HİZMET, NEDEN EZİYET OLUR?..

Evet ya; bir hizmet neden eziyet olsun ki?..

Ya da o hizmet neden "eziyete" ve toplumsal tepkiye dönüşsün ki…?

Maalesef, "o hizmeti" icra eden kurum; DEDAŞ olunca "işler" sarpa sarıyor!…

"Eziyetleri de, zulümleri de" keyfiyet odaklı hizmet anlayışıyla ikmalde...

Hele  duyarsız kurumlarla "birleşince" her şey kaçınılmaz hale geliyor…

***

DEDAŞ, halk nezdinde "zulümkâr" bir kurum!…

Eee, olmaz mı?..

Olmadık yerde "elektrik" kesintileri..

Ki yaz, kış "artık" gözetilmiyor..

Faturalardaki "şişkinlik!.."

Açma-kapama hilesinden haksız kazanç sağlama!…

Tarifelerdeki "oynaklığı!.." Hayali "kaçak elektrik" düzenlemeleri…

Çiftçilerin perişanlığı..

Kuraklığı fırsata dönüştürüp; "çiftçilerin" boğazına sarılarak, elinden, avucundan ne varla alması? Devletin primlerini "gasp" etmesi!..

***

Say say bitmez, halk nezdindeki DEDAŞ'ın "zulümkârlığı?…"

Neyse tüm bunları bir kenara bırakalım..

Nasıl olsa, alıştık "eyvallah" demeye..

Ki yıllar yılıdır, yaşatıyor bu ülke insanına ve bölgemizdeki halka!..

Ve; tüm tepkilere, eleştirilere, "suçüstülere" davalık olma hallerine rağmen; himaye edici "dokunulmazlık zırhıyla", hesap soran olmadığı için ne söylersen nafile!… Yaptığı her şey "yanına" kar kalıyor!…

***

İşte bu "ali kıran baş kesen" anlayışından olsa gerek!..

En sıradan basit bir kurumsal "yatırım veya hizmeti" icrada bile; "halkın" muhakkak ki, canını acıtıyor, "eziyet" edici bir hal-i durumu yaşatıyor!…

Öyle ya; "kim bir şey diyebilir ki?"..

İşte bundan dolayı, "hizmet neden eziyet olur" diye, yazıya başlık attım!…

***

Bakınız, özelleştirme kapsamında "zorunlu bir yatırım" şartı olarak DEDAŞ, Diyarbakır ve ilçelerinde "Elektrik hatlarını" yer altına alıyor!…

Olması gerektiği gibi!..

Gerek, güvenlik açısından, gerek sağlıklı iletim yönünde; "önemli…"

Tabi görsel kirliliği de hesaba katarsak, "doğru" bir işlem!!…

***

Ama gel gör ki, "bu hizmeti bile eziyete" dönüştürdü!…

İki aydır; DEDAŞ buldozer gibi kaldırımları gelişi güzel kazıyor, kaldırıyor…

Molozları da, cadde ve sokaklara döküyor..

Bu iş ve işlemini yaparken de, hiçbir önlem, tedbir sağlıklı çevre duyarlılığını icra etmeden yapıyor…

Araç trafiği mi, yaya trafiği mi, çevre temizliği mi; "umurunda" değil..

Döşe geç, çukura kim düşerse bana ne…

***

Vahim olan; "kazıp, kablolarını döşedikten" sonra, enkazını olduğu gibi bırakmasıdır!.. Vatandaşın sağlığını, güvenliğini "tehlikeye" soktuğu gibi bir de, kentin estetiğini de bozup, tahrip diyor!…

Ve aylardır, Kayapınar ilçesi dahil, şehir ve ilçeler böyle!…

Her yer; "köstebek yuvası gibi, her yer toz duman içerisinde!!"

***

Ne bir koordinasyon, ne de tekniğe uygun bir faaliyet söz konusu değil!..

Tabi, DEDAŞ'ın "bu keyfiyetine" bir de yerel yönetimlerin eklenen duyarsızlığı var ki maazallah!?…

Malum artık, yeni yasaya göre İlçe Belediyeleri ilçelerindeki kazıların "bakım ve onarımından" sorumlular..

Çünkü, buna dair "pay" alımını, artık Büyükşehir Belediyesi değil, kendileri alıyor..

***

Yani, DEDAŞ ya da bir başka kurum.? Ki kişi de olabilir…

Kaldırım, sokak ve caddede olası bir çalışma yapıyorsa; "onarım ve bakım" noktasında, İlçe Belediyesiyle yapılan protokol gereği ödeme yapar.

