İTTİFAK'IN KIRDIĞI TAŞLAR…

 

Seçime dair; lügata girdi..

İttifak.. İşbirliği.. Dirsek-temas.. Dışardan destek..

Ve "yerelde" birlikte hareket!..

Daha da farklı tanımlar var… "Beş benzemez de" birarada..

Çok benzer; zıt kutupta!.. Ama genel itibariyle; "seçim ittifakı" diyelim..

Ki 24 Haziran'da "isimlendi?.." Tabi, Partili Cumhurbaşkanlığı..

Diğer ismiyle; "Türk sistemi Başkanlıkla" ikmale geldi..

Aslında zorunlu; "ittifaklar.." Hep devam edecek..

Yani; iki partili sisteme doğru hızla bir yol alışın finişe ulaştığı güne kadar..

Ha demokratik mi? Anti demokratik mi?

O ayrı bir tartışma..

Lakin sonuçlarına baktığımızda; "artıları" eksilerinden çok yüksek!…

***

Her ne kadar; "çok partiler var ise de"..

Yeniler; "üremeye" çalışıyorsa da!...

İttifaka gelirsek…  Neydi.. Ya da kimler; ittifak'ın bileşenleriydi..

AK Parti-MHP.. CHP, İyi Parti ve Saadet..

HDP dışarıda..

Sonuçlar malum!.. Parlamentonun şekli.. Hükümet..

Erdoğan'ın, Cumhurbaşkanlığı..

Yani, "bu alana" takılmadan yerelde vaziyet ne alemde?..

"Beyaz taşlar.." Ayıkla pirincin içindeki "taşları" misali…

Şuan belli bir eksende gidiyor..

***

Ki en istikrarlısı; "AK Parti ve MHP'nin oluşturduğu "cumhur" ittifakı..

Her ne kadar; "yol kazaları" yaşanıyorsa da; ittifak sürüyor..

Karşılıklı jestler..

Tabiri caizse; koruma ve kollama o biçim korunuyor!!!…

Andımız.. Kısm-i af…

Ve yerelde ittifaktaki arızayla; "herkes kendi yoluna" çıkışı olduysa da…

"Beka sorunu" denilerek, bir araya gelindi..

MHP ne diyor?.. Ülkenin bekası söz konusuysa; "boynumuz kıldan ince.."

AK Parti.. "Kader birliği var ayrılamayız!.. Ülkeyi bunlara teslim edemeyiz.."

***

Ne gariptir ki!…

Bu ittifak tavanda, yol alırken, taban; "zikzaklı-!..

Çok farklı bölgesel, "polemikle" erime alıyor.. İki parti için de; geçerli…

Mesela.. Güneydoğu'daki AK Parti seçmeninde; "MHP ile yol yürümeye", tepki var…

Yüksek perdeden de dillendiriliyor..

Özellikle, "milletçi söylemlere" dair. Onu da, 24 Haziran'da gördük..

Erdoğan ayrı.. Parti ayrı; "oylarla" derecelendirildi..

Tabi, bu vaziyetin batıdaki etkisi ayrı. Ancak, "terazi" kefeleri; çok grift bir seyir içerdi..

***

Üç hafta öncesine kadar..

Bölge illerinde, AK Parti "eski moduna" döndü deniliyordu…

"Milliyetçi" ruhundan uzaklaştı..

Tekçi fikri bıraktı.. İçine giren; MHP'yi dışarı attı diye…

Tıpkı, 2005.. Tıpkı, 2007.. Tıpkı, 2013 dönemindeki gibi…

Etken neydi.. AK Parti'nin "andımızla" ilgili ortaya koyduğu tavır..

MHP'ye rağmen; "ırkçıdır" söylemi.. Güneydoğu'da "duygulara" hitap etmişti…

Ki her kesimden; "destek" görmüştü…

Ama!…

"İttifak.." Belirlenen adaylar..

İbreyi; "çevirdi.." Üç hafta öncesine dönüldü…

Lakin, yumuşama da yok değil..

Alışılıyor..

***

Gelirsek!.. Karşı istikametteki, "millet" ittifakına..

Dış destekli, HDP.. Yani, CHP, İyi Parti, Saadet ve HDP…

Deriz ya.. "Beş benzemez…"  Dört benzemez!… “Sağ-sol...”

“Muhafaza-kâr - devrimci/evrimci...”  “Kitle partisi - milliyetçi...”

“Ümmetçi - ulusalcı...”

***

Velhasıl kelam!…

İttifak.. İşbirliği… Dış destekli…

Yani "sosyal ve siyasal" karşıtlıklar kulvarındaki "ittifaklar" toplumsal "birliktelik" açısından önemli..

