümlerin Kıymet değerlerini bildirmişlerdir. 
Kültür Sarayı binasının arsa gelen tüm fiyatların ortalaması alınıp ortalama bedel tespit edilmesi gerekirken Kamu yararı göz önünde bulundurularak Bayındırlık Bakanlığı 2010 yılı yapı birim maliyetine göre hesaplanan ve en yüksek fiyat olan 6.124.222,- TL Fiyat, Muhammen bedel olarak tespit edilmiştir. 
Kültür Sarayında bulunan 4.Kat daha önce Çalışma Bölge Müdürlüğüne satıldığından 4. Kat dışında kalan mahaller bu ihale kapsamında satışa çıkarılmıştır.
İhaleye çıkarılan Kültür Sarayındaki 50 Bağımsız Bölümün satış ihalesine katılmak üzere 6 kişi şartname almış olup, teklif veren kişi sayısı 5 olmuştur. İhale sonucunda çıkan en yüksek teklif Bed. Gıda ve Unlu Mam. Tur. Teks. İnş. İt. İhr. San. Tic. Ltd. Şti.’nin 6.475.000, TL’lik teklifidir.
Verilen bu teklif muhammen bedelin 350.778, TL üzerinde olduğu için İl Encümenince ihale gerçekleştirilerek 2886 Devlet İhale Kanunun 31. Maddesine göre Vali tarafından 22.09.2010 Tarihinde Tasdik edilmiştir.
Bilgilerinize rica ederim."

* * *

Evet bilgi notu bu!
Sahi,
Siz iki gün önceki sorularımıza verilen bu cevapla tatmin oldunuz mu?
Ya da;
Gerçek bilgilere ve olup-bitenlerin sis perdesini aralama noktasında; doğruyu buldunuz mu?
Sanmıyorum!
O zaman hafta başı sohbetinde, daha anlatacağım çok şey var.

* * *

ANAHTARI BIRAKIP GİDİN

Ziya Paşa'nın,
Derin mana içeren çok güzel bir sözü var!
Ki Lügatımıza; "Atasözü" diye girmiştir.
Şöyle der;
"Ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz..."
Ne hikmetli bir söz değil mi?
Peki,
İkmali nedir bu okkası ağır gelen ifadenin.
Mana değeri şu;
Kişinin aynası ve yansıttığı gerçek yüz, ağzından çıkan laf değil, yaptığı ve ortaya koyduğu işlerdir.
Daha özet ifadeyle;
Olup-biten noktasında söylenir, "söze ne gerek var?" diye!
Her şey ortada!
Tabi bir de;
Bu durumun tersi istikameti hasıl ki, o da ayrı bir ahlaki değerdir.
Şöyle telaffuz edilir;
"Laf ile Peynir gemisi yürümez".
Ne demek bu;
"İş bilmez, ama laf üretir."
Yani, "boş-boğaz..."
Düşünmek, söylemek ve gerçekleştirmek arasındaki mesafenin idrakine varılmadan "fikir" icra etmek!
Ya da;
"Dereyi görmeden paçayı sıvama" misali, hayal aleminde yaşamak ve gezinmek gibi.
Doğrusu;
Bu iki "ders-i ibret" içeren hayat karakteri günlük yaşamın olağan seyrini ihtiva etmektedir.
Şöyle de bir etrafınıza bakın;
Kimler hangi "cenahta" yer almakta!
İnanıyorum ki;
Büyük ve dehliz bir hal-i ruhiyet içerisinde "hanelere" ayırmada hayli zorlanacaksınız.

* * *

Neyse!
Bakınız;
Diyarbakırspor'a.
Şu anki ahval-i durumu hepimizin malumu.
Tabiri caizse;
Her yönüyle; bedbaht halde!
Daha aleni bir düşünceyle; gaflet ve delalet içerisinde.
Kulüp Başkanı Çetin Sümer'e bi bakın.
O daha bir berbat halde!
Aynadaki;
Görüntüsü neyi içeriyor diye sorarsanız?
Doğrusu;
Matematiksel çözümü şunu ifade etmektedir.
Bu işler;
"Lafla" yürümez!
Çünkü
Ortaya konulan ne bir iş ve ne de bir eser var!
Var olan eser de;
Gerileme.
Hem de, baş-aşağı yuvarlanma.
Birer yıl arayla, iki basamak düşmek!
Diyarbakırspor'un,
Tarihinde olmayan bir başarısızlığı hayata geçirmek.
Ve bu sezonda; kaçınılmazdır bir alt lige düşmesi!
Yani demem o ki;
Diyarbakırspor’un yönetimi ve seyri "laf ile peynir gemisi" yürümez misali; dikiş tutturamıyor.
Tutturacağı da yok!
Eski defterleri
Burada açmak istemiyorum.
Zaten; Diyarbakır ahalisi "sicillerin" nasıl temiz(!) olduğunu biliyor.

* * *

Ancak;
Benim kafamı kurcalayan Sümer'in iki gün önceki basın toplantısında "getirdiği" suçlamalar.
Herkese,
Çattığı gibi kendisini de suret-i haktan gösteriyor!
Sanki;
Koca çınarı yıkan ve bedbaht hale getiren "kendisi ve başında olan yönetim" değil.
Pes doğrusu!
Sümer'in kendisinin ifade ettiği gibi;
Yönetim ve Teknik kadrosunda gördüğü "Bizans oyunlarını" bari kendisi Diyarbakır'ın yarınlarına ilişkin sergilemekten artık imtina etsin.
Bir de,
İl Valisi Mustafa Toprak'a karşı kullandığı bir ifade vardı ki; "söyleyene bak" dedirtiyordu.
"Gitsin Bismil'e Kaymakamlık yapsın".
Çetin'in giderayak; çarpışma arenasını oluşturma gayesi, doğrusu derinlik ihtiva ediyor.
O da şu;
"Nasıl olsa batak bir durumdayız. Bari Vali ve Belediye Başkanına çatalım.
Belki;
Bizi kapı dışarı atarlar da, biz de çıkıp bakın Diyarbakırspor'un düşmanları bunlar deyip, kendimizi aklarız" diye düşünmeniz.
Doğru ve akıllıca bir düşünce değil.
En mantıklı ve doğru olan;
Sizin "anahtarı" bırakıp gitmenizdir.
Hayırlı Cumalar..