OKUL ÖNCESİ, EĞİTİM!..

Eğitim camiasında, sıkça tartışılan bir mevzu!.? Ama, ikmalinde ne yazık ki, hep arıza-ı durum var.. Yani dört elle sarılma yok, savsaklama yüksek!.. İşte bu noktadan hareketle, eğitim alanında, akademik geçmişi olan dostla, bu mevzu üzerinde, hasbi hal ettik!.. Sohbet ediyoruz!..  Sizin fikri beyanınız nedir diye!…

***

Detaylı bir sohbetle altı kalın çizgili bir şekilde, “okul öncesi eğitim” artık, Eğitim ve Öğretim sisteminin, olmazsa olmazı olmalı diyerek söze başladı… Ve bu minvalde, her kim, hangi kurum ve kuruluş adım atıyorsa, sorgusuz sualsiz, sahiplenilerek, kurumsal işleyişe ve kimliğe kavuşturulmalı!..

***

Bir de, şart getirdi!.. Hal-i hazırda, kör topal misali, bir yılla sınırlı olan, bu eğitimi, muhakkak ki, iki yıla çıkarmak lazım!.. Yer küresindeki bir çok gelişmiş, dünya ülkesinde okul öncesi eğitime büyük önem verildiği gibi, yapılan araştırmalarda ise başarı grafiğinde, ilk sırada bu öğrenciler gelmekte!..

***

Ülke insanımıza mal olmuş bir deyimdir!.. “Ağaç yaş iken eğrilir..” Dikkat edilirse, son yıllarda hayata atılan her birey, yer aldığı alanda sergilediği performansı, bu eğitimi almayanların düşük, alanların ise hayli yüksek olduğu görülüyor.. İstisnalar kaideyi bozmaz, ama velakin veriler buna işaret ediyor!..

***

Takdir ederseniz ki, yaşam koşusunda insanların ekseriyetiyle öğrendiklerinin nerdeyse, dörtte biri yaşta öğreniyor.. Karakter şekli, yaşam anlayışı, çevresel etkileri, aile içerisindeki hal ve hareketleri, veliden gelen bilgi aktarımının zihinde depolanması, bu döneme özgüdür!?.

***

Bir veliyseniz, kendi çocuğunuza, adaysanız çevrenizdeki ailelere ve çocuklarına, bakarak, farkı görebilirsiniz?!.. Eğitimci dostun bir yıl yetmez, iki yıl olmalı yönündeki, ısrar ve şartına gelirsek!?.. Sordum neden; bir yıl daha uzatılmasını istiyorsun diye..

***

Verdiği yanıt net ve açık!.. Biz çocuklarımızı, sınavlar yüzünden, yarış atına çevirdik.. Ne çocukluklarını yaşayabiliyorlar, ne de, aile efratlarıyla, yaşam harmanı içerisinde olabiliyorlar.. Çocukluklarını yaşamaları için, özgürlük ortamını elde edebilmeleri için, böylesi bir model, en uygunu!…

***

 

Biz büyükler hep ifade ederiz!.. Ah ki ah, bugünün çocukları.. Hatırlayalım, kendi çocukluğumuzu ve büyüklerimizin, söyledikleri.. Ne diyorlardı onlar da; “bu zamanın çocukları?”.. İşte bu noktan hareketle, dünün ve bugünün çocukları, her alanda farklı bir düşünce, karakter ve yaşam kültürüne, sahip!..

***

Dost, not düşüyor burada!.. Camianın bir kesimi, Eğitim modelinin tek, değişken olmaması gerektiğini, dile getirebilir!.. Bu katı kuralcı anlayış, tek tip doğurur!.. Eğer ki, insan değişiyorsa, eğitim modeli de değişmeli, yenilenmeli, çağa ve yaşam koşullarına göre şekilenebilinir!…

***

Ama bu değildir ki, bizim ülkemizdeki gibi, iktidarlarla, bakanlarla, daire başkanlarının değişimiyle, Eğitim modeli yazboz tahtasına çevrilecek, değiştirilsin!?. Ne yazık ki, bizde hiçbir akademik araştırma yapılmadan, “ben istedim, oldubitti, siyaseti ve anlayışıyla, eğitim modelleri, ceberutkileştiriliyor?”

***

Şöyle bir ayrıntı aktarda sevgili eğitimci!.. Hal-i hazırdaki mevcut, 4+4+4 modelinden istenilen randıman alınmadı.. Tıpkı, 8 yıllık kesintisiz eğitim gibi.. Çünkü, temel eğitim süresi kısa, lise eğitimi ise uzun!. Kendine göre bir formül aktardı, 2 yıllık okul öncesi eğitim, zorunlu!!!

***

Peki sonra!.. Bu eğitimi de içine alacak, 6 ya da 7 yıllık temel eğim.. Bunun da akabinde, mesleki yönlendirme!.. Öğrencinin isteğine, hayata dair bakışına, mevcut eğitim süresinde ortaya koyduğu başarı kriterine göre, alan seçimine gidilmeli!.. Öyle ya, herkes, doktor, mühendis, avukat, savcı olacak değil!..

***

Benim de sürekli ısrarla dile getirdiğim bir hakikat var!.. O da şu.. Eğitimin ve öğretimin odak merkezi hiç bir şekilde sınav maratonu olmamalı!.. Odaklanacak ana nokta, üretim olmalı!.. Eğitim, bilim, inovasyon.. Ve tabi ki, ülkenin, milletin yaşam alanında ihtiyaç hasılı olan katma değeri yüksek ürünleri üretebilecek, kapasiteye sahip, elemanlar yetiştirmek!…

***

Kaldı ki, zaman açık ve şeffaf bir şekilde haykırıyor!.. Ey insanoğlu bilesiniz ki, önümüzdeki yıllar ve asırlar, değişimin ve dönüşümün düne özgü değil, yarına özgü, yarışın ve koşunun olacağını bilin.. Bugün icra ettiğiniz mesleklerin yarın hiçbir şekilde kıymet-i harbiyesi olmayacağını bilin, ki ona göre kendinizi eğitim ve öğretin..

***

Evet, yeni eğitim ve öğretim yılına sayılı günler kaldı!.. Yeni bir bakış açısı ortaya koyma adına, Okul Öncesi Eğitim muhabbetiyle, dikkat çekmek istedi!.. Özellikle de, müfredat..  Demem o ki; böyle gelmiş, böyle gidecek mantığının, eğitim ve öğretim alanı için, en büyük yıkım, tahribat ve çöküştür?… 

***

Gerçekleri iyi bilmeliyiz!.. Şunu da, bilaistisna haykırmalıyız!.. Bu ülke, bu millet, bu vatan, eğer bizimse.? Ve bu topraklarda yetişen, büyüyen gençler de bizim geleceğimiz ise.. Onlara verebileceğimiz en büyük değer, bırakabileceğimiz en büyük miras, eğitim ve öğretimlerinde sınav yarışçısı değil, üreticiliktir!…

***

GÜNÜN SÖZÜ…

Neslin ruhu, yarına değil, günü kurtarmaya meyil etmişse, akıbeti meçhuldür!…