IŞİD'İN HEDEFİ TÜRKİYE!

IŞİD.

Irak-Şam İslam Devleti.

Bir İslami akım mı?

Ya da öfke oluşumunun yarattığı bir örgüt mü?

Yoksa "dış orijinli" bir projenin hayata geçirilmesi mi?

Doğrusu, hepsi var.                            

Zincirin birer halkası gibi; "entegre" olmuş!

Çünkü bile istisna yer edinerek mevcudiyet sahibi hepsi!

İçindeki "silahlı elemanlar?"

Gördüğü "destek".

Ve icra ettiği "hamleler" resmediyor üreme noktasını…

 

***

Kim var arkasında derseniz?

Bir düzine ülkeden söz edebiliriz.

Ki birçoğu ifşa oldu.

İsrail.

Amerika ve İngilizler dâhil.

Suudi Arabistan.

Esed bile bel çıkıyor.

İran'da var.

Özetlersek, görüntü "entegre" bir kimliğin varlığı.

Tıpkı her daim Ortadoğu için kullandığımız bir ifadeyle; "Kurtlar arenası".

***

Ne var ki.

Yanıltan, "ters" köşe eden bir "siyasi" orijinalliği de var bu projenin ikmalinde...

Nitekim bundan 1,5 ay önce ve bugün yaşanılanlar gösteriyor!

Dün ne konuşuluyordu bugün ne konuşuluyordu.

İki zıt beklenti.

Hatırlarsak.

IŞİD.

Suriye ve Irak'taki "ilk işgallerine" başlayınca!

Hatta "Musul'u" kurşun sıkmadan, ele geçirmesi!

Türkiye Konsolosluğunun işgal edilmesi.

50'e yakın personelin ki halen ellerinde "rehin" tutulması.

Ve ardından; "dalga dalga" yayılması!

***

O gün!

Ulusal ve Uluslararası uzmanlar analizlerinde.

Ülke liderleri.

Yazar ve çizer noktasında ilk etapta; "büyük bir şaşkınlık" söz konusuydu!

Kim bu örgüt?

Nasıl olur da, "bir ülkeyi, değil iki ülkeyi birden" işgal edebiliyor?

Nerde; Irak'ın askeri ve polis gücü.

Nerde, Suriye'deki muhalif güçler.

Nerde "aşiretlerle" var olan o coğrafyadaki halk?

Deniliyordu?

***

Sorular kısm-i yanıtsız kaldı.

Ki halen meçhul!

Ancak cevapsız soruların ardından da, şu analiz yapılıyordu.

Ortaya çıkan "coğrafik" işgale ilişkin.

Irak'ta dengeler değişiyor.

Maliki aşağı çekilecek.

Ülke "üçe" bölünecek.

Bir taraf "Şii'lerin" bir taraf Sunilerin bir tarafta Kürtlerin olacak.

Bunun akabinde Ortadoğu'da "farklı akımlar da" harekete geçecek.

"IŞİD" kendine kurtarmış bir alanla, "devlet olabilme" seyrine girecek?

Gibi. Bir dizi anlatım.

Ve son olarak artık "IŞİD" başka alanlara saldırmayacak.

Mevcut kurtarmış bölgeleri elinde "tutma" pozisyonuna girecek deniliyordu?

 

***

Pek tabi ki, özellikle Kürtler için de.

Ki burda, birçok Kürt aydını dâhil olmak üzere.

Siyasilerimiz de.

Şu tezi ortaya koyuyordu.

Kerkük'ün çatışma yaşanmadan Peşmergenin eline geçmesi.

Rojova dâhil.

Yeni fırsatlar.

Kürtler "entegrasyonlaşıyor" diye…

Öyle ki, "Bağımsız Kürdistan Devleti" kuruluyor denilir noktaya gelindi.

Ki olması içindir ki yıllardır Kürt kanının akması?

Ağza bal çalma misali.

***

 

Ne var ki;

ABD… İsrail ve İran için de birileri şu algıyı körükledi.

Bu ülkeler için IŞİD "tehdit" unsuru olarak gösterildi.

Türkiye "dinlendirilmeden?"

Yani IŞİD bu "ülkeler" için tehdit unsuru.

Sağ gösterip sol vurma misali.

Ve deniliyordu ki.

IŞİD'in bu tehdit algısı bölgede güçlü ve seküler bir Kürt varlığının oluşmasının gerekliliğini elzem kılıyor.

Bahse konu ülkeler için "güvence teminatı" diye.

Yani sırt sıvazlama...

Kürtler de!

Sürpriz desteğin tabiri caizse "sarhoşluğuna" kapıldı!

Büyük tehlikeyi görmeden.

Süreç "ivme" kazandıracak bize beklentisi içerisine girildi.

***

 

Ve bugün!

Gelinen nokta gösteriyor ki "hepsi" bilaistisna hileymiş.

Kumpas içerisinde kumpas!

İbre "tam" tersine döndü!

