KIRKLAR DAĞI BİZİ AŞAR MI?
Ah ki, ah şu Kırklar Dağı!
Yürekte, bir yara!
İmar'a açılması.
Beton binaların yükselmesi.
Tabiri caizse; hançer gibi!
Diyarbakır'ın yüzüne saplanmış vaziyette.
Hem şehir için;
Hem İmar'a izin veren yerel yönetimler için.
Evet, tepkisi de bedduası da, büyük!
***
Nitekim "kararı" verenler?
Hükme "imza" atanlar?
Oradan rant temin edenler.
Ev dahi satın alanlar bile.
Suzan-Suzi Türküsünde söylendiği gibi hepsini; "ziyaret" çarptı.
Çünkü "kimse ama kimse" hayır görmedi.
Görecek gibi de değil.
***
Dile kolay;
Şarkılara,
Türkülere,
Şiirlere,
Hikâye ve destanlara konu olmuş bir "mekândır" Kırklar dağı!
Ziyarettir.
Ama ziyarete, ihanet edildi.
Hem de çevresi "sit alanı" olmasına rağmen.
***
Aslında, buraya "ilk hançer" 2001'de vuruldu.
Ki o tarihte; Kırklar Dağı Bağıvar Belediyesi'nin "sınırları" içerisindeydi.
Rant iştahı "o gün" açılmış.
O dönemin yönetimi, bu alanı imara açtı.
İlk adım böyle atıldı.
Tabi burası öncelikle "imar'da" eğitim tesisi olarak gösterildi.
Yani "konut alanı" değil, "eğitim ve sosyal" tesis!
***
Ne var ki.
Yerel Yönetim "yasasıyla" çark değişti.
El değişti.
Bağıvar Belediyesi kapandı.
Yetki hükmü Merkez Suriçi ve Büyükşehir Belediyesine geçti.
Yıl, 2008'i gösterince 'rantın" hamlesi büyütüldü.
İlk olarak; İmar Planı revize ediliyor.
Eğitim tesisinden, konut alanına çevrildi.
Yıl 2009'a gelince Kırklar Dağı'na, "yapı için" ruhsat verildi.
***
İlk etapta burada; 1+1 ve 2+1 ebatlarında 10 katlı 4 bloktan konut yapılacak.
Yani 80 konut.
İkinci etapta ise;
15 katlı bloklarda toplam 600 konut, inşa edilecek!
Buna ek olarak, 27 katlı bir otel, yüzme havuzu.
Öğrenci yurdu. Alış-veriş merkezi.
Ve daha bir çok, yapı!
***
Peki, bunların ne kadarı yapıldı?
Hal-i hazırda; yüzde 10'u bile yapılmış görünmüyor?
Çünkü "ziyaret çarptı".
Müteahhit el değiştirdi.
Mülk sahipleri "ihtilafa" düştü.
Mahkeme.
Ruhsat ve imardaki "usulsüzlükler" halkası; "rantı" kursakta bıraktı.
İyi de oldu.
Şu an için "akıbeti" meçhul.
***
Gelelim; mevzuu neden yeniden dile getirmeme?
Hafta sonu DBP'nin Kadın Yerel Yönetimler Konferansı vardı!
Konferansta Demokratik Özgür Kadın Hareketi aktivisti Leyla Güven, "Kırklar Dağı'nı" mevzu etti.
Tepkisel bazda.
Tabi, "İmar konusunda" yerel yönetimleri de, yarınlar açısından uyardı..
İşte bu uyarıda, "parmak" bastı, Kırklar Dağındaki ucube denilecek yapılar için.
***
Dedi ki;
"Kırklar Dağı ile ilgili bizim yumuşak karnımız var.
Bizim karşımıza çıkan ve çözülmeyen bir sorundur bu.
Yanlış bir yapılaşmadır.
Kırklar Dağı'nda bir kadın imzası olsa bugün başka şeyler konuşuyor olurduk.
Bizim uygulayacağımız mimari örnek olmalıdır?"
El hak!
Doğru söze ne denir?
Şapka çıkarmak ve helal olsun demekten başka…
***
Toplantıda Başkan Güldan Kışanak da var.
Güven'den gelen eleştiri üzerine açıklama yapıyor.
"İtiraf" niteliğinde.
Çünkü "Kırklar Dağı'na" imar izniyle vurulan "rant ve ihanet" hançeri, büyük vebal içeriyor.
Bu BDP-DBP ve HDP için de.
Ortak, "Yumuşak karın?"
Çünkü bu rahatsız edici bir durum…
***
Kışanak burada "çıkışı", DTK'da buluyor.
Diyor ki;
"Demokratik Toplum Kongresi duruma müdahil olsun.
Bir komisyon kurulsun.
Komisyon neler yapılması gerektiği üzerinde araştırma yapsın.
Mülk sahipleri tespit edilsin.
İmar durumu, konutların yapılışı, her şey araştırılsın."
Doğrusu da bu olsa gerek.
***
HDP Milletvekili Altan Tan.
