İfadeler; "Teessür" içermiyorsa!

Ne oluyoruz.

Ne bu hal.

Nereye gidiyoruz.

Yine, kin, yine öfke ve yine kumpas!

Hepsi revaçta.

Kutuplaştık yine!

***

Olaylar peş peşe!

Sosyal ve Siyasal.

Özellikle, etnik "nefret" duygusu!

Ha bire körükleniyor.

Ürkütücü bir seyr-ü sefer içerisinde büyüyor.

***

Batı illerinde.

Özellikle, sahil bölgeleri.

Etnik saldırılar, HDP ve BDP üzerine odaklı.

Bürolar basılıyor.

Tabelalar indiriliyor.

***

 

Güneydoğu'da.

AK Parti "seçim büroları" hedefte.

Taşlı saldırılar.

Ses bombalı.

Öfke ve Çatışma fitnesi.

***

Diğer yandan.

İktidarı devirme gayreti.

Ki 17 Aralık operasyonu.

Ve sonrasındaki; "hukuku ayaklar" altına alan seyir.

Anlayacağınız.

Sokağın tansiyonu yükseliyor.

***

Aslında!

Özellikle, etnik ve siyasi gerilim.

Salgın hastalık gibidir.

Hızla yayılır…

Hele bir de söylemler.

Yani kullanılan "siyasi dil" ve üslup.

Halis değil fitne üretiyorsa; "körükleme" görevini alır...

***

Tüm olup-bitenler.

Bir de, gafleti görürse...

Ötelemeyi, tepkisel duruşu.

Aklıselim tavrı.

Zayıf gördü mü; önleyemezsiniz kavgayı!

Kıvılcım, ateş topuna dönmüş olur.

***

Sokak hareketleri.

Seçim sathi mailindeki mitingler.

Yumruklar sıkılmış.

"Sinir harbi" yaşanıyor...

Kitleler en küçük dalgayla, "vahim" girdaplara sürüklenir noktasında bugün.

***

Ki, Kurtlar ulu-orta cirit atıyor.

Malum, Kurt dumanlı havayı sever.

Bir iki slogan.

İtişme.

Polisin de, marifetli(!) eklenince haliyle, ortalık savaş alanına döner.

***

Alın size!

"Toplumsal" eylem!

Ve ardından;

Acı kayıplar, ölümler.

Ağır faturalar.

***

Gezi olayları!

İlk etapta; "masumane" çevresel tepkiydi.

Sonra!

Gerildikçe gerildi.

Kıvılcımlar, "aleve" alevler can ve mal kaybına yol açtı.

 

***

İşte, 15 yaşındaki Berkin Elvan'ın ölümü.

Gezi eylemi'nin 7'inci kurbanı oldu.

Kurbanlardan biri de polis.

Öldüler.

Öldürüldüler.

***

Peki, failler belli mi?

Yok?

Aslında belli.

Tıpkı, Güneydoğu'daki binlerce faili meçhul cinayet gibi.

Faili malum.

Devlet zafiyeti.

***

Evet.

Acılar öfke yaratır.

Hele bir de acının, öfkenin ve kinin nemasını alanlar meydandaysa...

Yani "siyasi bezirgânları" varsa.

Deriz ya kan üzerinde siyaset yapanlar.

***

Beyanları.

Meydanlardaki söylemleri.

"Teessür" içermiyorsa.

Bıçak gibidirler.

Vay ahali'nin ve ülkenin haline.

***

Ya bir de iktidar.

Muhalefet dâhil.

Olup-bitenin, "dümenine" kapılmışsa.

Teessürle konuşmuyorsa.

Aynı "kör kuyuya" taş atma gayretinde bunuyorsa.

Benzin-ateş misali!

Alevler sönmez!

 

***

Sen-ben, ben-sen "üstünlüğü".

Sokaklar.

Göstericiler.

Halk.

TOMA'lar.

Ve Polis.

Kaos kaçınılmaz!

"Ki hal-i âlem ortada.

Muharebe meydanı gibi "gırtlak gırtlağa!

 

***

Elvan!

15 yaşında bir çocuk.

Ekmek almaya giderken, vuruldu.

Polisin attığı "gaz fişeği" başına isabet etti.

Aylardır; "yoğun" bakımdaydı.

O da gezinin, kurbanları kervanına katıldı.

***

 

***

Elvan son yolculuğuna uğurlandı.

On binlerin katılımıyla.

Evet.

Allah Berkin’in ailesine, sevenlerine sabırlar versin.

Temennimiz odur ki.

Türkiye.

Ve İnsanlarımız bir daha böyle acılarla sınanmasın.

***

Ama!

Şu hakikati da görmeliyiz!

Ölümden beslenen!

Ölüler üzerinden siyasi ve moral üstünlük devşirmeye çalışanlar.

Geçmişte olduğu gibi dün de, peyda oldular.

İşte bunların; sakın ola dümen suyuna kapılmayalım.

Onlar.

En küçük demokratik tepkiye bile kan bulaştırırlar.

***

 

Onun için.

İtidal olmak lazım.

Geçmişi de göz önüne alalım.

Hele ki..

30 Mart yerel seçimlere doğru yol alıyorsak.

Sandık düşmanlarının da hal-i hazırda, pusuda bulunuyorsa!

Akl-i selimden "ödün" vermememiz gerekir.

Çünkü, Demokrasiyi yaşatabilmek için; "sağduyu" en üstün silahtır!