Kan emicilere kim dur diyecek?
Faizci.
Benim tabirimle; "Kan emicilik".
Vahim,
Bir tırmanışla "can yakmaya" devam ediyor.
İnanın,
Gün ve saat geçmiyor ki, bu "hinoğlu-inlerle" alakalı "şikâyet" almayayım.
Okurlar bilirler.
Sayısını hatırlamaz oldum, "mevzuuya" kaç kez değindiğim.
Ve her seferinde de,
Tefecilik batağına "düşenlerin" çığlıklarıyla "kim bunlara dur diyecek?"
* * *
Maalesef.
"Tın”layan olmadığı gibi, "tefeciler de" cirit atıyor.
Malum.
Diyarbakır'da,
En baba "ulusal bankaların" yansıra yabancı bankalar da var.
Bırakın, buradaki krediye dayalı işlem yoğunluğunu.
Sokağa, inen bir "saadet zinciri(!)" yıkımı var.
"POS" tefeciliği.
* * *
Gerek,
Kredi kartı,
Gerekse kredi batağına "düşenlerin" son zamanlarda ikinci adresi buralar.
İşte bu sokaktaki "POS" tefecileri.
Çeşitli, işyeri kimliğiyle "bu mesleği" icra eden tefeci esnaf(!), can ve mal kıyımında "bana mısın" demiyor.
O biçim, hız kesmiyor.
Zaten, durum öylesine bir bağışıklık kazandı ki; artık "Meslek-i" bir kimlik haline geldi.
Her sokağın başında bir tefeci.
Kimi, "döviz" bürosunu işletiyor.
Kimi kuyumcu.
Kimi Cep telefonu satıcısı.
* * *
Hatta hatta,
Bir dostun ifadesiyle "zücaciyeci" bile var.
Tabi bu mesleği, "namusuyla, şerefiyle" yapanları tenzih ediyorum.
Zaten, "tefecilerin" ağına düşünlerden daha çok tepki koyanlar onlar.
Evet.
Bu kan emici vampirler işyerine koyduğu "POS" makinesiyle "tefeciliğini" icra ediyor.
Batağa düşen;
"Uyuşturucu" misali, kurtuluşu yok.
Çünkü,
Bir alıyor, beş ödüyor.
Ödeyemiyor, 10 oluyor.
Sonrası başlıyor Borcu borçla sözde kapatmaya.
Öde öde bitmiyor.
* * *
Diyarbakır'da.
Sayıları yüzlerce ifade edilen bu "meslek" haline gelen tefecilik.
Yani "tefeci işletmeler".
Bataklarına,
Tuzaklarına "düşmeyen" kalmamış.
Dün,
Esnaf dostlardan aradılar "Çığlığımızı duyun" diye.
Sanırım,
Bugün Esnaf ve Sanatkârlar Odası da, konuya ilişkin "tepkisini" ortaya koyacak.
"Bıçak kemiğe dayandı" misali.
Esnafı kene gibi saran "bu tefecilere" kim dur" diyecekler?
* * *
"Kan emici vampirler".
Bırakın,
Mal-mülk, servet "gaspını" artık kişilerin "aile saadetine de" göz koyduğu gibi, yıkıyorlar.
Bu işi icra edenlerin arasında, "öyle isimler den" söz ediliyor ki.
İnsan, dehşete kapılıyor.
Bir taraftan, hak, hukuk, adaletten dem vuruyor.
Yeri geldi mi; "kent seveni" kesiliyor.
Ama bakıyorsunuz ki; "kan emici vampirlerden de beter".
Ne diyeyim,
Kollanıyorlar mı, yoksa "bu işin" hukukta suç nev-isi mi yok?
Doğrusu anlamış değilim.
* * *
Ancak,
Bildiğim tek gerçek vardır.
O da, "modern tefecilik" toplumsal kanayan bir yara haline geldi.
Sürekli de, "kangren" gibi vücudu sarıyor, gelişiyor, büyür.
Ki dinen de,
Hukuken de, insanen de "kabul edilemezdir" bu bire on tefecilik!
Velhasıl;
Bulaşan canından malından aile saadetinden oluyor.
İş artık geri dönülemez bir hal aldı.
Can kayıpları çoğaldı.
İntihar mı, cinayet mi, kazamı mı, olaylar meçhulleşiyor.
Birileri dur demeli.
Ki yeni canlan ve insanlar "heba" olmasın.