KEPAZELİKLER KİMİN ESERİ?
Mesleki,
Noktada “akıl kilitlenmesi” yaşıyorum.
Niye diye sorarsanız?
Şu; Eğitim ve Araştırma Hastanesi.
Ve üzerinden;
Son günlerde “icra” edilen “inlik” provokatif tartışma.
“Tek” merkez koordineli;
“Fikri tahlilden” ve objektif habercilik anlayışından yoksun!
“Yargısız” infaz!
***
Çünkü,
Haberlerin “muhtevası”.
Özelliklen de,
Mevzubahis olan konuların, “Hastanenin Yapım” işini üstlenin, İnşaat firmasına “odaklı” tutulması!
Bilinçli.
Ve tabi ki hedef saptırma.
Asıl suçluyu.
İnliklerin sahibilerini gözardı ettirmek.
Daha açıkçası;
“Onları” sütten çıkmış ak kaşık(!) misali, “aklama” gayretkeşliği var.
***
Öncelikle;
Şunun altını “kalın ve kırmızı” çizgiyse çizmek istiyorum!
Şu iyi bilinsin.
Mevzuunun üzerine odaklanmamda farklı bir gaye çıkmasın.
Hele ki,
Müteahhit firmanın avukatı ve savunuculuğu yapmam.
Katiyen, peşinde değilim!
Olmam da!
Firma, “kendisini” savunacak güçte olduğu gibi.
Bilakis,
Sorumlu olduğu kurum var olduğu gibi, “mevzuuyla” alakalı da, TOKİ gereken beyanatını vermiştir.
***
Sorun farklı.
Benim,
Üzerinde “algı” kilitlenmesi yaşadığım, yön bu!
İddia var.
Ama iddiayı ortaya koyan yok.
Suçlanan var.
Lakin suçlanana soran yok.
Yani,
“Tek” taraflı, yontma var.
Eee.
Gazetecilik mesleği, “eş-dost, yavuklu, ahbap-çavuş” ilişkisine dönünce böyle olur.
***
Neyse!
Diyorum ki,
Velev ki, “bir anlık” bu olup-bitenler doğru olsun!
O zaman,
Hastanenin “inşaatını” teslim alanlar.
Ve bugüne kadar,
Hastane yönetiminde görev yapan yöneticiler.
Başhekim.
Başhekim yardımcıları, hastane müdürleri; “neden” suskun ve ketum kalmışlar.
Hassasiyet gösterip, hesap sormamışlar?
***
Demek ki,
İşin aslı ve “çapan oğlanı” başka!
Bakınız!
Hastane İnşaatından, TOKİ sorumlu.
Tabi ki,
Müteahhit firmada, “TOKİ”’ye karşı sorumlu ve onun şartları ile projelerine göre, hareket eder.
TOKİ’de,
Aynı zamanda, Sağlık Bakanlığı’na karşı sorumlu.
Yasa da,
Mevzuatta, böyle!
Değişmez...
Varsa bir değişiklik,
Müteahhit firma “öneri sunar” resmi başvuru yapar.
Kurum isterse, onaylar, istemezse onaylamaz!
Yani hiç bir “yüklenici” firma, kendi başına, proje dışına çıkamaz, iş yapamaz, ekleyemez-eksiltemez!
Yapsa bile, “maddi yönde” kendi zararınadır.
***
Gelelim,
İddiaların “afakî” ve araştırmadan yoksun hal-i vaziyetine!
Bakınız,
Hastanedeki “asansör” kepazeliğini ilk olarak, “biz” yazdık!
Buradan kaleme aldım.
Hastanenin “kanalizasyon” sorununu da!
Tabi yaşanan,
Yolsuzluk, usulsüzlük, üçkâğıtları da.
Beri yanda; “müfettiş” soruşturmaları.
İhale, zafiyetleri.
Yani, “enva-i pislikleri”, buradan yazdık-çizdik.
Ve hiç tartışmasız da;
Adli ve idari mekanizmaları da, “göreve” çağırdık!
