KURGULANAN KANLI PLAN

Aman ha aman… Pür dikkat!
Haberiniz olsun.
Sakın ola "sinsi" tezgâha gelmeyin.
Fitne, fesat.
Ve toplumsal "kargaşa" üreticiler rol değiştirdi…
***
Sokakları "terörize" etmek!
Tarafları "çatışmaya" zorlamak…
Özellikle Güneydoğu'yu o kahredici karanlıklı, 90'lı "yılların" alev topuna döndürme gayreti güdülüyor…
Yani; "bizi" birbirimize kırdırıp düşürmek istiyorlar…
***
Kardeş kavgası!
Aman ha dikkat edin!
Bu planı da;
PKK, Gençlik yapılanması, HDP-DBP ve DTK'nın "siyasi" kulvarıyla...
HÜDA-PAR…
Ve bölgedeki İslami cemaat ile, öncü kesimler üzerinden icra etme gayretindedirler.
***
Dini ve siyasi "değerleri" çatıştırmak istiyorlar… 
6–7 Ekim olayları…
Bu planın; ilk "hayata" geçirme adımıydı.
Ki kısmi olarak başarıldı da.
Çünkü "taraflar" arasında, gerilim-kırgınlık ve husumet yeniden "körüklendi"
Araya "kan" sokuldu.
***
Nitekim.
Son verilerle; Cizre olayının bunun "yeşerdiğini" gösterme hamlesi olduğu ortaya çıktı.
Hele ki!
Önceki gün; Bozova'da Hüda-Parlıların "evlerinin" işaret edilmesi…
Korkunç bir tezgâh!
Bu da "önümüzdeki" günlerde hayli "kaosa" vesile olabileceğe işaret…
***
Ürküten bir yönde "hadiselere" ilişkin, kullanılan dil ve sergilenen üslup…
Özellikle; sosyal medya ölçeği…
Ve tabi ki, "yazılı-görsel" medya.
Siyasiler…
Yekûnuyla, bedbaht bir zihniyetle "ateşe" körükle gidiyorlar.
***
Tabi; "tüm taraflar" için.
Kimse!
Basireti, feraseti "kullanmıyor" çağrı yapmıyor.
İtidal…
Sağduyu "ağızdan" çıkmıyor.
Varsa yoksa "çekiştirme" ve üstün gösterme!
***
Kimse!
Güneydoğu için, "şu hakikati" kabul etmiyor.
PKK'da, Kandil'deki yapılanma da.
DTK, HDP, DBP de.
Ve KCK, İmralı'da Abdullah Öcalan'ın ortaya koyduğu düşünce.
***
Yine; HÜDA-PAR ve Hizbullah…
Diğer noktada; İslami cemaatler…
Dernekler…
İmamlar, mollalar, şeyhler…
Pek tabi ki, diğer siyasi Kürt yapılanmalar…
Ve sayabileceğimiz diğer; etkin kimlikler…
***
Hepsi, ama hepsi!
Bölgenin bir gerçeği;
Ne inkâr edilebilinir ne de; "görmezden" gelinebilinir?
Ve yine hepsi; "bu coğrafyada" kendine taban bulabildiği gibi, "yaşam" alanı da yaratmış!
Ki kimse de; "bölgeden" söküp atamaz.
***
 
İşte bu mozaiği "siyasi taraftarlığı" bırakarak, görmek gerekir…
Ve bu minvalde;
Ülke üzerinde, bölge üzerinde "dış etkenlerin" yaratmak istediği böl-parçala formülünün nasıl ekarte edilebilineceğine kafa yorulmalı…
***
Şöyle tarihin, sayfaları çevrilirse!
Görülecektir…
Türkiye'deki "seküler" yapıların.
Tekçi; "JÖN" unvanı almış kimliklerin; "bu coğrafyada" nasıl inkâr ve asimilasyon icra ettiğini…
***
Kimlikler inkâr edildi…
Dini değerler…
İnanç…
Ve “ibadet özgürlüğü” dahi, askıya alındı.