 Ki o ödemeyle Belediye de "kazılan, yıkılan yerin" onarımını gerçekleştirir?

***

Nitekim, DEDAŞ keyfiyetine ve eziyetine kılıf olarak; "protokolü ve ödemeyi" gerekçe gösteriyor!..

Yani ben yıktım, kazdım ama onarım işi, Belediyenin.. Çünkü, parasını ben ödedim..

O yapacak..

Sorumlu ben değil, belediye!…

 Anlayacağınız; al birini, vur ötekine!…

İşte bir hizmetin nasıl da, eziyete dönüştüğünün örneği!...

***

Gazetemizin dünkü manşeti de bu mevzuyla alakalıydı.. "DEDAŞ Şehri Tahrip Etti" diye..

Türk Mühendis ve Mimarlar Odası, konuya ilişkin kapsamlı bir basın açıklamasında bulunmuş.?

Vatandaşın tepkisi, kurumsal sorumluluk çağrısına kim nasıl yanıt verir bilmem!…

Ancak, TMMOB'a göre "bir işlem" yapılmazsa, mevzu "hukuki" kulvara taşınacak!….

***

 

Dün DEDAŞ'ın "eziyete" dönüşen hizmetine dair yazıya, son cümleyi nesil bir ifade ekleyerek, kapatma hazırlığını yaparken, Ergani ilçesinden mesaj geldi… "Muhtarlardan DEDAŞ'a kesinti isyanı" diye…

Ergani Muhabiri Ekrem Senvar'dan gelen bir haber…

***

Muhtarlar DEDAŞ'ın önünde toplanmış..

Tepkilerini dile getiriyorlar…

 Muhtarlar adına, İncehıdır mahallesi Muhtarı Metin Köseoğlu konuşuyor..

Diyor ki;

"Günde bir iki değil, dört saatten fazla elektrik kesintisi oluyor.. Voltaj dalgalanması da cabası.. Yetkililer ilgisiz, cevap veren yok. 135 bin nüfuslu bir ilçe halkı olarak, "elektriğe hasret" kaldık…

***

Ne yazık ki, Elektrik kesintisi, voltaj dalgalanması, salt Ergani ilçesinde yaşanmıyor… Diyarbakır'ın genelinde olduğu gibi, DEDAŞ'ın sorumluluk alanı içerisinde olan, 6 ilde durum aynı!…

365 güne özgü DEDAŞ'ın bahanesi hazır; "aşırı elektrik kullanımı?"…

***

Sonuç itibariyle; ister resmi, ister sivil, ister özel kurumsal bir kimlik taşıyan bir müessese; "sorumluluk" ilkesine sahip değilse!..

Ehil ve liyakat ölçüsüne önem verilmiyorsa!..

Ve o yerleşim yerinin, idari ve siyasi "otoritesi" asli misyonunu "icrada" zafiyet sahibiyle; "söylenecek söz" suya yazılmış gibidir…

Onun için; biz buradan ne söylersek söyleyelim!..

Vatandaş, muhtarlar "seslerini" ne kadar yükseltirse yükseltsin, duyması gerekenler duymama adına; "üç maymunu" oynuyorlarsa, üstadın ifadesiyle "elden ne gelir?"…

THK VE KEMAL BEY!…

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu THK'yı ziyaret etti..

Ve burdaki görüşme, gelen bilgiler doğrultusunda konuştu..

Ama THK'nin "geçmişinin" deşifresi açısından şu sözleri önemliydi…

"Maalesef son zamanlarda yanlış yönetim yüzünden, bazı sorunlar yaşadı..

Uçakların yangını söndürmek için zamanında onarılmaması gibi pek çok sorun.."

***

Ne demek bu!…

THK dün değil, önceki zamanlarda!..

"Hep keyfiyet ve rant merkezi" bir kurum olarak, birileri tarafından kullanılıp duruldu.. "Ali Babanın çiftliği" gibi…

Şimdi ne diyorlar; 4 milyon dolar olursa "uçakların bakımı ve onarımı" yapılabilir.. THK uçakları, yangına müdahale edebilir…

***

O zaman yapılması gereken!..

THK uçaklarının "bakım ve onarımı" kadar; geçmişe yönelik, THK'yı içine sürükledikleri laçkalığın, hesapların, gelirlerin, giderlerin de bir bütünlük içerisinde; "hesabının" sorulması!..

Ve ivedilikle iki işlemin yapılarak, THK'nın ayağa kaldırılması gerekir..

***

GÜNÜN SÖZÜ

-Sus…! Zira susmakta binlerce dil, binlerce beyan vardır.