KENTİN GÜNDEMİ; GÜZEL ŞEYLER OLACAK MI?!..

Dün değerli bir okur dostum aradı!..

İl dışından…

Üst düzey bir siyasi, bir o kadar da bürokratlığı olmuş!.

Hal-i hazırda hatırı sayılır bir görevde..

Yani, "Külliye ailesinden"..

Hal hatır sonrası, ilk sorusu şu oldu?..

Kadim kentin hal-i durumu nedir?..

Verdiğim net bir şekilde şu oldu!…

Sizin bulunduğunuz Başkent'in havası neyse, bizdeki hava sizdekinin iki katı, "hoşnutsuzluk" ihtiva ediyor…

***

Siz, ekonomiden, döviz kurundan, doların "artışından çıkışından" söz ediyorsunuz!..

Kim sorumlu, kim müsebbip, küresel mi, ulusal mı, diye sorguluyorsunuz?…

Biz ise, gelir adaletsizliğinden, işsizlikten, yoksulluktan, "askıda ekmeğe" muhtaç, hale gelmekten, bahsediyoruz!…

İstihdam yokluğunda, İŞKUR’un eleman alımında yaşanın “torpilden” muzdariplik içerisinde, debeleniyoruz..

Torpil diyoruz, kayırma diyoruz?.. İş yok, aş yok, “pandemiden” dolayı, günlük çalışanlar ekmeğe muhtaç hale geldi?

Bunlarla boğuşuyoruz..

***

Siz, Kabinedeki değişiklikten, bakan istifasıyla alakalı kulis yoğunluğu içerisindesiniz, kim gelecek kim gidecek diye sorulara cevap arıyorsunuz..

Başkan Yardımcısı kim olacak?.

Ak Parti yönetiminde kimler değişecek diye, arayış içerisindesiniz?!…

Biz ise, AK Parti İl Başkanı değişecek mi, henüz görevlendirme ve ataması yapılmayan, ilçe teşkilat başkanlarının akıbeti ne olacak?… İstifa imzaları alındı, ama hala yetkisiz olmalarına" rağmen, aynı makamı işgal edip, har vurup harman savuruyorlar?...

Bunların, kulisini yapıyoruz!…

***

Siz, CHP'nin, İyi Parti'nin "iç karışıklığı" nasıl sonuçlanacak, İki partiden "yeni partiler" üreyecek mi, HDP'ye alternatif parti kurulacak mı, bu partileri kim finanse edecek sorularının yoğunluğu içerisindesiniz…

Biz ise, "siyasi abiler" kimin sırtını sıvazlayacak, kimi egale edecek, kime hangi teşkilata operasyon çekecek..

Hani daire müdürü, kime pazarlanacak…

Küçük olsun benim olsun mantığının saltanatı ne zaman yıkılacak ona odaklanmışız..

HDP'de yeni gözaltılar olacak mı, Başkanları tutuklanacak mı?…

STK'ların faaliyetleri, kimin kontrolünde sorusuna yanıt arıyoruz!

***

Siz, Merkez Bankasını, ticareti ve ithalatı, TÜİK'in verilerini, ülkenin büyüme koşullarını mülahaza ediyorsunuz!..

Biz ise, Zerya kuyumculuğu vurgununa kim ne kadar para kaptırdı, para kaptıranların servetinin çeşmesi neresiydi?..

Sağlık, Milli Eğitim, Gençlik, Tarım ve diğer il ve bölge müdürlüklerinde, "ihaleler" kimi gediyor, müdürlerdeki değişiklikler kimin kontrolünde sorularına yanıtı, dehlizlerde arıyoruz!…

***

Siz, doğal felaket olan depremin İzmir'de yarattığı yıkımı, olası İstanbul'u ve Ankara'da nasıl bir etkiyle karşılaşabileceğini konuşurken..

Biz ise, hendek-barikat terörüyle virane eden Sur'un "ihyası, inşası" diye çıkılan yolda, kimlerin kimlerin nam-ı hesabına "ihya ve inşaya" suikast yaptığını, konuşuyoruz!…

Sur diyoruz, tarih diyoruz, beden diyoruz, kültür ve medeniyet abideleri diye de dem vuruyoruz, ama "ucube ucube" yapıların karmaşası içerisindeyiz!…

***

Siz, Mansur Yavaş'ın neler yaptığından söz ederken, biz ise terörle ihtisabı oldukları için görevden alınan belediye başkanlarının yerine atanan kayyumları ve faaliyetlerini irdeliyoruz..

Aranan yanıtta, "hep böyle mi" devam edecek!…

Gelen  her kayyum, tıpkı seçilmiş siyasiler gibi, bir önceki kayyumun, "yönetim ve kadrosuna operasyon" yapmanın, yarattığı handikaba, yanıt arıyoruz!…

***

Hasılı kelam!.. Okur dostum, anladı ki "Kadir şehrin hal-i durumu" sorusuna "Pandora Kutusu" misali, bir öfke selimin geliştiğini… Anladım dostum, anladım, "haliniz hiçte iyi değil?"..

Öyle ya, yolsuzluk, usulsüzlük, rüşvet, suiistimal..

