İL İNSAN HAKLARI KURULU

Dün öğleden sonra İl Valiliğinde 'İl İnsan Hakları Kurulu' toplantısı vardı. Periyodik icra edilen bir toplantı.
Kurulun üyesi olmam münasebetiyle toplantıya ben de katılım gösterdim. Zaten uzun süredir de; 'kurulla' meşguliyetim mevcut.
Kurul birçok 'kesimin' katılımıyla oluşmaktadır. Kentin 'resmi-sivil' kısacası her kesiminin harmanlama gösterdiği bir kurul.
Ve bu kurul icraat bakımından Başbakanlığın bünyesinde kurulan bir birime bağlı. Şuan; ülkenin her ilinde, ilçesinde ve kasabasında 'örgütlü'!
Zorunlu bir 'kurul'! Giderek de 'büyük bir ağ' geliştirmektedir!

***

Sanırım bu yasama döneminde 'İnsan Hakları Kurulu'nun varlığı ve yapısı 'yasal' bir zemine oturtulacak!
Öyle ki; 'İl İnsan Hakları Kurulu' bir üst kurul olacak. Ankara'daki kurul da, 'illerden' seçilecek üyeler 'teşkil' edecek.
Anlayacağınız; önemi ve değeri büyük 'İnsan' için gerekli olan 'hakların' korunup-kollanması 'sıradan' çıkacak.
Şuan için Kurul Başkanlığını İllerde Vali, İlçelerde ise 'Kaymakam' yürütmekte. Yani; Mülki amirler başkan!
Ve hepsinde 'kurulun' bir bürosu, telefonu ve personeli mevcuttur, işlemlerin yürütülmesi için!

***

Kurulun faaliyet alanı geniş! Ve herkese de; 'kapısı' açık! Her ne kadar şuan için yeterince 'farkındalık' sahibi değilse.
Yaptırım anlamında bir gücü yoksa! Halk arasında 'tanınmıyorsa'. Bazı 'kurumlar', kurulun ciddiyetine vakıf değilse de.
Genel itibariyle 'intikal' eden her mevzuya da; 'samimi ve hassasiyet' içeren bir yaklaşım gösterdiğini söyleyebilirim.
Tabi bu 'iyi niyeti', salt Diyarbakır İl İnsan Hakları Kurulu için ifade edebilirim. Diğer il ve ilçelerdeki durumdan be haberdarım.
Nasıl bir işlev içerisinde olduklarını bilmiyorum.

***

Neyse! İl İnsan Hakları Kurulu'na 'ulaşmak' isteyen, 'sıkıntısını' aktarmak isteyen.
Kim olursa olsun, ister yazılı, ister sözlü, ister mektupla; 'ulaşma' imkanına sahip. Yeter ki; 'İl İnsan Hakları Kurulu/Diyarbakır' diyebilsin.
Bu kısa 'tanıtım' faslını geride bırakarak; 'dünkü' toplantının seyrine ve 'tartışmalarına' gelmek istiyorum. Çünkü bir hayli 'hararetli' geçti.
Özellikle 'benim açımdan' ve Diyarbakır İl Milli Eğitim Müdürlüğü 'açısından'!

***

Aslında 'Kurulun' son aylardaki toplantılarını renklendiren ve 'sonuca' götüren tartışmaların icra etmesindeki ana faktör;
Kurul Başkanı olan İl Valisi Hüseyin Avni Mutlu'nun 'icabet' etmesidir. Çünkü daha önceki toplantılara katılım göstermediği için.
'İstenilen' randıman kurul tarafından sağlanamıyordu. Ancak Vali Mutlu'yla 'katılım' gösterdiğim iki kurul toplantısı bir hayli hareketli geçti.
Hani derler ya; işin icrasında 'gönül' huzuru vardı. Nedenine gelince! 'Çözümü' ve mevzuuların muhataplarıyla bire bir 'konuşuldu'.
Ve olayla ilgili 'sorgulama' mekanizması işletildi. Tabi tüm bunlar 'mülki amirin' devrede olmasıyla alakalı. O olunca iş 'doğru' mecrada yürüyor.

***

Kurulun dünkü gündemi '7 konu' başlığı taşıyordu. Ama en can alıcı ve tartışma ortamını alevlendiren gündem maddesi; 'eğitimdi'!
Yani Diyarbakır'ın geçtiğimiz aylarda yapılan 'SBS ve ÖSS'de aldığı başarı oranıydı. Milli Eğitim Bakanlığı 'vahim' bir tablo açıklamıştı.
Seviye Belirleme Sınavında (SBS) Diyarbakır 80'inci. ÖSS'de ise 70'inci sırada yer alıyordu. Okurlarım ve Diyarbakır ahalisi bilir.
'Çıkan' sonuca karşı göstermiş olduğum tepki. Ve etkili-yetkililere yönelik 'sert' eleştirilerimi? Sorumlulardan 'hesap' sorulsun!

