NİYE "EVET" - NİYE "HAYIR" VEYA "BOYKOT" NEDEN?
Referandum tarihine günler "akıp" gidiyor.
Bir aydan az bire süre kaldı.
Siyasi partilerin "miting" aktiviteleri hız kazandığı gibi; "söylemler de" sertleşti.
Zaten "akla ziyan" polemikleri de ne yazık ki; "meselenin" özüyle alakalı değil.
Tamamen "kişisel" atışmalar.
Yok, "boyuna-posuna".
Yok, "yalına-havuzuna".
Yok, "maaşına, emekliliğine".
Ne; muhalefet 12 Eylül'de oylanacak olan "anayasa değişikliğiyle" alakalı fikir icra ediyor.
Ne de; hadisenin sahibi siyasal iktidar "vicdanları" doyuran meseleyi anlatıyor.
İşte bu "havanda su misali" çekişmeden dolayı; muamma bir ortam hâkim.
Öyle ki;
"HAYIR"cılar ne için "hayır" dediklerini bilmiyorlar.
Aynı bilinmezlik;
"EVET"çiler için de geçerli diyebiliriz.
Tabi ki;
Referandum'da sandığı boykot etme siyasetini güden BDP için de geçerli.
Sandığı "BOYKOT"un nedeni ne?
* * *
Doğrusu;
"Asıl" çıkmaz siyaset güdülen Anayasa Değişikliğine ilişkin referanduma "siyasi" kimlik kazandırılması.
İktidar ve Muhalefet "çekişmesi".
Bu "vahim" girdap trajikomik bir süreç işlemesine neden olmaktadır.
O da;
"Siyasi" güç kazanma hesabı.
Nitekim
"HAYIR"cı cenahta bulunan MHP ve CHP'nin "mantığındaki" gerekçe şu;
12 Eylül'de sandıktan "EVET" çıkarsa bunları kimse tutamaz.
Bunlar dediği de;
İktidarda bulunan AK Parti!
Düşüncesinde!
Siyasal anlayışında.
Ve "özündeki" içtihadında şu gerçeği düşünmüyor.
12 Eylül'deki "oylama" siyasal bir tercih oylaması değil ki.
Tamamen;
Anayasal bir düzenleme!
* * *
Bu düzenleme "toplumsal" bir kayıp ihtiva ediyor mu, etmiyor mu?
Ülkenin ve milletin "menfaatine" yönelik mi, değil mi?
Demokrasiyi,
İnsan Haklarını,
Hukukun Üstünlüğü,
Bireylerin özgürlüğü.
Ve daha sayabileceğimiz onlarca "insani" gerekçe ihtiva eden bir yapının "karar" aşaması var iken.
Bunlarla alakalı bir "fikir" icra edilmiyor.
Tek icra;
Evet, çıkarsa bunları artık kimse tutamaz "mantığı".
Başka da bir gerekçeleri yok!
* * *
Unuttum!
Son günlerin MHP kanadında "icra" edilen bir yaygara var.
Evet, çıkarsa; "Terör azacak" diye!
Ne diyebiliriz ki; "düz mantık" siyasal hesap.
Ya "hayır" çıkarsa ne olur. Bu söyleme göre "terör olmaz".
Şimdi tüm bu "acı" siyasi tablonun "matematik" hesaplamasını yaptığımızda.
Yani "artı ve eksileri" alt alta koyduğumuzda şu tarihi sorumluluk çıkıyor.
Ülkenin ve milletin yarınları;
"Siyasi" mülahazaların "kişisel" menfaatlerine kurban edilmemeli.
* * *
İşte bu düşüncenin akımında olanlar da; "evet"çi.
Ama onlar da "kırılgan" bir kulvarda.
Çünkü
12 Eylül'de yapılacak Referandum'da "tam teşekküllü" olarak neye evet diyeceklerini bilmiyorlar.
Garip bir durum!
İnanın bir kaç gündür konuşuyorum.