Ve Tabi ki, HDP önünde, 1.5 yılı dolan Annelerin "acılı evlat hasretiyle" yürüttükleri, eylem!?…

Şehri ikiye bölen, TCDD'nin ördüğü duvar..

Bir de kurumların, STK'ların "birbirlerine karşı" hasetlik sergilemeleri!..

Okuruma "bizim hal, hiçte iyi hal değildir?" diyerek kapattım telefonu!!!…

***

Telefona baktım, tamı tamına 47 dakika görüşmüşüz!..

Tabi, yukarıda dillendiklerim "kum eleğinden" geçtikten sonraki cümlelerdir..

Dostumun, mevzu ettiğim konulara dair, anlattıkları öylesine "dehşetli" tespit, delil ve bilgiler oldu ki!..

Çoğu kez, "yok ya dediğim" oldu..

Özellikle, bürokrasiyle ilgili, özellikle bazı STK'ların yönetimiyle ilgili!…

Tabi, şimdilik yazılmamak kaydıyla aktardı..

Zaten, önümüzdeki günlerde "farklı rüzgarlar" esecek..

Güzel şeyler olacak…

***

 

BU LAFIM ORTAYA?..

Şehr-i Diyarbekir'de bazı kurumlar; "çiftlik" misali!…

Ne yazık ki, bugün değil, uzun zaman dilimidir ki, böyle!..

Bir vesayet hakimiyeti var…?

Vahim bir politize olmuşluk var.. 

Vaziyet "kuzuyu kurda teslim" etme misali..

Herşey alenice vuku bulmasına rağmen, kurtta teslim edilen kurumun işleyişinden "merhamet" dileniyor..

Hak, hukuk, nizam, ahlak, şeffaflık ve güven bekleniyor..

Ne tezat bir durum!…

***

 

SAVAŞ SONA ERDİ Mİ?..

Görüntü; "öyle" diyor..

Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki savaşta "ateşkes" sağlandı..

Yani bir anlaşma protokolüyle şimdilik; "silahlar" sustu!..

Laçin başta olmak üzere, Ermenistan Karabağ'daki "işgal ettiği" köy ve kasabaların, belirli noktalarında çekilecek..

Yani, 29 yıldır "çözülmeyen" ve Ermenistan'ın işgalinde bulunan Karabağ'dan tamamen çekilmiyor!…

***

Anlaşma, şimdilik beş yılı kapsıyor..

Taraflar uzatmak isterse; beş yıl daha derler..

Tezkere misali!..

Bir koridor oluşturulacak..

Bir de; "barış gücü" diye ifade edilen, ama Rus askeri gücü de orada bulunacak..

Peki, Türkiye orada bulunacak mı?..

Azeri talebiyle; "gözlemci" olacak..

Ama garantör, Rusya!?..

***

Vaziyete, uzlaşılan maddelere, atılan imzaya ve protokole bakıldığında "kalıcı" bir barış denilemeyeceği gibi, "kapsamlı bir ateşkeste" diyemiyoruz!..

Şimdilik, "herkes" kaldığı yerde, denildi.. 

"Biz çekilirsek, ki Rus gücü o alandan çekilirse", mevcut yara yeniden kanayacak..

Yani, "çatışma ve savaş" başlar..

***

Pamuk ipliğine bağlı!..

Özellikle, ülkelerdeki siyasi yönetim..

Türkiye dahil, Rusya'daki Putin bile!..

İktidarların, olası değişikliği, "mevzuya" farklı bir rota çizer..

Ki, pozitif ve negatif yönü, o zaman kendini gösterir..

Velhasıl, vaziyet Azerbaycan cephesinde "zaferdir" ama kalıcımıdır oradaki zafer, o meçhul!..

***

Türkiye ve Azerbaycan'ın "güç ve uluslararası" arenadaki ittifak duruşları, "bir kazanım" olarak, gelinen aşamayı, görebiliriz..

Bir prestij kazanıldı..

Ama, Rusya'nın bu işte en karlı ve kazançlı çıkan ülke oldu…

Birincisi Karabağ üzerinde, oluşturulan koridorda "söz sahibi" kendisi..

Tabi ki, Ermenistan'daki "yönetimden, özellikle Paşinyan'dan" Putin'in pek hoşnut olduğu söylenemez..

***

Nitekim, protokolün imzasında Paşinyan'ın "ezikliği" ülkesinde ciddi bir siyasi gerilemeye yol açtı..

Meclis Başkanın linç edilmesi de, bunun göstergesi..

Putin, Paşinyan'ı da, böylesi bir hamleyle "devirmiş" oldu..

Yani, iktidarı da değiştirdi diyebiliriz..

***

Türkiye, cephesinden ilerisi açısından düşünülürse!..

Durum, iktidar odaklı bir süreç alır..

O da şu..

Mevcut iktidar değil de, muhalefet iktidara gelirse…

"Bizim şurada, burada ne işimiz var" diyen anlayış, Karabağ'dan önce, Suriye'den, Libya'dan "ordumuzu çeker"…

Özetle; "imzalanan protokol" iktidarlar odaklı bir "ateşkes..!"

***

GÜNÜN SÖZÜ…

Hükümdar köylünün yumurtasını alırsa adamları bütün tavukları alır.