İade-i muhakeme!
Bazı okurlarım, e-mail atmış!
Fikrimi soruyorlar.
Diyorlar ki siz;
"Yeniden yargılamaya" nasıl bakıyorsunuz!
Doğrusu.
Bu mevzuuya ilişkin, "düşüncemi" ilk anda aktarmıştım.
İki hafta önceydi.
***
Galiba.
Sevgili okurlarım "gözden" kaçırmışlar.
Neyse!
Bir kez daha, ifade edeyim.
Zaten, mevzu hal-i hazırda "farklı" bir eksende yürüyor.
Bari "kumpas içerisinde ki kumpası" bir kez daha buradan aktartmış olalım.
Malum.
Niyet pek "halis" görülmüyor?
***
Öncelikle!
"Yeniden" yargılanma.
Elbette olmalı.
Eğer ki.
Yargılama, karar ve soruşturma evresinde "arıza-i durum" yaşanmışsa.
Yani, hak-hukuk çiğnenmişse.
Dahası.
Yaşın yanında "kuruda" yanmışsa.
***
Pek tabi ki!
Tüm bunlara ilişkin "emareler" mevcut ise.
Derler ya.
"Deliller" yeniden yargılamaya kâmil ise.
Hiç tartışmasız.
Sağa-sola çekmeden "yargılama" yenilenmeli.
Hukuki bir, adalet hükmü.
***
Hukuk devleti nizamına!
Demokrasi.
İnsan haklarına.
Adil yargılama, "kimliğine" yakışan bir tavır olur.
Amma velâkin!
Niyet halis değilse.
Gaye bir "zümre" için ise.
"Kabulü" kâmil olmaz!
***
Sadece;
Ergenekon, Balyoz gibi!
Silivri "sakinlerine" imtiyazlı olmamalı.
Çünkü.
Bunun, KCK'sı da var.
Daha açık ifadeyle; Cezaevinde "binlerce tutuklu ve hükümlü" var.
Herkes için uygulanmalı.
Yoksa!
Hukuksuzluk bir başka "hukuksuzlukla" düzeltilemez!
Af başka, iade-i muhakeme başka.
***
Evet.
Sanırım, okur mesajlarına cevap!
Ve bendeniz için de, meram anlatılmış oldu.
Elbette.
Yeniden yargılama ama adil ve eşit; herkes için!
***
TÜRK-KÜRT KARDEŞLİĞİ
Ahmet Keleci.
Almanya/Köln'den mail atmış.
Diyor ki.
Ben bir Türk genciyim.
Burada yaşıyorum.
Türkiye.
İslam Devletleri "üzerindeki" siyasetle alakalı birçok konuya vakıf oldum.
Şunu rahatlıkla söyleyebilirim.
Kürt ve Türk 'arasındaki' tek fark ırklarının yazılış farkı.
***
Gerisinde hiç bir fark görmedim.
Ve şöyle diyorum;
Ortadoğu'nun geleceği Türk ve Kürt'lerin elindedir.
Tarihte.
Geçmişimiz de, buna şahittir.
Benim merak ettiğim şu;
Neden konu Türk ve Kürt olduğu zaman "Türkiye'nin bölünmesi" ilk akla geliyor.
Neden birleşmek akla gelmiyor, engel nedir ki?
***
Kürtler de,
Türkler de en çok yeryüzünde, Türkiye'de yaşıyor.
Neden bölünme olsun ki?
Zaten, Türkiye bölgeler noktasında bölünmüş.
Benim hayalim…
Keşke, "Kürdistan" adı verilen bölge.
(Kuzey Irak-Rojava bölgesi)
Türkiye'ye dâhil edilsin.
Güneydoğu Anadolu Bölgesinin adı da "Kürdistan Bölgesi" olarak değiştirilsin.
***
Biliyorum!
Buna birçok Türk milliyetçisi karşı çıkacak…
Ama Karadeniz de yaşayan nesil Karadeniz?
Ege'de yaşayan Ege.
Burası da, böyle olsun.
***
Kelekci mesajının sonunda, anlamlı bir çağrı yapıyor.
Diyor ki.
Benim Kürt ve Türk kardeşlerimden ricam.
Kürtler Türkçeyi konuşurken mecbur kaldıkları için değil de, gerçekten istedikleri için konuşsunlar.
Tabi ki.
Türkler de Kürtçe konuşmayı bir kardeşlik duygusu olarak görsün.
Ve Kürtçe konuşanı "öcü" olarak görüp muamele yapmasın.
Biz biriz, aynıyız!
Irkçılık, ayırımcılık şeytan mesleğidir.
Zira öyle ki ilk "ırkçılığı da" o yapmıştır.
***
Evet.
Almanya'dan yazan Türk olduğunu söyleyen kardeşin.
Herkese "mesaj" veren e-maili böyle.
Zaten, "bizler" empati duygusunu akl-i selim geliştirebilseydik.
Hakkın, hukukun ve hakkaniyetin "yolunda" varlık gösterseydik.
İnsanı.
Irkından, fikrinden, düşüncesinden, İnancından, kılık-kıyafetinden değil de.
"İnsan" olduğu için, hedefe oturmuş olsaydı.
***
İnkârı.
Asimilasyonu.
Bencil ve tekçi "düşünce ve hüküm" icra etmiş olmasaydık.
Biz bugün; “bölünme” paranoyaklığını konuşur muyduk?
Sanmıyorum!
***
Sonuç itibariyle.
Derim ki;
İnsanın değerini anlamak için, yine o değerde bir insan olmak gerekir.
Ki en az onun niteliklerine sahip olmak lazım.
Nasıl ki.
Sarraf altının değerini veya kıratını iyisini biliyor.
İnsan da insanın değerli olanını iyi bilir.