ÖLÜLERİ YARIŞTIRIYORLAR
İkiyüzlüler
Vicdanı körelmişler.
Ayrıştırıcı.
Ayrılıkçı, zihniyet sahipleri.
Hele ki, "siyasi" kulvar.
Hadiseler açısından ne derseniz deyin, tarifiniz ne olur, bilmem?
Ama bildiğim ne söylerseniz söyleyin,"anlamazdır."
Ya da anlamazlığa vururlar kendilerini.
Çünkü O işine gelen yüzü ve vicdanıyla; konuşur, meselelere öyle bakar?
***
Bakın Kobani "fırtınasının" yarattığı tufanda kurban sayısı, 40'ı aştı.
Yani 40 insan kurban verdik.
Ne için,
Kim için "tartışması" elbette ki çok yapıldı.
Bitmez de tartışması.
Bu kulvara da bu yazıda girmeyeceğim.
Çünkü, çok şey anlattım, "bu handikap" durumla alakalı…
Anlayan anlar misali!
O nedenle, şimdilik deyip, asıl mevzuuya gelmek istiyorum...
***
Evet, hal-i hazırda; "bir ölüm" çekiştirmesidir gidiyor.
Özellikle, "siyasiler nezdinde.
Pek tabi ki, devletin en tepesindeki şahsiyetler dâhil.
Dibi de.
Ana muhalefeti de.
Yavru, muhalefeti de.
Sözde mürekkep yalayan da, "konuşma" becerisi olan da "ölüleri" çekiştiriyorlar.
***
Özellikle; Berkin ve Yasin "üzerinden" siyasi manevra yapılarak.
Her zaman ki gibi!
"Ölüm ve kan" üzerinde siyaset ve hedef rantı icra ediliyor...
Birbirlerinin ölülerini "yarıştırıyorlar."
Bir taraf diyor ki;
Berkin'e sahip çıkanlar, Yasin'e sahip çıkmadılar.
Diğer tarafta diyor ki;
Yasin'e sahip çıkanlar dün Berkin'e sahip çıkmadılar.
***
Aslında, "iki pencereden" bakıldığında, haksız değiller.
Haklılar.
Ama hakikatin gün ışığına baktığımızda; "niyet" halis değil?
***
Bakınız!
Yasin Börü Diyarbakır göbeğinde "linç" edilerek, katledildi.
Henüz 16 yaşındaydı.
Lise öğrencisiydi...
O gün Kurban bayramıydı, "elinde kurban eti" yoksul ailelere dağıtıyordu.
Olup-bitenden habersiz, masumdu!
***
Önünü birileri kesti.
Önce darp edildi.
Sonra, 3 katlı binadan aşağı atıldı.
Yetmedi, başı ezildi.
Yine yedmedi, "ateşe" verilerek yakıldı.
Velhasıl vahşice, hunharca, canice öldürüldü.
Kim vurdu, meçhul?
***
Berkin Elvan.
O da İstanbul'un göbeğinde, katledildi.
Henüz, 15 yaşındaydı.
Okuyordu.
Gezi Parkı eylemleri, esnasındaydı.
Ailesinin dediği kadarıyla "Ekmek almak" için evden çıktı.
Ne olduğunu anlamadan; "polis-gösterici" grubunun arasında kaldı.
***
Polis'in attığı "göz yaşartıcı" gaz kapsülü başına isabet etti.
269 gün yoğun bakımda kaldı.
Vücut dayanmadı. 16 kiloya kadar indi.
Ve 11 Mart 2014'te hayatını kaybetti.
Olayın şüphelisi 4 polisti.
Görüntüler. Görgü tanıklarına rağmen; "olay faili meçhul" kaydı.
***
İki acı vaka, iki acı dram!
Berkin Elvan. Yasin Börü.
Peki, sahiplenilmeme.
Ya da, sahip çıkmamadaki "iki yüzlülük" nedir?
İşte, kimse bunun sorgusunda değil.
Olmadığı için de; "ölüleri" isimleriyle yarıştırır olduk.
Onun için de Vicdan ve İnsanı duruşta "iki yüzlük" almış başını gidiyor.
***
Elbette ki,
Berkin ve Yasin'in acısı "unutulmaz".
Ölümleri ise hiç kabul edilemez.
Ama velâkin; "ölenler sadece, Berkin veya Yasin mi?"
Değil.
O gezi dehşetinde; "onlarca" kişi öldü.
Kimse, Berkin'in dışında "başka isim" zikredip, sahiplendi mi?
Yok. "Acılar" paylaşıldı mı hayır?
Peki, "ders-i ibret" noktasında, "empati ve özeleştiri" yapıldı mı, hayır?
Bilakis yine ayrıştırıcı olundu?
***
Şimdi, küçük Yasın!
Ölümü "vahşet".
Ama velâkin sadece Yasin o olaylarda ölmedi.
Sadece, Diyarbakır'da 12 kişi katledildi.
Nerde, Yasin'in hemen yanında "katledilen" diğer üç kişinin, ismi.
Nerde şehrin diğer semtlerinde öldürülen, 9 kişinin adları.
Kimse; "onları" anmıyor, konuşmuyor?
***
Elbette "ölümlerin".
Siyasi hadiselerin.
Amaç güden eylemlerin "bir sembolü" söz konusu olabilir.
Ama ne var ki; "ikiyüzlü" siyaset, "sembolden" çok ölüleri yarıştırıyor.
Peki, Berkin'in de, Yasin'in de!
Aynı akıbetle; "kurban" giden binlerce, Berkin ve Yasin'ler dâhil olmak üzere onların "katili" kim?
***
Bugüne kadar; "yakalandılar mı?"
Maskeler düştü mü?
Adalet tecelli etti mi?
Ve akan kanın "önüne" geçilebilindi mi?
Hayır.
Müsebbip siyasi çarkın içerisindeki "ölümler" üzerinde siyaset devşirenlerdir.
Ne yazık ki; "hepte bunlara" kanıyoruz!
Gözü kapalı bir şekilde.
***
Düşüncesi!
Siyasi fikriyatı.
Sağ mı, sol mu, liberal mi, demokrat mı?
Her ne ise!
Bu ülkenin vatandaşı ise, ferdi olarak, "kimlik" taşıyorsa.
O bir candır.
Onun için de, her ölen genç "bizim gencimiz, bizim çocuğumuz, bizim evladımızdır." demeliyiz!
Berkin de, Yasin de!
***
Bizim şu "ikiyüzlü" siyaset.
Vicdanları "kararmış".
Bahaneler üreterek; "maske" takanlar.
İşte bunlara.
Artık ders-i ibret noktasında; sorgulama getirmeliyiz.
Ki Berkin Elvan için ağlarken,
Yasin Börü için de, "gözyaşı" dökmesi gerektiğini, bilmeli.
Birini var, diğerini "yok" saymamalıyız!
***
İnancımız gereği,
Toplumsal değerlerimizin ilkeleri;
Ne acıları yarıştırmaya izin verir ne de evlatları "ayrıştırmayı" ister.
Onun için!
Ölüm her nasıl olursa olsun.
Şekli kıyaslama, acıya yüklenilen bir başka acıdır.
İşte bunu; bilmemiz lazım.
Ama kime dersin?
Yüzler maskeli, vicdanlar körelmiş; zihinler "ayrıştırma" üzerine kurgulu!