IŞİD! Dengeleri "değiştiren" hamlesini Kürtlere yöneltti.

Mahmur. Sincar. Şuan Erbil'e 45 kilometreye kadar dayandı.

Gelen bilgilere göre ilerleyişi sürdürüyor.

Peşmerge. PKK ve Kürt halkı yekun direniyorsa da.

Suriye'deki IŞİD faaliyeti de hareketlendi.

Velhasıl, büyük direniş varsa da Türkiye'nin sınırına IŞİD dayanmış halde.

Şuan tıpkı, 1989'deki gibi Türkiye'ye kaçış var!

Saddam'ın Kürtlere yönelik "vahşi" saldırısında olduğu gibi.

IŞİD acımadan vuruyor binlerce kişi yollara düşmüş saldırılarından kurtulmak için.

***

Çatışma bölgesinden gelen bilgilere göre.

Artık, "yakın ve göğüs göğüse" bir çatışma var.

Tanklar. Toplar… Mevziiler açılıyorsa da.

Irak hükümeti.

Uçaklarla belli noktalara vuruyorsa da.

Hal-i hazırda; "IŞİD" garip bir şekilde frenlendiği söylenmiyor.

Bilakis "kafa karıştırıcı" haberler geliyor belli bölgelerde "karşı direnişin" gösterilmediğine ilişkin.

***

Peki, şimdi ne olacak?

Özellikle, Türkiye'nin tavrı ne olacak?

Son 48 saattir bu konuda "üst üste Ankara zirve" toplantıları yapıyor.

Yani Başkent uyumuyor.

Ancak kafalarda şu suru var.

Hiç bir şey olmamış gibi sessiz mi kalacak?

Yoksa taraf olduğunu ilan edip, Kürtler "benim kardeşlerim" deyip bel mi çıkacak?

Şuan net bir ifade yok.

***

Ancak. Ve Elbette ki!

Türkiye.

Büyük resmi, ortaya konulan "Büyük Ortadoğu Projesini" görerek hareket etmelidir.

Tarihten ders alarak.

Nasıl ki, İkinci Meşruiyettin kuruluşunda "İslam-i Şeriat" maske olarak kullanıldı…

Abdulhamit tahtan indirildi.

Böylece Osmanlı'yı gaflete düşürdüler.

Koca İmparatorluk dağıldı.

Himayelerinde "küçük devletçikler" oluşturuldu.

Şimdi de, "IŞİD'i" özellikle "İslam ve Şerait" akımı olarak gösterip, aynı senaryoyu çizmeye çalışıyorlar.

Bunlar "şeriatı" getirecek diye!

***

İşte burda asır başına çorap örülmek istenilen Türkiye!

Onun için aman dikkat!

Özellikle AK Parti iktidarı..

Bu tarihi "büyük planın" gafletine düşerek tarihi tekerrür etmemelidir.

Çünkü, bu saat itibariyle.

Hiç bir ülke ve siyasi güç;

"Ne Irak için ne Suriye" için toprak bütünlüğünden söz edemez noktada!

Karışmıyoruz.

Ya da bizi alakadar etmez denilemez!

İşte, Afganistan ortada!

Evet!

IŞİD'in bu saldırısıyla; "Kürtler" entegrasyonlaştı.

Birleşti.

KDP, KYB, PKK, PYD dahil.

Ki Kürt coğrafyasındaki diğer "siyasi ve aşiret" oluşumlar dâhil birlikte hareket ediyor.

Gerektiği gibi!

Önemli bir kazanım ve güçbirliği!

***

İşte bu entegrasyonda Türkiye çatı olmalı!

Barzani yönetimiyle var olan "iyi ilişkilerini" güçlendirmeli.

PYD'yle.

Tıpkı "çözüm süreciyle" PKK'yla sağladığı "ilişki" alanını genişletmeli!

Üst çatı misali!

Misak-i Milli sınırları da, görerek!

Hepsini kendi kalkanının altına alarak; "güçlü bir" alan ve müttefik ilişkisi geliştirmelidir.

***

Çünkü.

Türkiye, güneyinde oluşan Kürdistan için!

Hem güvenilir bir dost.

Hem sırtını dayayabileceği askeri olarak güçlü bir müttefik.

Hem de yeniden inşasına katkıda bulunabilecek güçlü bir ekonomik partner haline gelebilir.

Böyle bir tablo, şuan için fırsat anı.

Türkiye’nin siyasi sınırlarının değişmesi gerekmiyor.

Böyle bir entegrasyon!

Zaten kendiliğinden sınırları anlamsızlaştırır.

Yoksa IŞİD'in varlık nedeni olan "Büyük Ortadoğu" projesinde!

Türkiye'nin de "yutulacak" lokma olması, kaçınılmaz hale gelir.

IŞİD belası, Türkiye'nin başına "en büyük" bela olacak gibi seyrediyor.

Bunun görülmesi gerekir.