KABİNE DEĞİŞECEK Mİ?
Günlerdir konuşuluyor, tartışılıyor.
Meclis 'kulisleri' bu keyifle çalkalanıyor.
Herkes 'talih kuşu' bana konar mı diye hayal ediyor.
Tabi bir de; 'Kabine'de yer alanlar, 'bize dokunulur mu?".
Aslında; AK Parti'nin 'tüm vekilleri' diken üstünde.
Özellikle de; 29 Mart'ı 'hezimetle' geçirenler 'korku tünelinde'!
Üzerimiz 'çizilebilinir mi?' diye.
***
Erdoğan 'Kabine değişikliğiyle' alakalı düğmeye basmış durumda.
Hatta 'değişikliğe' ilişkin liste cebinde bulunuyor.
Yani 'eli kulağında". Her en; 'Köşk'e sunulabilinir?'.
Ama bu 'değişimde' ne kadar köklü bir gelişme olacak?
Onu bilemiyoruz. Bir tek Başbakan 'biliyor'!
Çankaya 'bu konuda', pazar payı alacak mı?
Şu olsa iyi olur diyebilecek mi?
Belki de; 'diyordur da' gecikmeler bu yönde olabilir.
***
Önceki gün 23 Nisan Resepsiyonunda 'konuşuldu'!
Başbakan'da 'değişikliğin' kesinliğine vurgu yaptı.
Ancak; 'sır' vermedi.
Bülent Arınç her ne kadar '10–12' bakan değişir dediyse de; okunmuş bir doküman yok.
Diyarbakır'daki siyasi kulislerin yoğunluğu da 'kabine değişikliğiyle' alakalı.
Çünkü konuştuğum ve sohbet ettiğim herkes aynı soruyla beni muhatap bırakıyor.
'Tarım Bakanı Mehdi Eker değişecek mi?" diye!
***
Bilinmez!
Başbakan Erdoğan'ın bu noktada "sır" vermişliği yok.
Ne var ki; 'Meclis kulislerinde' ve yaygın basında 'isminden' söz ediliyor.
Gerekçesi de; 29 Mart 'seçimlerindeki', kayıp.
Özellikle de; 'Kendi beldesinde' seçimi kaybetmesi.
Bu 'kayıp ve yenilgi' değişime ne kadar 'etki' eder bilemiyorum.
Ancak; 'görünen köy de kılavuz istemez' misali, durum ortada.
Lakin şu da dikkat çekmiyor değil. Özellikle; 'son 48 saat' itibariyle.
Kulislere yansıyan 'Kabine değişikliğine' ilişkin dedikodularda 'ismine' pek rastlanılmıyor.
Yani; Bakan Eker 'değişecekler' arasında görüntü vermiyor.
İki gün öncesine kadar 'konuşuluyordu'.
Ama 23 Nisan 'Resepsiyonu' sonrasında; konuşulmuyor.
***
Ancak yine de; 'kesinlik' yok. Çünkü; Başbakan 'sürprizlere' açık.
Beklenmedik 'kararlar' geliştirip, beklenmedik durumlar hasıl olabilir.
Eker değişirse. Diyarbakır'a 'bakanlık verilir mi' sorusu da sorulmuyor değil?
Kim bakan olacak?
Şunu da ifade etmek istiyorum.
Eker 'değişirse', olabilecek yeni Kabine'de Diyarbakır'a 'Bakanlık' verilmeme olasılığı yüksek.
Çünkü şuan için 'Bakanlıkta' adı geçenler arasında Diyarbakır'dan isim yok.
Ne var ki kulislerde konuşulan, 'Seçimde', AK Parti'nin yüzünü güldüren iller var.
***
Bingöl ve Mardin. Buralara 'galibiyet' hediyesi Bakanlık verilebilinir.
Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'te nitekim 'topun' ağzında.
Her ne kadar "güçlü" bağları bulunuyorsa da; 'ismi' ağırlıkta konuşuluyor.
Diyarbakır ve Van bu eksende 'ceza' alırsa şaşırmam.
