Ne hilebazlıklar dönüyor?

Ne;

Hallere geldik, getirildik?

Öyle ki;

Artık "ne yiyeceğimizi de şaşırır" olduk.

Elimizi;

Neye atarsak "kanserojen" madde içeriyor.

Gıda mı,

Sebze mi,

Et mi,

Tavuk mu, Yumurta mı?

Ne derseniz deyin?

GEDO'lu ürünler.

***

Ve hepsi de;

Maddi çıkar, fazla kazanç sağlama hesabıyla yapılıyor.

Yazık, yazıklar olsun!

Kimse;

İnsan sağlığını, toplumsal menfaati düşünmüyor.

Tabiri caizse;

Kimin umurunda misali, "vurgunda" iş bilenin, kılıç kuşananın!

Enva-i

Sahtekârlık, üçkâğıt, almış başını gidiyor.

Şeytanlığın bini bir para.

***

Üstadın ifadesiyle;

İnsanlar iblisleşen bir ruh haliyle "sömürü" dünyası yarattı.

Ne marketler,

Ne bakkallar,

Ne kasaplar, manavlardaki "tezgâhlardaki" ürünler.

Güven vermediği gibi;

Korku ve endişe içerisinde, "aman kanserojen" madde içeriyor mu?

Katkı var mı, diye?

***

 

Hileler.

Öyle ki,

Akıl- sır erdirmek mümkün olmadığı gibi.

Öğrendiğinizde;

İnsana "dudak" uçuklatıyor.

Denildiği gibi; "gıda ürünlerine" neler katılmıyor ki?

Olabilir mi;

Fıstık yerine bezelye,

Taze tavuk yerine kireç,

Kıyma yerine bulgur,

Biber yerine boyanın "katkı maddesi" olarak, arz-ı endam ettiği.

***

Dün,

Bir eğitimci dost ziyarete geldi.

Bir diğer mesleği de; "Gıda" mühendisliği.

Sohbet esnasında;

Açık olan televizyondan, "Zeytinyağına katkı maddesi" haberi var.

Bal'dan sonra;

Şimdi de Zeytinyağında da "hile baş gösterdi" deniliyor.

Pür dikkat izledikten sonra.

Başladı bana; "gıda ürünlerindeki" hileleri anlatmaya.

Şeytani hesap içerisinde olanların gayesini şöyle açıkladı.

Maliyeti düşürmek.

Daha fazla kar elde etmek.

Tabi;

Bu aşağılık girişim sadece; "ucuz gıdalarda".

Ya da;

Bakkal ve sokak arasındaki marketlerde, Kasap ve manavda; "satılmıyor".

En baba yerde;

En pahalı gıda da bile, "bu hilebazlık" söz konusu!

***

Muhtevalarında;

Kanserojen "madde" yer almakta.

Bakınız;

Size sadece 16 "gıda" ürününe yönelik nasıl, "şeytani" girişimle "katkı maddesi" eklendiği aktarmak istiyorum dedi.

Ve başladı sıralamaya.

Ben de notumu, aldım. Ve şimdi, o notun "harmanlamasını" size aktarıyorum.

Zeytinyağı'ndan başlayalım.

Malum;

Son günlerde "katkı maddesi" noktasında çok konuşuluyor.

Peki,

Zeytinyağına ne karıştırılıyor, "haksız" kazanç sağlanması için.

Pamuk yağı.

***

Peynir.

Özellikle küf tutmuş, bayatlamış peynir.

Atılmıyor.

Eritiliyor. Ve daha yüksek bir fiyatla; "erimiş peynir" diye, ahaliye kakalanıyor.

Hani sıkça;

Duyduğumuz "tavuktan" zehirlenme hadisesi. O da; bayat tavuk.

Çamaşır suyu ile "beyazlatılarak" piyasada satılıyor.

Tereyağı.

Hilesi çok, en fazla da "patates ve margarin" karıştırılıyor.

***

Leblebi tozu.

Katkısı "tuz".

