OHB’de kimler cirit atıyor?

Daha önce buradan,

Mevzuu ettiğim bir meseleyi, fikri takip diyerek konu edelim.

Sahi.

Şu Diyarbakır Organize Hayvancılık Bölgesi.

Yani; ‘OHB’.

Hal-i vaziyeti, nicedir dersiniz?

Son şeklinin,

İcra ettiği tablo bize “ne var ki, görüntü olsun” dedirtiyor.

***

Şöyle bir hatırlayalım;

‘OHB’nin doğumu ve sonraki büyüme sürecini.

Yatırım ve Proje;

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının.

Yapımına; üç yıl önce karar verildi.

Türkiye,

Genelinde yapılması planlanan 6 projeden ilki olarak, deklare edildi.

Bakan Mehdi Eker’de,

Her platformda, “hayalim” dediği bir proje gerçekleşiyor” derdi...

***

Evet,

Diyarbakır’dan, 20 kilometre uzaklıkta Bin 70 hektarlık alan tahsis edildi.

Altyapı ve üst yapı için; 15 milyon lira ayrıldı.

Denildi ki;

82’si besi, 21’i süt olmak üzere 103 işletme yer alacak.

Tabi; sosyal mekânlar ve idare binası ayrı.

Buralarda;

500’e yakın “kişinin” ilk etapta istihdamı sağlanacak.

Sonra bu rakam, “artacak”.

Diyarbakır’ın işsizlik sorununu büyük ölçüde giderecek(!).

Ekonomi’de,

Ciddi manada “hareketlilik” ve gelişme sağlanacak.

***

Bu veriler,

Ve “hoş gelen” mesajlar Projenin “muhtevasına” ilişkin.

Peki; “arsa tahsisi ve yer” idaresi kimde?

Sorumlular;

Diyarbakır Ticaret Borsası,

Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası,

Diyarbakır Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği.

“İnisiyatif”,

Tamamen bu üçlü, “idarenin” elinde.

Tabi ki, kendi aralarında “paydaşlıkları da” pik vaziyette.

Her ne kadar,

Öyle görünüyor ise de, bağlı olduğu Bakanlığı’nda etkisi yok değil.

Al gülüm-ver gülüm!

***

Projenin içeriği,

Ve yönetim şekli böyle.

Gelelim;

Dün ne oldu, bugün ne halde olan; “OHB’nin derler ya hal-i vaziyeti.

Evet,

OHB’nin yapım kararı,

Ödenek aktarımı,

İhalesi velhasıl arsa tahsisi, proje tanzimi hepsinin üzerinden “koca” bir üç yıl geçti.

Şu an özellikle “işletme” noktasında yapılmış hiçbir şey olmadığı gibi, çakılı bir çivisi dahi yok.

***

Peki, niye yok.

Sebebi,

Müsebbipleri, hikmeti ne derseniz?

Aslında,

OHB’nin ikmale geldiği günden itibaren; “şaibeler” üzerine kurguluydu.

Çünkü,

Küçük bir zümrenin “emir komutasına” bırakıldı.

11 kişilik bir heyet.

Heyette yer alanlar,

Saydığım üç odanın “yönetim” kadrosu.

“Alın, ne yaparsanız yapın” denildi...

Yani; ne takibi,

Ne sorgulayanı,

Ne de hukuki, düzeni olmadığı gibi.

Daha da ilerisi,

“İşin” ehliyetine sahip hiç kimse “ikmal” ettirilmedi, projeye!

***

Ne oldu;

Marifeti “iş bitiriciliğe” kurgulu düşüncenin icrasıyla işler yürüdü.

Önce,

OHB’nin içerisinde yer alan “araziler” bölüştürüldü.

Büyük bölümü,

Ticaret Borsasına gerisi, Sanayi Odası ve Esnaflar Birliği yetkisinde.

Kimler,

Arsayı aldı, bahse konu odaların “Yönetim Kurulu” üyeleri.

Hayvancılıkla,

Alakası bir-kaç kişi ki bu bir elin parmağını geçmez.

Diğerleri;

Hiç ama hiç bu alanla alakası, yatırımı ve “ilişmişliği” olmayan!

***

Evet,

Bunların “kimler” olduğunu.