Diyarbakır'da anket ve ortaya çıkan "safların" netleşme durumuyla "evet" diyenlerin ekseriyeti;
Şu gerekçeye dayanarak "evet" diyor!
12 Eylül'ün "müsebbibi" olan Generallerden hesap sorulacak!
Değişiklik Paketi'nin içerisindeki "maddelerin" tek birini dahi bilmiyor.
Okumadım diyor!
Ama söylendiğine göre diye söze başlayarak;
12 Eylül zulmünün "hesabı" sorulması gerektiği için "evet" diyorum.
* * *
Aslında;
Şu Anayasa Değişikliği Paketi ki henüz zaman var.
"İçtihadıyla" alakalı toplumu bilgilendirme "aktifliği" gösterilirse.
Nelerin sağlanacağı.
Nelerin sorgulanacağı.
Nelerin getirileceği.
Nelerin götürüleceği.
Bariz bi şekilde "anlaşılırsa".
O zaman; "siyaseten" hayır diyen "hayırcılardan" bir hayli kaçış olur.
En önemlisi de;
Güneydoğu'da BDP'nin "siyaseten" aldığı "ne evet, ne hayır" sandığı "boykot" kararı da.
Partiye "gönül" koymuşlar arasında "fikir" değişikliği olabilir.
Çünkü
Diyecek ki! Bu oylama "siyasi" bir tercih oylaması değil.
"Haklar" açısından "Anayasal" iradenin tercih oylamasıdır.
Neden; "Boykot" der!
* * *
Nitekim!
Güneydoğu'da "Evet"çi kesim.
Özellikle "okuyan, düşünen ve bilen" kesim.
Şunu söylüyor;
"Yetersiz olsa da" 12 Eylül Cuntacılarının kaleme aldığı Anayasa'nın "sivilleşmesi" açısından evet.
Dün Diyarbakır'da;
BDP dışında Bazı parti ve gruplar "saflarını" netleştirerek fikir beyan ettiler.
"Bütün yetersizliklerine rağmen referanduma sunulan anayasa değişiklik paketine, 12 Eylül darbe anayasasından gedik açtığı, Kürt halkının aleyhine şekillenen statükoyu sarstığı, vesayet rejimini gerileteceği, kısmi demokratik açılımlar sağlayacağı, mevcut anayasanın tümden değişmesi yönünde adım olacağı için 'evet' diyoruz."
* * *
Bence şunu net okumak lazım!
Siyasal düşünceler "çekişebilir", demokratik zeminde tartışılabilir.
Sorguladığı gibi "tercihler" ortaya koyabilir.
Bunun "ana mekanizması ve karar makamı" tabi ki; "Sandıktır" yani seçimdir.
Tabi bu seçim; bu seçim değil.
Çünkü buradaki "tercih" siyasal bir tercih değil.
Tamamen "Anayasal" bir yapıya evet mi, hayır mı demektir.
Yani; "askeri vesayetin" hükümlerini ihtiva eden bir Askeri Anayasa mı?
Yoksa "eksik ve yetersiz" olmasına rağmen; Askeri vesayeti ortadan kaldıran "sivilleşmeye" yönelik ilk adım olan "değişime mi"?
Evet, mi, hayır mı? Önemli bir koz!
Ama şahsi fikrim;
Bu kozu "doğru" yerde ve doğru zamanda kullanalım.
O zaman da; 2011 seçimleridir.
* * *
Ve bir not düşüyorum!
Yazının muhtevasında ifade ettim. Ama tekrarda fayda var diye düşünüyorum.
Keşke! Ama keşke;
"Siyasal" inatlaşma ve kutuplaşmanın kavgasında olan "evet" ve "hayır" cenahındaki seçmen.
Benden, ondan, şundan.
Kısacası "kulaktan" duyma söylemlerle değil; "Değişiklik Paketi"nin tamamını okuyup "analiz" ederek hareket etse.
Bence; "inat'ta" bir murat olmaktan çıkar, gerçekle buluşur.