Bir teki de, “tekzip” edilemedeği gibi, inkar da edilmedi.
***
Şimdi,
Kuruluşumuza yakın “yüklenici” firmaya yönelik “inlik” söz konusu.
Diyorum ki,
Karalama gayretkeşliğinin altında başka şeytani planlar var.
Asıl hedef biziz.
Bir nev-i intikam alma.
Onun için;
Hakikatleri bilmeniz ve sorgulamanız.
Hele ki, Diyarbakır ahalisinin, mevzuuya “vakıf” olabilmesi gayesiyle eğilim gösteriyorum.
Gerçeklere “şal” çekilmesin diye.
***
Soruyorum!
Ve diyorum ki,
Yazan da, çizen de, muhatap ta, sorumlu olanlar da cevap versin!
Bu hastane,
2010 yılında “resmen” sağlık hizmeti vermeye başladı mı?
Evet.
Tabi ki, resmi açılış öncesi de var.
2009,
2010,
Hatta 2012 ve 2012’nin ilk yarısına kadar “Asansör” sorunu yoktu!
Tıkır-tıkır çalışıyordu!
Şimdi neden;
Birden asansörlerin 15’i “ıskartaya” çıktı...
***
Cuma günkü yazımda, “kısm-i olarak” ifade etmiştim!
Zorunlu olarak;
Asansörlerin “yıllık” bakım ve onarımı gerekli diye!
Ki bu hizmette;
Ehil, işi bilen piyasa da, resmi belgelere sahip!
TSE.
Ve Sanayi Bakanlığı yetkili, “firmalar” tarafından, yapılması gerekir.
Ama gel gör ki;
Yasal mevzuata uyulmamış!
Bilakis gözardı edilmiş.
***
Hastane yönetimi!
Yani,
O günün Başhekimi Prof. Dr. Yusuf Yağmur dahil olmak üzere!
Asansör’ün,
Bakım ve onarımını “ehliyetsiz” kişilere bırakmış.
Öyle ki,
Asansörleri ilk yapan firmanın, “uyarılarını, noter kanallı yazısını” gözardı ederek.
Her türlü,
Spekülasyona açık bir şekilde, “bakım ve onarımı”, İNDEKS denilen firmaya vermiş.
Ki bu firma da;
Hastanenin “temizlik” işini, yürüten firma!
***
Ne oluyorsa, bundan sonra oluyor!
Eee.
Ehliyetsiz kişiye, “hangi aracı” verirseniz verin, mutlaka bir yerlere toslayacaktır.
Ki öyle oluyor.
Ard arda, arızalar.
İNDEKS firması başlıyor, “asansörlerin” parçalarını birbirine, uydurmaya.
Ki son olarak, Kayapınar Belediyesi “denetim” yaparken, şu tutanağı tuttu.
Diyor ki; “Asansörlerin” birçok mekanik parçası olmadığı gibi, bakıma ihtiyaç var.
Yani; hırsızlık, üçkâğıt, inlik, şeytanı durum malumunuz!
***
Gelelim, akla-ziyan diğer bir mevzuuya!
Diyorlar ki,
Projede, Cami ve Kafeterya var, müteahhit firma yapmamış.
Yapmadığı, Cami ve kafeteryanın,
Projedeki “parasal” değerini, cebe indirmekle, suçluyorlar.
Ne akla hizmet!
Dedim ya,
İddia var, iddiayı sorgulayan yok.
Suçlanan var, suçlayandan soran yok.
Koca camii, koca kafeterya, “yapılmadan” nasıl para alınabilinir ki?
Olabilir mi?
***
Soruyorum!
Siz, TOKİ’ye, hatta yüklenici müteahhit firmaya,
Daha da ötesi,
Sorumluluk alanına giren Kayapınar Belediyesine.
Veyahut, Büyükşehir Belediyesi’ne “sordunuz mu”, neden bunlar yapılmadı?
Mademki, projede var diye ısrar ediyorsunuz, “o zaman” neden yapılmadığını da sorgulamanız gerekir?
Sormuyorsunuz!