Kazanım getirici..

Özellikle de; "körüklenen" o ırkçı, şoven, tekçi "fikriyatları" lağvediyor..

Kırılmaları.. Kışkırtmaları.. Kutuplaşmaları..

Sen-ben "kamplaşmaları" soğuk, keskin zeminden "alıp", yumuşak zemine çekiyor…

Tabiri caizse "tabular" yıkılıyor, ön yargılar zihni terk ediyor…

Birlikte yaşam.. Birlikte kazanım..

Birlikte, "hayallerin" gerçekleşmesi gibi "ulvi bir kültür" de geliştiriyor…

Özetle; "demokrasi" olgunluğu..

***

HDP'NİN ADAYI KİM?..

Konuşuluyor.. Bir değil, çok isim var…

Kayyum Cumali'ye karşı; rakip kim olacak?…

Bayan mı, erkek mi?

Vekil mi, sivil mi?….  Yerli mi, ithal mi?

Her ne ise; "taktik" bir isim olacağı kesin…

Ki yüksek profilli olacak…

Eee; olmaması mümkün mü?

Öyle ya; "eski" dönem değil..

Hele ki, "çantada keklik" hiç değil…

Sanırım, AK Parti'nin "ilçe belediyelerini" açıklamasından sonra; açıklanacak..

Hep öyle olmuştur..

***

İLÇE BELEDİYELERİ..

Ak Parti'de henüz "netlik" yok!..

İstişareler.. Saha araştırmaları..

Büyükşehir adayının beklentileri..

Tabi ki, Encümenler..

Galiba biraz daha beklenilecek.. Öyle ya; daha kayyum şehre teşrif etmedi..

Hele bi gelsin..

Gelen bilgiye göre, Cuma günü gelecek..

Vekillerle.. Havaalanı..  Şehir turu.. Sonra parti önünde; "hitap..!"

***

BİR İDARECİ VE NİZAM!!…

Hiç kuşkusuz ki!..

Ehil olmalı..

Liyakat sahibi olmalı…

Önünü görmeli..

Arkasını bilmeli.. Eğer ki; ehliyetsiz ise!…

Sorgusuz, sualsiz, biat edici ise…

Ne arkasını…

Ne önünü, hesaba katıp; görme becerisine sahip değil de..

O idareci; "bulunduğu yeri" tar-umar eder..

Bedbahtlaştırır..

Perişanlık..

Fakr-u zaruret..

Şiddet ve terörü, dayatır…

***

Ne güzel ifade diyor, Eflatun…

Diyor ki…

“Dünyanın düzelmesi için ya kralların filozof veya filozofların kral olması lazımdır.”

Yani bir idareci..

İster seçilmiş olsun..

İster atanmış olsun..

Özellikle yerel yönetimler açısından bunu ifade ediyorum..

O kişi, bir filozof kadar düşünceli, bir kral kadar kudret­li olmalıdır.

Hikmet ve kudret birbirini takip etmeli..

Yekvücut olarak; tamamlamalıdır.

***

İdareci, ferdî ve umumî vicdanı kaynaştırarak siyasî, idarî ve içtimaî icraatında birlik ve ahengi oluşturmalı..

Teminatı olmalı…

Bir milletin..

Bir ülkenin…

Bir kentin yekvücutluğu "üç ana unsura" bağlıdır..

Birincisi; Maneviyat..

İkincisi Hikmet..

Üçüncüsü Kuvvet…

İdareci…

Her kim ise; dinin birleştirici ve bütünleştirici hususiyetlerini öncü kılmalı..

Kendine "rehber" etmeli..

Ve idaresindekilere de; "ikmale" getirmeli.,.

Her zaman hak ve hakikatin taraftarı olmalıdır.

***

İşgal ettiği makam…

Üstlendiği görev..

Yürüttüğü misyonda; "adil" olmalı..

Bir elinde kuvvet diğer elinde hikmet ve adalet olmalıdır.

Aksi hâlde; "idaresindekilerin" devamı olmaz..

Çünkü, şiddet, terör, fitne, kavga, bozgunculuk kaçınılmaz olur…

Yolsuzluk.

Usulsuzlük…

Rüşvet.. suistimal; "keyfemaşa" olur..

Anarşiyi ve huzursuzluğu karıştırmamalı…

İdaresindekileri ümitsizliğe düşürmeden; "çözümler" üretmeli..

Birlikte, dayanışma ve istişare içerisinde..

En önemlisi de..

O idareci, şayet hatalı dav­ranır da acze düşerse, cazibesini kaybeder..

Bağları zayıflar…

Nizam ve intizam bozulur…

Ne yazık ki hal-i alem orta yerde!…

***