MEB HAYLİ YORGUN OLMALI?

Bazı kurumlar var.

Hayli, yorgun.

Hantal.

İş görmez bir halde.

Var da yok.

Ama "el mahkumiyetiyle."

Toplum olarak, mecburuz!

 

***

Çünkü.

Alternatifi yok.

Yasal, zorunluluk var.

Ancak.

Böylesi kurumlar,

Ne, toplumsal gelişmeye.

Ne çağa.

Ne de kendi, "yapısal" değişimine ayak uydurmuyor.

***

Velhasıl.

Değişim ve gelişmeye kazandırılan bir "ivme" yok.

Rölantide.

İşte, Milli Eğitim İl Müdürlüğü.

En barizi.

Ve tabi ki,

Diyarbakır'ın "eğitim ve öğretimdeki" başarısı.

***

Sahi.

Milli Eğitim müdürünü tanıyan var mı?

Sizi bilmem.

Ama.

Benim pek tanışıklığım yok...

Neyse.

Tanımama da gerek var mı, yok mu, onu da bilemiyorum.

***

Ama.

Ziya Paşa'nın güzel bir sözü vardır.

Dün de, buradan detayıyla dillendirmiştir.

O "derin" mana ihtiva eden sözünü.

Ne demişti, Ziya Paşa.

"Ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz."

Aynen de öyle.

***

Daha önce de yazdım.

Diyarbakır,

Eğitim ve Öğretimde neden "düşük" profilde geziniyor.

SBS'de,

LYS'de,

ÖSS'de.

Velhasıl say sayabildiğin kadar yapılan "sınavlar" serisini.

***

Zaten.

MEB'in maşallahı var.

Öğrenci daha okula merhaba derken "Sınav" maratonuyla, gözünü açıyor.

Koş koyabildiğin kadar...

Öyle ki, o göz açma ve hayat gözünü kapamaya kadar devam ediyor; "sınavda sınav."

***

Bir önerim olmuştu.

Ki.

Bu önerimi, bölgenin hatta ülkenin birçok ilinde, "hayat" buldu.

Özellikle.

Eğitimdeki "başarı" oranı düşük iller.

"Sorgulama" yaptı.

Neden, "eğitimdeki" başarı oranı düşük diye.

***

Çalıştaylar.

Öğretmenlerle, "seri" toplantılar.

Ve tabi ki.

İdareciler, siyasiler, kent ahalisi.

Bir bütünlük içerisinde; "başarı" nasıl elde edilebilinir, diye uğraş verildi.

***

Ama ne var ki.

Diyarbakır İl Milli Eğitim Müdürlüğünde bu yönde "tık" yok.

Olumlu-olumsuz.

Tepkisel; "bir duruş" ortaya konulmadığı gibi.

Biri de, "lütfedip" cevap dahi verme cesaretini göstermemesi de.

Ayrı, bir gariplik.

***

Evet.

İdareci çok, koltuklar da bol.

Nazar değmesin…

İlde 17,

İlçelerde ise 5'er olmak üzere, "Müdür ve Şube Müdürü" var.

Derslik.

Hele ki öğretmen sayısı da, "geçmişe" oranla hayli yüksek.

***

Peki.

Bu kadar yüksek "envanter" sahibi iken.

Neden;

Başarı oranı "ayıplı" bir düzeyde, düşük.

Demek ki.

Sorun "hamuru" yoğuran ve pişiren de.

***

Şu.

Sorgulama çağrımı yenilemek istiyorum.

Daha.

Yeni Öğretim yılına, haftalar var iken.

Derler ya;

"Kepi önümüze koyalım, hal-i durumumuz nedir" diye?

***

Buarada.

Önceki gün, duyarlı bir vatandaş aradı.

Tepki göstererek.

İl Milli Eğitim Müdürlüğü.

Ve Üç Okul'un bitişiğindeki, "Metruk" bina için.

Buraya görmüyor musunuz;

Eğitim yuvası iken, "kötülük yuvasına" dönmüş.

***

Haber merkezi'ndekiler görüntüledi.

Metruk binanın hal-i vaziyetini.

Acı ve ürkütücü bir tablo.

Tabi.

Bu tablo, şehrin ne kadar sahipsiz" olduğunu da gösteriyor.

Bina.

Fuhuş mu, tinerci mi, uyuşturucu mekanı mı..

Yoksa "örgütlerin" bomba imalat merkezi mi?

***

Kayıtlarda.

Ve görünümde, hepsi mevcut.

Ama velâkin.

Ne hikmetse, "kimse görmüyor, ilgilenmiyor?"

Burası, "neyin nesi, sahipsizlik niye, diye görmüyor?

Yazık.

***

Bu bina.

Sanırım, uzun yıllar önceydi.

Dicle Üniversitesi Devlet konservatuar olarak kullanıldı.

Ama şimdi; "metruk".

Kim sorumlu,

Kimin himayesinde, aslında pek önemli değil.

Önem arz edici.

İl Milli Eğitim Müdürlüğünün "bahçesinde" yer alması.

***

Düşünün.

Her gün yüzlerce öğretim gelip gidiyor.

Tabi ki, çevresinde de üç okul.

Aradaki mesafe 50 metreyi dahi geçmiyor.

Ama "enva-i suç" mekânı olarak işlem görüyor.

Gözler kapalı.

***

Bakalım.

Bu meseleye de gözler kapalı mı tutulacak.

Yoksa.

Hantal,

Yorgun yapıdan sirkelenip, dinç bir ruh haliyle.

Meseleye "eğilim" göstererek, çözüm sağlanır.

Bekleyip göreceğiz.

Çapsızlık devam edecek mi?

***

Ama ısrarım var.

Özellikle;

Diyarbakır'ın "eğitim sorunlarının".

Çok ciddi ve ivedi bir şekilde "masaya" yatırılıp tartışılması gerekir.

Çünkü her geçen yıl "yarınlarımız ve geleceğimiz için" kayıptır.