Bir süre önce Meclise "araştırma" önergesi vermişti.
Hem Kırklar Dağı için.
Hem de, Dicle Vadi projesi için.
Öneriye "meclisten" pozitif bir sonuç çıkacağını sanmıyorum?
Çünkü "pek görülmüş" değil bu türden mevzuular için.
Ancak Tan açısından, "vekil" sorumluluğunu yerine getirme noktasında önemli.
***
Aslında!
"Mevzularda" herkes samimi ise ki başta, yerel yönetimler.
Tüm bileşenler.
STK'lar, DTK ve Mimarlar Odası.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı.
Valilik, dâhil.
Eşit bir "temsiliyet" platformu oluşturulsun.
Adına da; "kent konseyi" denilsin.
Tek söz sahibi bu oluşum olsun.
***
Kırklar Dağı.
Dicle Vadi Projesi.
Dicle nehri kıyısındaki "yapılar".
Hele ki, Fiskaya şelalesinin ucube kafesi.
Kaçak yapılar.
Bunlar dâhil olmak üzere.
Kentteki "tüm mimari ve imar" durumla ilgili araştırma ve sonuç kararları, bu "konsey" tarafından, alınsın.
Çünkü şu an Diyarbakır "üç başlı" yönetiliyor.
***
Bir, merkezi hükümet.
İki, yerel yönetim.
Üç, Mülki idare.
Ciddi bir "kan uyuşmazlığı" içerisinde oluğunu biliyoruz.
Kimsenin de inkâr edeceği yok.
Biri “ak” derken, diğeri “kara” diyor.
Hem siyasal,
Hem ideolojik,
Hem seküler yapı nedeniyle; "çok başlılık" söz konusu.
***
Yoksa!
Bir taraftan, Diyarbakır UNESCO'ya hazırlanacak, Surlar ve Hevsel, "Dünya Miras Listesine" alınsın diye uğraş vereceksin.
Diğer yandan; "imar" tahrifatıyla, köstek olacaksın.
Bu ne yaman çelişki?
Bundan dolayı; "kent konseyi" ivedi oluşturulup, iş başı yaptırılmalı.
Ki yeni "hançerler" bu kentin yüreğine ve yarınlarına inmesin.
Haydi bakalım!
***
.Ve
BÜYÜKTİMUR'la GÜNDEM.
Bu akşam; saat 22.00'de.
Uzay ve Söz Tv ortak yayınıyla, ekranlarınızda.
Gündemin "en sıcak konu" başlıklarını, konuşacağız.
Sakın kaçırmayın, derim.
Şimdiden iyi seyirler.
Yürekte, bir yara!
İmar'a açılması.
Beton binaların yükselmesi.
Tabiri caizse; hançer gibi!
Diyarbakır'ın yüzüne saplanmış vaziyette.
Hem şehir için;
Hem İmar'a izin veren yerel yönetimler için.
Evet, tepkisi de bedduası da, büyük!
***
Nitekim "kararı" verenler?
Hükme "imza" atanlar?
Oradan rant temin edenler.
Ev dahi satın alanlar bile.
Suzan-Suzi Türküsünde söylendiği gibi hepsini; "ziyaret" çarptı.
Çünkü "kimse ama kimse" hayır görmedi.
Görecek gibi de değil.
***
Dile kolay;
Şarkılara,
Türkülere,
Şiirlere,
Hikâye ve destanlara konu olmuş bir "mekândır" Kırklar dağı!
Ziyarettir.
Ama ziyarete, ihanet edildi.
Hem de çevresi "sit alanı" olmasına rağmen.
***
Aslında, buraya "ilk hançer" 2001'de vuruldu.
Ki o tarihte; Kırklar Dağı Bağıvar Belediyesi'nin "sınırları" içerisindeydi.
Rant iştahı "o gün" açılmış.
O dönemin yönetimi, bu alanı imara açtı.
İlk adım böyle atıldı.
Tabi burası öncelikle "imar'da" eğitim tesisi olarak gösterildi.
Yani "konut alanı" değil, "eğitim ve sosyal" tesis!
***
Ne var ki.
Yerel Yönetim "yasasıyla" çark değişti.
El değişti.
Bağıvar Belediyesi kapandı.
Yetki hükmü Merkez Suriçi ve Büyükşehir Belediyesine geçti.
Yıl, 2008'i gösterince 'rantın" hamlesi büyütüldü.
İlk olarak; İmar Planı revize ediliyor.
Eğitim tesisinden, konut alanına çevrildi.
Yıl 2009'a gelince Kırklar Dağı'na, "yapı için" ruhsat verildi.
***
İlk etapta burada; 1+1 ve 2+1 ebatlarında 10 katlı 4 bloktan konut yapılacak.
Yani 80 konut.
İkinci etapta ise;
15 katlı bloklarda toplam 600 konut, inşa edilecek!
Buna ek olarak, 27 katlı bir otel, yüzme havuzu.
Öğrenci yurdu. Alış-veriş merkezi.
Ve daha bir çok, yapı!
***
Peki, bunların ne kadarı yapıldı?
