KARAYOLLARINDA NELER OLMUYOR Kİ?
Öyle ya;
Her yer usulsüz,
Her yer, yolsuzluk,
Her yer, rüşvet ve suiistimal,
Her yer, hukuksuzluk, adaletsizlik,
Her yer, vicdansızlık,
Her yer, çifte standart,
Her yer, batak, küfür, ahlaksız!
***
Dahası mı;
Her yer, anti-demokratik,
Her yer, alternatif paralel yapı,
Her yer, ikiyüzlü, tarafgir
Her yer, şiddet ve terör,
Her yer, kim güçlü ise,
Her yer, fuhuş, uyuşturucu,
***
Buyrun size;
Her yer, inatla inançsız,
Her yer, kokuşmuş, çürük,
Her yer, bağnaz, yoz,
Her yer, berhava,
Her yer, Politize,
Her yer, iklimsiz, boğucu,
***
Yıllar yılıdır;
Her yer, inkâr ve asimilasyon,
Her yer, acımasız, duygusuz,
Her yer, sevgisiz, saygısız,
Her yer, devlet, millet Sakarya,
Her yer, iktidar,
Her yer, muhalefet,
***
Bir asırdır;
Her yer, vesayetçi, seküler,
Her yer, ilkesiz, cumhursuz,
Her yer, Kemalist,
Her yer, tekçi,
Her yer, postmodern,
Her yer, bireysiz, kutsal kurum!
***
Velhasıl; "dört bir taraf" batık, bir durum!
Vahimin de ötesi.
Peki, "meşru mu?"
Değil.
Ama hal-i mülkiyetle, hepsi meşrulaşmış!
Ne derler; "balık baştan" kokar.
***
NERDEN BAKARSANIZ; ADALETSİZLİK!
Bakınız, dün yargıçlar Diyarbakır'daydı.
"Terörle Mücadele Kanunu"na binaen.
Meslek içi eğitim semineri.
Adalet Akademisi Başkanı Yılmaz Akçın, çarpıcı bir beyanda bulundu.
Yukarıda sıraladığım; "acı gerçekleri" teyit noktasında.
***
Dedik ya; "Balık baştan kokar" diye!
Eee.
Mülkün temeli adalet diyoruz.
Ya "adalette" adaletsizleşirse!
İşte bu mahiyette, Akçin şöyle bir ifade kullandı.
***
Dede ki;
"Kurum ve kişilerin yanlış ve hatalı tasarruf uygulamalarını yargı düzeltir. Ancak yargının hatalı, yanlış uygulamalarını kim düzeltecektir? Bu manada yargıya olan güvenin tartışılır hale gelmesi, ülkemiz için büyük bir kayıptır"
Ne yazık ki öyle!
Türkiye, şuan ki mevcudiyetiyle; "ayıplı".
***
NE MELANETLER İCRA EDİLMİŞ?
Söz'ün, önceki günkü manşet haberi.
"Karayollarında neler oluyor?"
Muhtevasına, muhtemelen vakıfsınız.
Okumuşsuzunuz!
Diyarbakır Çevre Yolu.
Ve bağlantısında Diyarbakır Havaalanı yolu.
***
İnanılmaz; "hilebazlıklar" yapılmış.
Tabi ben demiyorum.
Bakanlığın müfettişleri, bunu diyor ve zaptu-rap altına almış.
Yani "gizli" ibareli bir rapor, tanzim edilmiş.
Bakanlıkta "onay" vermiş.
Kaçar bir hal yok.
***
Ne diyor müfettişler.
Bu işi; Doruk ve YDA adlı firmalar ortak girişimle almış.
Bedeli, nerdeyse çeyrek katrilyon.
Ne var ki; firmalar bir alt yükleniciyle "anlaşıp", işi ona veriyorlar.
Baran yapı İnşaata.
***
Yüklenici firma; ihale aşamasında ilk hamleyi yapıyor.
İş "ısmarlama ve adrese" teslim olduğu için.