“Sen şusun, sen busun” diye "kamplar" oluştururken; birbirine kırdırdı…
***
İşte o zihniyet!
1925 öncesi olduğu gibi, sonrasında da…
Ve bugün yeniden; "aynı" performansla mevcudiyeti tar-u mar etmektedir.
Ki son kozlarını oynuyor…
***
Çünkü AK Parti İktidarı…
Hükümet ve Kürt meselesindeki aktörler.
Her ne kadar; "ağır aksak" ise de Yekûnla; "bütünlük" arz etmiyorsa da var olan meselenin çözümü noktasında ortaya konulmuş bir irade var…
***
Bu iradeden korktukları için…
Hükümetin "paralel yapı" kumpasıyla, büyük kumpasa gelerek; "Bu zihniyet" özgürleşmeyi de fırsat bilerek; "taraflar" üzerinden, fesat ve fitne üretiyor.
Tabiri caizse; "çatışma" için, ha bire avuç ovuyor.
***
Hala!
6–7 Ekim olaylarında "ölenlerin" otopsi raporları…
Vurulan "silahların" markaları…
Balistik sonuçları…
Yine Cizre'deki ölenlerin "otopsi raporları"
Kim hangi silahla?
Kaç milimetrelik mermiyle vurulmuş belli değil.
***
İçişleri Bakanlığı…
Neden; 110 ilçenin Emniyet müdürünü değiştirsin…
Neden Valiliklere; "Cizre" gibi yeni eylemlerin olabileceği, uyarısını yapsın.
Ve bölgedeki; "evler, işyerleri" neden birileri tarafından işaretlensin.
‘Sen şusun, o budur’ diye.
***
Velhasıl!
2015 seçimleri…
Ve Çözüm süreci… 
Ki 21 Mart Newroz'u…
Seyir açısından; "birçok" mevzuuya gebe!
Aynı zamanda; "Şer" oluşumlara da, malzeme üretme alanı.
***
Onun için…
Aman ha, aman dikkat!
Basiretli olalım…
Feraset sahibi olalım…
Olayları "aklıselim" irdeleyelim, duyguyla değil, mantıkla "teraziye" alalım.
***
Bu arada, her zaman gibi çağrımı yeniliyorum.
Özellikle;
HDP, DTK ve DBP…
Hüda-Par…
Hak-Par ve diğer siyasi partiler…
AK Parti'de…
Tarafları "provoke" edici söylem ve eylemden, uzak durun!
***
Yaratılmak istenilen; "husumetin de" sona erdirilmesi için, kurulan köprüde buluşun…
6–7 Ekim'den buyana, bildiğim kadarıyla birçok sivil toplum örgütü bileşenlerinden oluşan bir nevi barış heyetinin geliştirdiği "diyalog" bir türlü, sonuçlanmadı.
Neden.
***
Herkes…
Siyasi ve politik hesaplarını bir tarafa bıraksın…
Ve yine; "varlıklarının" bölgenin bir gerçeği olduğu hakikatini idrak etsin ki…
Kin ve nefretin üzerine "barış" şalı çekilebilinsin.
Aksi takdirde, "hal-i vaziyetin" kazananı olmayacağı gibi; "kaybedeni" herkes olur…
Sorumluluk şart…
***
Velhasıl.
Dört bir taraf ateş çemberi…
Dikkat gerekli…
Kurgulanan plan; "kardeş kavgasıdır".
Mezhepsel bir "ateşin" körüklenmesidir.
Aklımızı başımıza alalım!
***
İşte bu temenni duygusuyla.
Dün gece idrak ettiğimiz;
Mevlit Kandilinizi,
Gönül huzuru içerisinde, tebrik ediyor.
Ve duamız odur ki.
Coğrafyamıza. 
Ülkemize. 
Bölgemize.
Pek tabi ki ilimize; "barış ve huzur" getirsin!