***
Ama ben yine aktarayım!
Cami’nin, yapım izni dönemin Kayapınar Belediye Başkanlığı tarafından verilmedi.
Ki o dönemde;
TOKİ ile Belediye’nin arasındaki, “çekişme” herkesin malumuydu.
Yani, TOKİ de, Yerel Yönetim de, Sağlık Bakanlığı da.
Kendini, bilmezliğe vuran hastanenin eski yönetimi de, “yazışmalardan” haberdar ve biliyor.
***
Bir de; Hastanenin “drenajının” yapılmadığı iddiası!
Sormak istiyorum mühendis kesilen “ahkâm kesicileri”, drenaj nedir biliyor musunuz?
Şayet, Projede yok ise, hele ki yüklenici firma bunu “resmi yazıyla” sorumlu kuruma bildirmişse...
Ki bildirmiştir.
Ve drenaj yapılması için, “onay” verilmemişse..
Firma nasıl yapsın!
Projenin kimler tarafından hazırlandığını biliyor musunuz?
Firmamı, kurum mu?
Elbette kurum sorumlu?
***
Cuma günkü yazımda, şu çağrıyı yapmıştım.
İdari ve Adli mekanizmalara!
Demiştim ki; ‘Eski hastane yönetiminin idari kararları incelensin”.
Tekrar ediyorum;
Ucu kime dokunulursa dokunulsun bu işin üzerine gidilsin.
Evet, hastane gerçekten dökülüyor.
Ama neden?
2011’e kadar bu hastaneyi Türkiye’nin ilk 10 hastanesi karşısında gösteren o günün idaresi ve başhekimi şimdi ne oldu da bu hastaneyi dökülen bir hastane olarak gösteriyor?
Doğru dökülüyor!
Ama yapım hatalarından dolayı değil geçmişteki idari hatalardan dolayı.
Bakımsızlıktan,
Acizlikten ve beceriksizlikten.
Yolsuzluk, usulsüzlük, keyfi uygulamalardan kaynaklı dökülüyor.
***
Bakınız;
Asansörün bakımıyla ilgili yeni ihale Cuma günü yapıldı.
Tabi ihale kararını alan eski yönetimdir.
Bu ihaleyi kim kazandı?
Burada konu hastanedeki yönetim zaaflarını, yolsuzlukları ve usulsüzlükleri gündemden çıkarmaktır dedik.
Evet öyledir!
***
Bir de,
Hastaneyi “piyasaya” borç taktıran olarak bırakıp gidenler..
Elektrik ücretinden tutun da, su bedeline kadar.
Piyasadan alınan, hatta devletin kurumlarına olan borç oranına bakın; 30 milyon lira.
Tabi, eş-dost, ahbap, gazeteci, arkadaş, siyasetci’ye olan kıyaklar da ayrı.
Yakınlarını, İNDEKS başka olmak üzere, “hizmet alımı” firmalarında işe alma.
Daha da ilerisi; işe gelmeden “bankamatik” çalışan zevat.
Yeni yönetimin ifadesi;
Dağkapı yerleşkesindeki “bir birimin” şalterini inidirip-kaldırmak için, 7 kişinin görevlendirilmesi!
Bunlar bir bir ortaya çıktı.
İşte, bu “inliklerin” üstü örtülsün diye, zihin bunalımı yaratılıyor.
***
Hastanenin yönetimine toz kondurmayıp işi müteahhit firmanın üzerine yıkmaya çalışan anlayışın eski başhekimle olan ilişkisine bakmak lazım.
Kulağıma gelen bir iddia;
Eski yönetimle, başhekimle sıkı fıkı imiş.
Hatta birinin eşi sözüm ona asansör bakımını yapan temizlik firması üzerinde gösterilerek hastanede işe alınmış!
Ki uzun süre de çalışmış.
Bu konunun üzerine gideceğiz.
Bakalım o zaman neler çıkacak?
Ak kim, kara kim?
“Diyarbakır’a ihanet eden kim?”
Hep derim; hakikatler için “zaman en büyük” tefsirdir.