Neyse! Başbakan 'kabine' değişikliğinde radikal bir siyaset güderse ki öyle konuşuluyor.
Arkası gelecek. Hem de çok ciddi bir şekilde.
Özellikle de 'Parti' yönetimi noktasında. Yeniden bir yapılanmaya gidilecek.
Bu yönde de 'hareketlilik' söz konusu.
Özellikle; 29 Mart seçimlerinde 'hezimet' yaratan; İl ve ilçe 'teşkilatları' yönünde de değişim yapılacak.
Ki bu noktada Güneydoğu illeri 'ilk sırada' yer alıyor.
***
Tüm bu 'önemli' hassasiyet içeren değişimler 'korku geliştirmiyor de değil'.
Başbakan Erdoğan 'bunları da' hesaba katıyordur.
Kabine dışında kalanlar, partide 'etkisini' yitirenler, liste dışında kalanlar.
Belli bir bocalama yaşayacaklar. 'Kalalım kalmayalım' anlamında.
Tabi bu zaman dilimi içerisinde 'ortaya' çıkabilecek yeni oluşumlar; 'partiden' kopmaları da teşvik edecek.
O zaman da; AK Parti bir ölçüde karşısında 'Alternatif' bir oluşum görebilir.
Uzak bir durum değil.
***
HERKES OLABİR MİYİZ?
Öyle ya!
Herkes 'makam-mevki' sahibi olabilir.
Elde ettiği makamın "en üst" seviyesine çıkabilir.
Emrinde yüzlerce insan bulunur.
Bir sözüyle binlerce ferman üretebilir.
Ama hüner 'işgal' ettiği makam ve mevki değil.
Çünkü herkes 'makam-mevki' sahibi olabilir.
Önemli olan; makamın-mevkiinin 'hakkını' vermek.
O hakkı, hukuku 'adalet' terazisinde eşit dağıtmaktır.
Herkes oturabilir.
Oturduğu yerden ilerlemeyi teşvik edip, ilerlemenin erdemlerinden dem vurabilir.
Ama hüner, oturmak değil; Yürüyebilmektir!
Herkes durabilir yolun ortasında.
Hakkıdır belki kim bilir, belki de yol onundur...
Fakat karşıdan gelen de aynı şeyi söylüyor, hatta gerçekten aynı şeyi düşünüyor olabilir.
Yiğitliğin büyüğü; karşısındakini değil, nefsini yenip yolu açmaktır...
Kabadayılık, inatlaşmak değil; Kenara çekilebilmektir!
***
Herkes ağlatabilir...
İnsanlar yabancı değildir zaten, uzak değildir ağlamaya.
Çoğu insan hazırdır ağlamaya...
Güzellik; Güldürebilmektir! Gülümsemektir...
Herkes yıkabilir.
Vurursun yıkılır, kırarsın yıkılır, itersin yıkılır, çekersin yıkılır, oyarsın yıkılıverir bir şeyler.
Yere serilmiş olan yıkıntılar arasında; şimdilik ayaktaki kendisini çok büyük hissedenlerin yanılgısı da işte buradadır...
Etrafındakileri küçültmek, büyümek değildir...
Büyüklük; bozulanı onarabilmektir, devrileni kaldırabilmektir, yıkılanı yapabilmektir!
***
Herkes küsebilir.
Küsmek; akan muslukları kapatmak, yanan ocakları söndürmek, çalan radyoları susturmaktır...
Marifet; Yüzleşebilecek kadar bile olsa konuşabilmektir, anlaşabilmektir...
Sökmek kolaydır. Takdir edilecek olan; dikebilmektir...
Yakmak kolaydır. Alkışı hak eden; yananı söndürebilmektir!
Ezmek kolaydır. Cesaret; geçenlerin ayağı altında kalanlara el uzatabilmektir...
Mert adam, cesur insan nargile başında, aş başında değil; çile başında, iş başında belli olur...
Keyifli bir hafta sonu dileğiyle.