Hal-i hazırda; yüzde 10'u bile yapılmış görünmüyor?
Çünkü "ziyaret çarptı".
Müteahhit el değiştirdi.
Mülk sahipleri "ihtilafa" düştü.
Mahkeme.
Ruhsat ve imardaki "usulsüzlükler" halkası; "rantı" kursakta bıraktı.
İyi de oldu.
Şu an için "akıbeti" meçhul.
***
Gelelim; mevzuu neden yeniden dile getirmeme?
Hafta sonu DBP'nin Kadın Yerel Yönetimler Konferansı vardı!
Konferansta Demokratik Özgür Kadın Hareketi aktivisti Leyla Güven, "Kırklar Dağı'nı" mevzu etti.
Tepkisel bazda.
Tabi, "İmar konusunda" yerel yönetimleri de, yarınlar açısından uyardı..
İşte bu uyarıda, "parmak" bastı, Kırklar Dağındaki ucube denilecek yapılar için.
***
Dedi ki;
"Kırklar Dağı ile ilgili bizim yumuşak karnımız var.
Bizim karşımıza çıkan ve çözülmeyen bir sorundur bu.
Yanlış bir yapılaşmadır.
Kırklar Dağı'nda bir kadın imzası olsa bugün başka şeyler konuşuyor olurduk.
Bizim uygulayacağımız mimari örnek olmalıdır?"
El hak!
Doğru söze ne denir?
Şapka çıkarmak ve helal olsun demekten başka…
***
Toplantıda Başkan Güldan Kışanak da var.
Güven'den gelen eleştiri üzerine açıklama yapıyor.
"İtiraf" niteliğinde.
Çünkü "Kırklar Dağı'na" imar izniyle vurulan "rant ve ihanet" hançeri, büyük vebal içeriyor.
Bu BDP-DBP ve HDP için de.
Ortak, "Yumuşak karın?"
Çünkü bu rahatsız edici bir durum…
***
Kışanak burada "çıkışı", DTK'da buluyor.
Diyor ki;
"Demokratik Toplum Kongresi duruma müdahil olsun.
Bir komisyon kurulsun.
Komisyon neler yapılması gerektiği üzerinde araştırma yapsın.
Mülk sahipleri tespit edilsin.
İmar durumu, konutların yapılışı, her şey araştırılsın."
Doğrusu da bu olsa gerek.
***
HDP Milletvekili Altan Tan.
Bir süre önce Meclise "araştırma" önergesi vermişti.
Hem Kırklar Dağı için.
Hem de, Dicle Vadi projesi için.
Öneriye "meclisten" pozitif bir sonuç çıkacağını sanmıyorum?
Çünkü "pek görülmüş" değil bu türden mevzuular için.
Ancak Tan açısından, "vekil" sorumluluğunu yerine getirme noktasında önemli.
***
Aslında!
"Mevzularda" herkes samimi ise ki başta, yerel yönetimler.
Tüm bileşenler.
STK'lar, DTK ve Mimarlar Odası.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı.
Valilik, dâhil.
Eşit bir "temsiliyet" platformu oluşturulsun.
Adına da; "kent konseyi" denilsin.
Tek söz sahibi bu oluşum olsun.
***
Kırklar Dağı.
Dicle Vadi Projesi.
Dicle nehri kıyısındaki "yapılar".
Hele ki, Fiskaya şelalesinin ucube kafesi.
Kaçak yapılar.
Bunlar dâhil olmak üzere.
Kentteki "tüm mimari ve imar" durumla ilgili araştırma ve sonuç kararları, bu "konsey" tarafından, alınsın.
Çünkü şu an Diyarbakır "üç başlı" yönetiliyor.
***
Bir, merkezi hükümet.
İki, yerel yönetim.
Üç, Mülki idare.
Ciddi bir "kan uyuşmazlığı" içerisinde oluğunu biliyoruz.
Kimsenin de inkâr edeceği yok.
Biri “ak” derken, diğeri “kara” diyor.
Hem siyasal,
Hem ideolojik,
Hem seküler yapı nedeniyle; "çok başlılık" söz konusu.
***
Yoksa!
Bir taraftan, Diyarbakır UNESCO'ya hazırlanacak, Surlar ve Hevsel, "Dünya Miras Listesine" alınsın diye uğraş vereceksin.
Diğer yandan; "imar" tahrifatıyla, köstek olacaksın.
Bu ne yaman çelişki?
Bundan dolayı; "kent konseyi" ivedi oluşturulup, iş başı yaptırılmalı.
Ki yeni "hançerler" bu kentin yüreğine ve yarınlarına inmesin.
Haydi bakalım!
***
.Ve
BÜYÜKTİMUR'la GÜNDEM.
Bu akşam; saat 22.00'de.
Uzay ve Söz Tv ortak yayınıyla, ekranlarınızda.
Gündemin "en sıcak konu" başlıklarını, konuşacağız.
Sakın kaçırmayın, derim.
Şimdiden iyi seyirler.
Yazarın Önceki Yazıları