MHP'siz olur, BDP'siz olmaz!

Hiç kuşkusuz ki;

Gündemin en sıcak mevzusu "Kürt" meselesi!

Ve bu ikmalde;

Son zaman dilimi içerisinde CHP ile AK Parti "arasındaki" uzlaşı zemini!

Duruma,

BDP'nin "olumlu" bakışı.

Ve pek tabi ki; "hala da inkâr" politikasında olan, MHP'nin tavrı!

***

Son iki gündür;

Çözüme yönelik hamlenin "yöntemi" konuşuluyor!

Özelliklen de;

MHP'nin takındığı tavırla ortaya çıkan "MHP'siz", olsun mu, olmasın mı tartışması?

Doğrusu;

Genel ifade ki "ortak akılın da" söylemi; Meclis çatısı altındaki "tüm" partiler masada olmalı.

Yani, AK Parti, CHP ve BDP "masadaysa", MHP’de olmalı.

Ancak,

MHP "tarihsel" sorumluluktan kaçıyorsa.

Ve bunu oy kaygısıyla, "yapıyorsa" o zaman, MHP'siz de olabilir?

***

Çünkü,

Tarihi ve küresel meseleye her kesimin "sorumluluk" misyonu var!

Bir de;

Tarihi bir gerçek de şudur ki.

Var olan,

Bir hadisenin "çözümüne" yönelik uğraşta, "yüzde yüzlük" mutabakatın sağlanması mümkün değil.

Sağlanamaz da!

İllaki,

Fire veren, karşı çıkan, "beğenmeyen" ya da; "ben yokum" diyen olur..

Zaten, doğanın kanununda bile, bu hal-i "topyekûn" hemfikirlik yok.

Üstadın ifadesiyle;

"Dört dörtlük" bir mutabakat ve uzlaşı gerekmez de.

***

Temsilliyet.

Ve pek tabi ki, "önemli" olan çoğunluk.

Ekseriyet var olmasıdır!

Şimdi gelelim, partilerin "meclisteki" arıtmetiğine.

AK Parti'nin,

Milletvekili sayısı 326.

Ve salt çoğunlukla, hükümeti elinde bulunduruyor.

Temsilliyet yüzdeliğine baktığımızda;

Yüzde 52'inin üzerinde.

***

CHP...

CHP'nin meclisteki "temsilyetine" bakalım, yüzde kaçı temsil ediyor?

Milletvekili sayısı; 135.

Potansiyel yüzdeliğine gelince o da yüzde; 22–23 oranında.

AK Parti ve CHP'nin,

Temsiliyetteki toplamına baktığımızda, yüzde 75'i aşıyor.

***

Büyük bir çoğunluk..

Bir adım ötesi ise, BDP!

Yani, Barış ve Demokrasi Partisi.

Meclisteki,

Sandalye sayısı her ne kadar 29 ise. Mevcut, 6 bağımsız da var.

İki-üçtanesi, onun cenahında.

Yüzdeliği vurunca; yüzde 7  civarında.

Üçlünün toplamına gelindiğinde.

Karşınıza; yüzde 87'e ulaşan bir çoğunluk çıkmaktadır.

***

Yani,

Yüzde yüzlük "mutabakattaki" fire oranı sadece yüzde 13'tür!

Takdir edersiniz ki,

2011 Haziran seçimlerindeki katılım oranı, Cumhuriyet tarihinin "en rekor katılımıydı".

Ülke genelinde;

Sandık başına gidip oy kullanan seçmen oranının yüzdeliği,  yüzde 87'idi.

O günkü fire de;  yüzde 13'tü.

Bugünkü,

Meclisteki "topyekûn" sorumlulukta yüzde 13 fire var.

Demem o ki;

Meselenin çözüm yönteminde pek tabi ki yol haritasında; MHP'siz olur.

Ama velâkin;

BDP’ siz ve CHP'siz olmaz, olamaz da.

***

Sonuç itibariyle;

CHP'de,

AK Parti'de "kendi siyasal" ikmallerinde, "risk" alarak yola çıktılar.

Ki bu risk,

Toplum desteğiyle, "umutlar" yeşerti ve beklentilere hâsıl oldu.

"Kürt meselesi" çözüme gidiyor diye.

Şimdi,

Bu koşuda, "biz yokuz" diyen MHP'ye bağlı kalmak.

Hele hele,

Ona göre "başka bir formül" geliştirip, yoldan sapmak bilinsin ki, CHP ve AK Parti'nin "siyaseten" bitimidir.

***

Zaten,

Kaçarı da yok, güzergâh değiştiremeyecekleri gibi.

AK Partili,

Bir Milletvekili dostumun ifade ettiği gibi; "ok yaydan çıkmıştır.  Artık dönüş yok."

Olması da düşünülemez!

Aynı vekil dostun bir ifadesi daha oldu.

BDP. Siyasi ikmaldeki "hassasiyeti".

Ve pek tabi ki; AK Parti ile CHP'nin BDP'ye "biçecek rolü".

Bunun için,

Sağlıklı fikrin ortaya konulması ve şu hakikatin bilinmesi gerekir; "BDP’ siz çözüm olmaz".

Atılacak adım;

Ne Kürtler tarafından tatminkâr destek görür,

Ne de,

Çözüme yönelik "formülün" samimiyetinde, Türkiye'deki "diğer yapılarda" güven tesisi sağlanır.

Aynı zamanda,

BDP'nin de "siyasi" sorumluluktan kaçmaması gerekir.

Şu ya da, "bu bizden önce gelir" dememesi lazım.

Şartlar,

Masaya gidiş "yönteminde" kabul, görmez!.

Müzakerede, "şartlar" konuşulur.

***

 

Bu arada,

Garip bir atmosfer de, "meselenin" yöntem zeminine geldiği şu zaman dilimi içerisinde, bölgede gelişen operasyonlar.

Van,

Belediye Başkanın aralarında bulunduğu, 6 BDP'li Belediye başkanının gözaltı-tutuklamaları.

Diğer yandan;

KCK kapsamındaki "gözaltılar". Yani bir taraftan; "böylesi" tansiyonu düşüren gelişmeler yaşanırken.

Diğer yandan da;

Güven hassasiyetine "arıza" veren, bu hal.

Doğrusu; analizde zorlanıyorum.

Huzurlu,

Bir hafta sonu dileğiyle, Pazartesi görüşmek umuduyla.