Hangi miktarda arsa aldığını.

Ve şuan ki,

İcra ettikleri makam ile mesleki gruplarını, tek tek buradan aktarmıştık.

Ve sormuştuk;

Hangi ölçüt ve hükme göre bu arsalar “peşkeş” edildi, açıklayın diye?

Ne yazık ki,

Ne OHB heyetinden,

Ne arsaları “hanelerine” yazdıran yönetim kurulu üyelerinden,

Ne de;

Diğer etkili ve yetkili makamlardan, “ses çıkmadı?”

O gün;

Hayli uğraş verdik ama dersiniz ya, “düzen” bozuk!

Aynen öyle;

Bozuk düzen sayesinde “Skandallar” zincirinin üstü hep marifetli kişilerce örtüldü.

***

Ve son olarak;

5–6 ay önce TDTK’nin bu projenin sözde müteşebbislerine verdiği hibe!

O günün,

Parasal değeriyle, 8,5 milyon lira!

Bu para da,

Yine “iş bitirici” bir organizasyonla, “peşkeş” edildi.

Hatırlarsanız,

O gün yine yazmıştık, paralar kime gitti, kriteriniz nedir diye?

İsimlerini,

Aldıkları para miktarı ve pek tabi ki, “onlarca dönüm” arazinin elde edilmesini yazdık.

Yine; herkes “ketumluk” uykusuna daldı.

“Devlet malı deniz” zihniyetinin hakimiyetiyle.

***

Ve,

Bir dizi soru sıralamıştım, “tüm muhataplara” diyerek.

Gelin kamuoyunu ve bizleri,

Vicdani ve hukuki noktada “aydınlatın”, soruları da yanıtlayın.

Kimsi gelmedi.

Hani bir söz vardır;

“Sükût ikrardan gelir” diye.

Sanırım bunlarda; “bunu bildikleri için” susuyorlar.

Yoksa “arıza-i durum” olmasa idi, “kıyameti” koparırlardı.

Mahkeme derlerdi.

Ama yok.

Evet,

Zat-ı muhteremlere tek ve son bir sorum var.

Çünkü,

Evveliyatına ilişkin soruları defalarca burada aktardım.

Deriz ya “Dilimde tüy bitmedi”.

Tabi burada;

TDTK’nin yönetimi de muhatap diyerek, soruyorum.

***

Sahi,

Siz anlı-şanlı, bir törenle firmalara “hibe” verdiniz?

Kameraların karşısında,

Objektiflere poz vererek, Nisan 2012’te proje bitecek, işletmeler çalışacak denildi?

Nisan’ı da geride bıraktık.

Eylül’de bittirdik, aha Kış’a da giriyoruz.

Ama hala,

Buralara çakılmış bir çivi olmamakla beraber, “hibe” alan firmaların, dikilen tek bir “yapısı da” yok?

Nedeeeeeen?

***

Sakın,

Muhataplar bu tek soruma şu şekilde cevap vermesin.

’Eee canım arsa tahsisi ve hibe kararı verilenler parayı almış değil.

Yani para bankada hesaplarda ama bloke.”

Biz diyoruz ki;

Projeni, hazırla, çivini çak öyle gel, hibeni al?

Maşallah.

İyi de bunlar bu çivileri hiç çakmazsa o zaman ne olacak?

Diyelim ki;

Kılıfına uydurarak, “parayı” işbirliğinizle, almadı.

Peki, bu yatırım heba olmayacak mı?

***

Hayaller,

Suya mı, düşecek, ülkenin ilk OHB’si yalan mı olacak?

Ayıp.

Bakınız;

Organize Sanayi Bölgesinde, “bu skandal ve rezalet” yaşanmadı mı?

Şimdi;

Kavga-gürültü, mahkeme 30 yıldır çivi çakmayandan “arsa” alınmaya çalışılıyor.

Evet,

Beyler herkes gitti aya, Diyarbakır hala yayaaa.

Sormaz mısınız;

Bu hal-i vaziyet kimin eseridir?

Hadiii.

Biri cesaret gösterip “ketumluk” uygusundan uyanıp, cevap versin.

Bekliyorum.

Şimdilik, diyeceğim bunlar.