***

Hatta 'Sorumlu' kişilerin 'istifasını' istemiştim! Ve İl Milli Eğitim Müdürü Toman ile diğer yetkililere; 'cevabınız' nedir diye seslenmiştim.
Çünkü 'bu kadar' gerilemeyi gösteren 'yüksek rakam' kabul edilemez, sineye çekilemezdi. Bu tepkiye uzun süre 'sessiz' kalındı.
Öyle ki; 'bazı dershaneler', afişler bastırıp 'Diyarbakır 80'inci biz şuyuz' diye ilana çıktılar. Ne hikmetse; 'suskunluk'  içerisinde sineye çekildi.
Doğal olarak da 'kamuoyu', Diyarbakır'ın Milli Eğitim Bakanlığı tarafından resmi açıklanan 'sonucuna' 'Vah. Vah. Vah. Yazıklar olsun' dedi.
İşte bu mesele ve 'vahim' ayıp 'dün' İnsan Hakları Kurulu'nda 'enine-boyuna' tartışıldı.

***

Vali Mutlu'nun 'talimatı' üzerine İl Milli Eğitim Müdürlüğünden 'mevzuuyla' birebir iştigal eden iki Müdür yardımcısı hazırdı.
Sordum! Kurulun diğer üyeleri de sordu. Çünkü; 'hepsinde' açıklanan sonuçların yarattığı bir 'psikolojik' durum hasıldı.
Milli Eğitim Bakanlığı'nın Diyarbakır'la alakalı 'resmi' olarak açıkladığı veri ve sonuç 'doğru mu?' diye.
Cevabı Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Ömer Yıldızhan verdi! 'Bakanlığın açıklaması doğru değil'!
Peki, 'nasıl olur da' Bakanlık böylesi bir 'yanlışı' Diyarbakır'a reva görür.

***

Velileri de, öğrencileri de, eğitimcileri de 'bu kadar' derin bir psikolojik bunalıma sürüklemesine 'vesile olabilir'.
Yıldızhan bazı veriler sıraladı; 'SBS ve ÖSS'yle alakalı. Bakanlık 'bunları' göz önüne almamış!
Bu da demek ki; 'Milli Eğitim Bakanlığı' bizi derinden üzmüştür. Ancak bir o kadar da; ''gerçekleri' açıklamadan çekinen.
'Sıradan' gerekçelerle; işi 'öteleyen' idarecilerimiz de; bizleri üzmüştür.

***

Evet! Yıldızhan Diyarbakır'ın ülkenin önemli kentleriyle kıyaslamada bulundu. İstanbul, Gaziantep, Eskişehir misali.
Ve özellikle AK Parti iktidarı dönemindeki 'Eğitimdeki' önemli yatırım ve iyileştirmelere rağmen; 'başarı' yüzdesi istedim.
Çünkü 'okullaşma' oranının yüzde 98'lere vardığı Diyarbakır'da 'Eğitimdeki' başarı yüzdemiz, 'çok daha' güven verici olması gerekir.
Bunla alakalı 'önümüzdeki' günlerde detaylı bir bilgi notu aktaracaklar. Hatta bunu Vali Mutlu'yla birlikte 'kamuoyuna' açıklayacağız.
'Nerden nereye gelindi?' anlamında. Bu kadar başarı varken; 'neden saklı' tutuldu?

***

ÖSS’yle alakalı bir rakam verdi. Rakam doğru mu, yoksa sadece 'yüzümüzü' güldürme ve sevindirme anlamında söyledi bilemiyoruz.
Veriye göre; Diyarbakır'da her yüz öğrenciden 14'ü '4 yıllık' üniversiteye girdi. Ve bu oran iller sıralamasında '11'inci' olduğunu gösteriyor.
Aslında Vali Mutlu'nun dediği gibi; 'Biz kendimizi tanıtmıyoruz. İşlerimizi ve yaptıklarımızı; halka aktaramıyoruz. Bu olmadığı zaman da; vatandaş eksik bilgilerle yetindiği zaman; ortaya işte böylesi vahim tablo çıkıyor'!
Tabi bu tartışmaların arasına bir de; 'okul formaları' krizi girdi. O da Vali'nin 'devreye' girmesi.
İl Milli Eğitim Müdürü Toman'ı kurul önünde telefonla arayıp; 'müdahale' etmesiyle son buldu.

***

Diyarbakır esnafına aslında bir müjde niteliğinde bu; müdahale ve önümüzdeki yıl hayata geçirilecek uygulama.
Artık 'okulların' öğrenci formaları okulların açılmasına 15–20 gün kala açıklanmayacak. Okulların açılmasına 3 ay kala açıklanacak.
Ve böylece 'bu işle' meşgul olan esnaf, 'numune alıp', satış rekabetine dâhil olabilecek. Sadece bir kaç kişiyle bu iş yürütülmeyecek.
Veliler de forma alabilmek için saatlerce kuyruğa girip, 'tek fiyatla' çocuğuna giysi almayacak.
İşte dün İl İnsan Hakları Kurulu'nun yaklaşık '3 saat' süren; toplantısında 'solunan' havanın özeti bu.