Mevzuların harmanı?

Malum, "bela" günler geçirdik.

Geçiriyoruz da!  Ölümler. Öldürmeler.

Toplu katliamlar. Kaza mı, suistimal mı..

Kasarlayarak mı. Her ne ise; "oluk gibi kan akıyor"..

Soma faciası. 

301 maden şehidi. Acılar taze iken eksenindeki siyasi "kaotik" hadiseler.

***

Meselenin, sorgusu ve soruşturması karışık.

Vicdanları, "sızlatıyor"? Asıl "fail" kollanıyor mu diye soruluyor?

Nedenler, niçinler, ihmaller "hasır" altı ediliyor iddiası da ayrı...

Baksanıza, Alp Gürkan serbest.

***

Savcı tutuklama istiyor. Mahkeme, reddediyor.

Bilirkişiler, "rapor" düzenliyor. Facianın nedeni; "kömür sarkması" diyor.

Daha neler? Yani her büyük "faciada" olduğu gibi!

"Kapalı kutu".  Eee.  Maden ocağının kapısına duvar örülmedi mi?

***

Ya önceki gün İstanbul'da yaşananlar.

Okmeydanı.  Toplumsal eylem.. Yine gösterici ve polis çatışması..

Bilanço iki ölü. Polis kurşunuyla vurulan iki genç.

İkisi için de alevi deniliyor. Kim vurdu ya gittiler?

Diğerleri gibi. 8 silaha el konuldu deniliyor, ama gözaltı yok.

***

Peki, Hükümet ve ana muhalefet çatışması!

İki tarafta şuan için "kan" üzerinde, siyaset üretiyor.

Hükümet polisi kolluyor.

Elinde molotof, taş, hava-i fişek olanlara karşı.

Maskeli yüzlere "dikkat" diyor.

Haklı bir şekilde.

***

Ana muhalefet ise.

Eylemcilerin sözcüsü gibi, "polis devleti" diyor.

Bırak eylem yapsın. Polis niye silah kullanıyor, kurşun atıyor.

Yani "akla-ziyan" bir iç çekişmenin kaotik havası solduruluyor.

Kimse, adil ve demokratik, çağdaş ve modern devlet anlayışına sahip değil.

Herkes, benim doğrum diyor. Yanlış olsa bile.

En korku üreteni de bu ölümler üzerinden; "suni-alevi" çatışması yaratmak.

***

Nitekim! Bu sinsilik uzun süredir körükleniyor.

Tıpkı; "Suriye'deki gibi. Mısır da, malum!

Kürt-Türk çatışmasından istenilen olmadı.

Bari "şimdi" bu senaryoyla ülkeyi kan gölüne çevirebiliriz deniliyor.

Maazallah!

Çok ama çok uyanık olmamız lazım.

***

O ÇOCUKLAR BIRAKILSIN?

Gelelim, Diyarbakır'daki oturma eylemine.

Bugün 5'inci gün. Analar, bacılar, babalar, kardeşler korku içinde…

Gözler yaşlı. Eller ise yüreklerinde.

Çünkü "kaçırılan" çocukları var, dağda. Yaşları 14 ila 17 arasında.

Eylem, yayılıyor.  Destek'te çoğalıyor.

Dün, AK Parti Milletvekili Cuma İçten ziyaretteydi.

Siz bu eylemleri sürdürdükçe, "çocuklarınız" geri gelecek.

***

Ha bir de, aile sayısına bir aile daha eklendi.

Tepki, sonuç verecek gibi görüyor. Çünkü "farklı" sesler yükselmeye başladı.

Özellikle PKK'yı "Cenevre sözleşmesine" davet etme gayreti.

Börçkün ailesi eylemlerinin beşinci gününde, çocuklarına kavuşmuştu.

İnşallah onlar da kavuşur.

***

POLİS SIRTINDAN VURMUŞTU?

Adalet'in "acıtan" bir karar daha!.

Diyarbakır iki yıl önce, Özgür Arda sırtından vurularak öldürüldü.

Polisin açtığı ateş sonucu. Gerekçe; "dur" ihtarına uymadığı için.

Firari biriydi. Cinayetten aranıyordu?

Mahkeme "Kasten öldürme" suçundan Polis Memuru Mehmet Fatih Korkmaz'ı yargıladı.

***

Dava "Kasten adam öldürmeden" açıldı.

Yargılamada, savcı "taksirle" öldürme dedi.

Mahkeme sonunda, "taksirle öldürme" cezasının alt sınırından ceza verdi.

Önce 1 yıl 8 ay ceza dedi. Sonra, "iyi hal" deyip, indirime gitti. Cezayı 1 yıl 4 ay 20 gün'e indirildi.

Mahkeme bu cezayı da; "bir daha suç işlemeyeceğine" kanaat getirerek, "cezayı" erteledi.

***

Ceza mükâfatı bu olsa gerek.

Eee.. Emsal da olmaz mı?

Polis "öldürür" ceza almaz denilerek.

Bir ayrıntı. O gün, yanı 22 Aralık 2012 günü!

Arda vurulurken şu açıklama yapılmıştı, "polisle çatıştı" diye!

Ama sonra Arda'nın elinde silah olmadığı ortaya çıktı.

Ne diyelim. Adaletin kestiği parmak bu haliyle.

Sizce "acır mı?"

***

ESKİLERE RAĞBET, BDP'DE BOYKOT SİNYALİ?

Peki, Cumhurbaşkanı Kim olacak?

Görünen şekliyle, AK Parti adayı kesin. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan!

Ama, Abdullah Gül ne olur o meçhul?

Ortanca muhalefette gelince ciddi bir arayışta.

Şuan için eskilerin "kapısını" çalıyor, gel adayımız ol diye.

Yani "eskiye" rağbet. Biri baksın, "Pit pazarına" nur mu yağıyor(!)

***

Ana muhalefet, "belirsizlik" içerisinde.

Kılıçdaroğlu sessiz.

Tabi Başbakanın kendisine hodri meydanı var.

"Kendine güveniyorsan, gel aday ol?"

Ama nerde.

Bakalım, Barolar Birliği Başkanın hal-i hazırda "eteğine" yapışmışlar.

Kurtarıcı!!!

***

Yavru muhalefette ise, sinyal var.

HDP-BDP..

Osman Baydemir Amerika'dan konuştu.

"Kime yarayacak?" bu seçim.

Yani, "referandumda" olduğu gibi "boykot" tercihi sinyalini verdi.

Çünkü BDP ve HDP'nin hal-i hazırda pek gündemlerinde "köşk" yok.

***

Odaklandıkları hedef; HDP Kongresi.

Bugün, Sabah Tuncel yol haritasını açıklayacak.

Yeni "yönetim" belirleme. Parti'de kim "Genel başkan" olacak.

Bir de, BDP için ortaya konulması düşünülen proje.

Bölgesel "parti" olarak mı kalacak.

Evet, HDP-BDP'nin "en sıcak" meseleleri bunlar.