Fıstık tozuna ise; "bezelye" ek olarak ta biraz boya karıştırılıyor.

En lüks marketlerin raflarında bulunan.

Kasapların;

Tezgâhlarının gözdesi "salam ve sosis'e" gelince!

Katkı maddesi;

Tavuk derisi, bağırsak ve taslık. Bunlar karıştırılarak; hazırlanıyor.

Bir de;

Döner'in katkı maddelerinden söz edersek. Onun da içine; "tavuk sakatatı ve öğütülmüş tavuk bacağı" katılıyor.

***

Süt.

O da; son dönemlerin "hileli" tezgâhında.

Süt'ün,

Daha çok yağlı olduğu görüntüsünü vermek için, şu işlem yapılıyor.

Süt'ün öz yağı alınıyor. Katı yağ ile karıştırılıyor. Böylece yağlı süt imajı veriliyor.

Yoğurdun da hilesi var.

O da yoğurdu daha katı hale getirmek için büyük baş hayvanların yağından elde edilen toz halindeki "jelâtin" kullanılıyor.

Bu yoğurt aynı zamanda, vatandaşa "köy yoğurdu" olarak, pazarlanıyor.

***

Ekmek.

Vatandaşın günlük temel gıda maddesi.

Buna bile;

Karbonat katılarak "beyazlaştırılıp" alımlı, iştah açıcı hale getiriliyor.

Kırmızıbiber.

Kiremit tozu, karabibere renk alması için de, "kanserojen" boya katılıyor.

Sucuk.

Çöpe atılması gereken hayvanın "akciğer" parçaları konuluyor.

Bal'daki; "şeytanlığa" gelince.

Hiç bal içermemesine rağmen, glikoz, fruktoz gibi şeker türevlerine aromatik maddeler eklenerek üretilen şuruplar, bal diye pazarlanıyor.

Anlayacağınız;

Ne yiyeceğimizi şaşırdık.

Hangisi katkısız, hangi markaya güvenebiliriz düşünür hale geldik.

Sebze.

Ve Meyvedeki "GEDO'lu" hal.

Velhasıl;

Milletin "DNA'sıyla" oynayan,

Şeytani bir süreçte, "tükettiklerimizin de", kimyası bozdular.

***

O nedenle;

Artık ne alacağımızı, ne yiyeceğimizi,

Kimden alacağımızı,

Bakkal mı, manav mı, market mi, "kim" olduğunu, güvenirliği.

Anlayacağınız;

Etiketsiz,

Güvenmediğiniz,

Tanımadığınız "yerden" uzmanların uyarısıyla, "alış-veriş" yapmayacaksınız.

Gıda ürünleri satın almayacaksınız.

Buarada;

Gıda mühendisi dostun, uyarısıyla.

Denetimler;

Sıklaşmalı ki, "ahali sağlıklı" gıda tüketebilsin, alabilsin.

Yoksa;

Fırsatçılar "denetimsizliği", şans kabul ederek, "hile üzerine hile" inşa ediyorlar.

Hele;

Etiketsiz hiç ama hiç bir ürünü satın almayın.

***

Daha önce;

Pek alakalı değildim, ama bundan sonra "hassasiyet ve titizlik" gıda ürünlerinde.

Benim açımdan; kaçınılmaz birinci koşul.

Sizin için de öyle olsun.

Sakın;

Diyarbakır'da bu "işler olmuyor demeyin", valla, hayli fazla fırsatçılar olduğunu söyleyebilirim.

Özellikle;

Vatandaşın "yoğunluk" arz ettiği.

Ya da ucuz deyip; "akın" ettiği, gıdaları alırken iki kere "düşünün" ve kollayın.

Sağlığımız;

Bir kuruş "ucuz" diye, hilebazlara "kurban" gitmesin.

Uzmanın ifadesiyle;

Ülkede ve bölgede "kanser vakalarında" aşırı bir artış söz konusu ise.

Ki öyledir.

Bilin ki ekseri sebebiyeti aha bu "kanserojen" maddelerin katkısındandır.

Bizden söylemesi.