İşte, Diyarbakır gerçeği!

Öncelikle.

Mübarek, üç ayları müjdeleyen,

Ve dün gece idrak ettiğimiz Regaip Kandili münasebetiyle.

Siz değerli okurların, "kandili" mübarek olsun.

Tebrik ediyorum.

***

Evet.

Kutluyorum!

Bir kere değil.

Binlerce kere, kutluyorum!

Dün, 1 Mayıs'ı "ruhuna" yakışır kutlayanları.

Emekçileri. Üretenleri. Çalışan, "emeği" geçen, herkesi!

Neyi mi, kimi mi kast ediyorum?

Kast ettiğim, şehr-i Diyarbakır ve yaşayanı...

Türkiye'ye.

Pek tabi ki, Dünya'ya haykırıldı, resimlendirildi; 1 Mayıs böyle kutlanır diye.

Ve denildi ki;

İşte 1 Mayıs ruhu.

İşte, Diyarbakır'dan size "demokrasi" dersi.

***

Çünkü!

Çözüm süreciyle başlayan, barış ortamı.

Huzur, güven ve istikrarın, meydanı, Diyarbakır!

Evet, dün Dağkapı'da, KESK ve bileşenleri.

İstasyon meydanında, Memur-Sen ve bileşenleri.

Kutladı, 1 Mayıs'ı ruhuna özgü.

Davullu-zurnalı.

Şarkılı, Türkülü.

Ve tüm kültürleri içerisinde barındıran, değerlerin buluşmasıyla.

Kürdü de, Türkü de, Lazı da, Çerkezi de, Arabî da.

Bildiriler de.

Konuşmalarda, "dil zenginliğiyle" icra edildi.

***

Barışa.

Kardeşliğe,

Özgürlüğe,

Eşitlikçi yaşam koşuluna,

Demokrasiye,

İnsan Haklarına,

Adil adalet nizamının, işleyişine vurgu yapıldı.

Dilin ve kimliğin zenginliğiyle.

***

Denilmedi.

Ezeriz. Söke söke alırız.

Dişe diş, göze göz.

Ya da kahrolsun hükümet diye.

Veyahut, vesayetçi "yapılara" prim vermek.

Bir fraksiyonun bildirisi.

Ya da ötekine "savaş' ilan eden, dilin kullanılması.

Olmadı, yaşanmadı…

Yaşamasına da izin verilmedi.

***

Hele hele.

Emekçiyle, polisi. Askeri. Ya da diğer güvenlik birimleriyle; "karşı karşıya" gelmek.

Getirme gayreti.

Yaşanmadı.

Ne Molotof kokteylleri.

Ne de polisin, gaz bombası ve fişeği.

Oluşturulmadı; "ideolojik" atmosferin yaratacağı tahribat adımları.

Kimsenin de burnu kanamadı.

Herkes kardeşlik duygusunu öne çıkardı, "biz kardeşiz" diye!

***

Diyarbakır.

Kadim bir şehir.

33 medeniyetin beşiği ve yaşatanı.

Tarihiyle.

Kültürüyle.

Gelenek ve görenekleriyle.

Misafirperverliğiyle.

İşçisiyle.

Memuruyla, çalışanı çalışmayanıyla...

***

Dün!

1 Mayıs'a yakışan bir duruş ve tavır sergiledi.

Dağkapı'da, İstasyon meydanında.

Çünkü.

İnsanlar, aileleriyle, çocuklarıyla, katıldı "emekçi bayramına".

Panayır misali.

Özlenen. Haset edilen bir tablo, yaşandı ve yaşatıldı.

***

Ve;

Renkliliğiyle tarihsel bir mesaj verdi.

Şehrin üzerinde.

Daha önce ikmal edilen, "kara bulutların" spekülasyondan ibaret olduğunu.

İstenilirse.

Konuşulursa.

Barışın ve kardeşliğin eli uzatılırsa.

O el tutulur ve bir daha bırakılmaz!

Çünkü bin yıllık bir bağ ve kardeşlik "ilişkisi" var.

***

Her iki alanda da, dile getirilen talepler!

İnci taneleri gibi.

Ölçüsü.

Ve Olması gerekenlerdi.

Her talep,

Her istek, demokrasinin güçlenmesi.

Türkiye'nin "Büyük devlet" kimliğine ivme kazandırandı.

***

Evet, 1 Mayıs!

Artık, normalleşme süreciyle.

Diyarbakır için, çatışma değil, emek ve dayanışma bayramıdır.

Kutuplaşma değil, bütünleşme bayramıdır.

Halkların yan yana mücadele verdiği gündür.

Ve diyorum ki.

Keşke. Ama Keşke.

İstanbul'da.

Beşiktaş'ta. Taksim'de.

Ya da, Ankara'da.

O şiddeti, öfkeyi, kavgayı sergileyen tablo yaşanmasaydı.

İşçinin, emekçinin, Türkiye'nin yarınlarına ilişkin, "istek ve taleplerini" içeren, gün ve mesajları, "Taksim'e" indirgenmeseydi.

Ne yazık ki, indirgendi.

***

Yine marjinal gruplar.

Yine, dış etkenler.

Yine vesayetçi zihniyet.

Ortamı, süreci ve ateşi "körüklemenin" vazifesiyle, ortamı gerdi.

Ama emellerine kavuşamadı.

Artık bu yapı da, "prim ve itibar" almıyor.

Çünkü halk biliyor ki, "Demokrasi" düşmanıdırlar.

***

Bu sene ki.

Hele ki, Diyarbakır'daki 1 Mayıs resmi.

Normalleşmenin.

Gelişmenin ve barış, sürecindeki güçlü samimiyetin, sembolleşmesiyle.

İşte; "Normalleşmenin" gücü dedi.

Hem organizasyon.

Hem organizatörler.

Hem de verilen mesajlar "ahenkli ve renklilik" bakımından, işte zenginliğimiz dedi.

***

Hiç kuşkusuz.

Normalleşme.

Empati.

Ve samimiyet, istekli, güven tesisi!

Eşitlikçi olabilme, gayreti.

Hepsi.

Yekvücut vaziyette, özgürlüğü.

En önemlisi de.

Aydınlık yarınların birbirini "destekleyip-geliştiren" olduğunun idrakine varılması.

Budur işte; "barış ve çözüm".

***

Onun için!

Bir kere değil.

Binlerce kere.

Hatta milyonlarca kere.

1 Mayıs'ı.

Şiddetten, kavgadan, gazdan, bombalardan, molotoflardan.

Kan ve gözyaşı dökmekten uzak, kutlayan.

Barışa, samimiyete, özgürlüğe birlikte; "eşit" yaşam kültürüne hizmet eden, herkesi kutluyorum.

Yaşasın, 1 Mayıs!

Yaşasın emekçinin, haklı mücadelesi.