Firma, ihale aşamasında kullandığı Birim Fiyat Teklif Cetvelini sözleşme imzalama evresinde iken değiştiriyor.
Kime değiştiriliyor; İhaleler Başmühendisliğinde!
***
Aracı kim.
Bölge Müdürü Şamil Gülen'le, "kanka" olan biri.
Sözde Yüklenici firmanın, iş ortağı, bir doktor.
İş bitirici!
Ki müfettişlere göre, Gülen'in "gizli kasası".
Adam, pardon doktor!
"Kurum amiri" olarak mesai tüketimiyle, mühendis ve yönetici "atamasını" bile icra etmiş.
***
Peki, yolsuzluk, ne kadar?
Dudak uçuklatan, miktarda.
Bir-iki milyon değil, 20–30 milyondan söz ediliyor.
Tabi haber ve müfettiş raporlarında; daha çok şey anlatılmakta.
Kimin kimle; "nasıl akçeli" ilişki kurduğuna dair.
***
Ama benim dikkatimi çeken, cevap bulamadığım iki nokta var.
Bir bahse konu; Doğru ve YDA şirketleri ihaleye girip, aşı alıyor.
Ama tek bir "çakıl" dökmeden, işi alt yükleniciye veriyor.
Bunun karşılığında; ne kadar tabiri caizse "pul parası" alınmış.
İşin adrese tesliminde; "hangi siyasi mekanizma" devreye girmiş.
***
Yani, Van-Malatya "köprüsünü" kuran kim?
Çünkü Karayolları 9. Bölge Müdürlüğündeki "çok milyonlu" ihalelerin nerdeyse yüzde 60-70'i, Van patentli, firmalar alıyor.
Ve bu firmalar, "ihaleyi alır almaz" alt yükleniciye devrediyorlar.
Bunun hikmeti, mucizesi ne?
***
Diğer bir kafa karıştırıcı soru da.
Bu kadar bariz; "yolsuzluk ve usulsüzlük" içeren rapor, neden "adli" işleme havale edilmiyor?
Sadece; "idari" cezalandırmayla, sınırlı kalınıyor.
Bir önemli noktada.
Görevi kötüye kullanma suçundan idari bazda "kınama" cezası alan, bir idareci nasıl o görevi yürütmeye devam eder?
***
Dedik ya; "Türkiye ayıplı" bir hal-i vaziyet içerisinde.
Sevgili okurlar.
Bu haber sonrası, onlarca telefon aldım.
Özellikle; Karayollarıyla "iş yapan" müteahhitler.
Belge ve doküman, takviyesiyle "Karayollarının" tabiri caizse, maskesini düşürdüler.
***
Tabi anlattıklarına göre!
Müfettişlerin; Rapora geçirdikleri, "devede kulak bile" değilmiş.
İbreyi; Bismil karayoluna,
İbreyi, Cizre karayoluna,
İbreyi, Kızıltepe karayoluna,
İbreyi, Siirt karayoluna çevirin, "görün bakın neler" yaşatılmış?
***
Elbette, devlet-i âliye alaka göstermese de!
Biz "üzerine, üzerine" gideceğiz.
Çünkü olup-bitenler yenilir-yutulur cinsten değil.
Ha buarada; Seyrantepe bağlantılı, Otogar'a uzanan; "yol ve köprülü kavşakların" yapımında da; "şaibeler" yüksek oranda.
Ciddi pis kokular geliyor.
***
Birde bitimi yılan hikâyesine dönen, şu 20 kilometrelik Seyrantepe-Ergani karayolu!
Burası da; yine "hülle" organizasyonla, ihalesi yapılmış.
İhaleyi alan firma ayrı.
Alt yüklenici firma ayrı.
Velhasıl, diyeceğimiz galiba önümüzdeki günlerde; "Karayollarıyla" bir hayli haşir-neşir olacağız!
Eee. Ne yapalım?
Mesleğimiz bu; araştıracağız-soruşturacağız, belgeleyeceğiz varsa bir kepazelik onu da ortaya koyacağız!
Neyse; siz bizi takip etmeye devam edin.