KOALİSYON’U EN ÇOK DAVUTOĞLU İSTER!

Kim demiş!
Davutoğlu.
Koalisyonlu "hükümette" temkinli.
Kurulmasını istemez.
Hele ki, "kendi" başbakanlığı, öncülüğünde.
Halt etmiş.
***
Bilakis.
Siyasi liderler içerisinde.
Şu an Başbakan olma sıfatından önce; "en fazla" koalisyonu Davutoğlu ister.
Klişe bir ifade olacak.
Koltuğunu koruyacak.
Başbakanlık görevini yürütecek.
İcranın başı olacak…
***
Elbette ki öyle…
Ama!
En tutarlı ikmalle; "gölgede" olmayacak.
Vesayetin.
Erdoğan'ın "boyunduruğu" altından çıkacak.
Hatırlarsak.
Ki halen de; "mülahaza" ediliyor.
***
Davutoğlu!
AK Parti hükümetinin "başına" geldiği günden buyana.
Bildiğimiz.
Alışık olduğumuz.
Mevzuattaki tanımlamayla.
Tabular noktasında; "bir başbakan" gibi olamadı.
Davranamadı.
***
Çünkü…
Erdoğan'ın vesayeti vardı.
Kaç kez; "kabine" toplantısına başkanlık etti.
Beştepe'de toplandılar yaptı.
Önemli kararlar; hep "kendi fikriyle" icra ve imza altına alındı.
***
7 Haziran seçimleri.
Davutoğlu.
Mitingleriyle.
Beyanatlarıyla.
Seçim vaatleriyle; "hep geri" planda kaldı.
Çünkü Erdoğan, "meydanlara" indi.
***
Konuştu.
Atıştı.
Milletvekili, listelerine dahi müdahale etti.
Şu olsun-bu olsun diye.
Polemikler üreterek; muhalefeti üzerine çekti.
Toplumda; "hizip" ortam yarattı.
Hatta Davutoğlu'nun bazı söylemlerini "boşa çıkarmaya" çalıştı.
Kısacası; "Başkanlık" değil de, "Yarı Başkanlık" sistemiyle tahakküm üretti.
***
Mesela!
Çözüm süreciyle alakalı; hükümetin adımlarını bile ekarte etti.
Özellikle; Dolmabahçe mutabakatı…
Ve yine kendisinin altına imza attığı; "İzleme heyeti."
Pek tabi ki, Hakan Fidan'ı "siyasi" seyirde geri döndürmesi…
***
Anlayacağınız!
Erdoğan varlık noktasında; Davutoğlu'na "Başbakanlık" yaptırtmadı.
İşte tüm bu hakikatler ölçeğinde.
Diyorum ki;
En fazla "Başbakanlığı" öncülüğünde koalisyonu isteyen Davutoğlu'dur.
***
Çünkü.
Böyle bir oluşumda; "kendini" bulacak.
Başbakan gibi davranacak.
Gölgede olmayacak.
Beştepe sakini, "emir-komuta" üstünlüğünü; "Anayasal çerçevede" kullanacak.
Teamülleri; "zorlama" düşüncesinden izole olacak…
***
Ki. 
Seçmen de.
AK Parti'ye gelen oylar da.
Sandığın verdiği cevap ta; "bunu" alenice ifade ediyor.
Onun için.
Davutoğlu "kaçış" yolunu arıyor diyenlere; "akıl arızanız" var diyorum.
***
Bir okurun ifadesiyle…
Ah be ah.
Ahmet Hoca. Saray'dan dizginleri bir koparsa…
Ben bilirim.
O akıl küpü olma vasfıyla; "Kurtla-Kuzuyu" kardeş yapar."
Sizce!
***
KILAVUZU KARGA OLANIN?
Hani bir söz var ya.
Denir ki.
"Kılavuzu karga olanın, burnu b…k'tan çıkmaz" diye.
İşte bu havuz medyası var ya.
Hükümete.
Ne yazık ki, bu hal-i vaziyeti yaşatıyor.
Bu yapının sözde amirali olan gazete.
Manşet atmış.
Diyor ki;
"PYD "IŞİD’den" daha tehlikeli…
Eee.
"Kobani düştü düşecek" diyene de, kim "söyletmişti?"
Yine bu yapı…
***
Bir tarafta.
Ne idügü belirsiz; "komplike" bir yapı.
İngiliz’i. Fransız’ı. Alman’ı. Rus’u…
ABD'lisi.
Gibi "yapılardan" oluşan; "İnsanların başını kesen".
Toplu katliamlar yapan.
Kadınlara.
Kızlara "köle muamelesiyle" katleden…
***
Vahşetiyle.
Soykırımıyla; "korku imparatorluğu" yaratırken…
Diğer yandan.
Kendi topraklarını koruyan…
Direnen; "Suriyeli Kürtler". 
Yani o toprakların "asli unsurları" karşı mücadelelerinde; "aynı kefeye" konuluyor.
Hatta "daha bir tehlikeli" gösteriliyor.
Nasıl bir zihniyet anlamış değilim.
Ne garip ki…
Ankara'da; aynı savın peşinde!
***
 
Önceki günkü yazımda ifade ettim.
Suriye politikasında.
Yanlış üzerine yanlışlar yaparak bugüne gelin.
Ve hala ısrarcı…
***
Deniliyor ki…
Batılı güçler.
PYD üzerinden, PKK desteğiyle.
IŞİD'le mücadele adı altında; "Türkiye'nin içini" karıştırmak.
Ve bölgede; PKK'nın etkin gücünü artırmak…
Suriye sınırında; "Kürt kuşağı" oluşturmak…
***
İlk etapta; "akla" gelebilir.
Ama uygulamada.
Bunun "mümkün" olduğunu söylemek çok zor.
Hele ki; o bölgede bulunan Arapları.
Türkmenleri.
Temizlemek; "etkin bir kırılmaya" neden olabilir ki; "etkisi büyük" olur?
***
Diyoruz ki.
2 Milyona yakın Suriyeli muhacir var?
Bunun kaçı;
Arap,
Türkmen,
Kürt, 
Bilemiyoruz. 
İnanç farklılığına girmiyorum.
Böyle bir durumda…
Bunların "etkisi ve tepkisi" ne olabilir?
***
Sonuç itibariyle!
Suriye.
IŞİD. 
PYD'nin yapılanması.
Bağdat.
Şam.
Ve Kuzey Irak'taki; "denge değişiklikleri" zor ve karmaşık bir; dönemi icra ediyor.
***
Eee.
Büyük devlet olmak.
Vasıflı lider olmak; "işte bu karmaşık" hadiseleri, çözüme kavuşturmak…
Olabilecek riskleri bertaraf etmekle; "kendini" gösterir.
Velhasıl.
Türkiye’nin iç siyasetiyle, Ortadoğu'daki dengesizlik; "birbiriyle" bağlantılı ve örtüşür noktadadır.
Hangisi zayıf olursa; diğeri üstünlük kazanır.