ÖNYARGILARI YIKALIM!
İl Valisi Mustafa Toprak ifade ediyor;
"Önyargıları yıkalım!".
Evet,
Hem de bir daha "yaşatmamak" ve duygulara bağımlılık getirmemek üzere!
Yıkalım.
Ne beyinlerde yer edinebilsin.
Ne de "görmek" istemeyen gözlere ve insanlara bahane olabilsin!
Yıkalım;
Önyargıları ve onu inşa eden tabuları!
* * *
Çünkü;
Çözümsüzlük icra eden bir düşüncedir önyargılar.
Kavgaların,
Büyümesine, fitne ve çatışmaların "süreklilik" kazanmasına neden olur?
Fikriyatında,
Sorgu, sual ve görme, araştırma, diyalog yoktur!
Hüküm,
Yargısız "infazdan" öteye bir doku icra etmiyor!
Her kim olursa olsun; "bakış" aynı.
Kuşkular,
Paranoyak vaziyette "kemirgen virüs" gibi, beyinleri esir alır.
Hiçbir zaman;
Doğru olanla insan-i yapıyı yüzleştirmediği gibi, buluşturmaz.
Daima;
Yanlış ve kötü bir rüzgâr estirir ki, "korku tüneli" yaratır!
Giderek de, gelişir ve öyle bir hale gelir ki, "artık" kendi kendini kemirmeye başlar.
* * *
İşte;
Bu vahim ve kabul edilemez duygunun "esaretinden" kaynaklı değil midir ki!
Güneydoğu'ya,
Kürt ahalisine,
Ve bölgede yaşayan tüm etnik kimliklere karşı "beslenen" hazımsızlık!
Türklerin,
Kürtlere bakış açısı.
Kürtlerin,
Türklere bakış açısı.
Daha bir kaç yıl öncesine kadar;
"Ulusalcı" devlet anlayışıyla devletin kurum ve bürokratların "bölgeye ve bölge insanına" bakış açısını hatırlayalım.
Önyargının,
Körelttiği düşünce ve gözlerle "herkes" potansiyel suçlu olarak görülürdü.
Ki hala da,
Ekseriyetiyle "bu hastalık" vuku bulmakta.
Ülkeyi;
Bölen, parçalayan ve bağımsız bir devlet kurma "gayesinde" olduğu, düşüncesiyle "Kürtler" görülürdü.
En küçük;
Hak talebi dahi "düşman" bir tavırla, karşılık görürdü.
Ne;
İnsani ne de hukuki bir "haklılık" söz konusu değildi.
* * *
Bugün;
Hiç bir siyasi düşünce ve devlet yapısı!
Ya da, diğer etnik oluşumlar.
Diyebilir mi ki,
Güneydoğu'daki "çatışmalı" ortamın en büyük körükleyicisi.
Ve,
Besleyen ana faktör "bölgeye ve bölge insanına" ön yargılı bakıştan kaynaklı değil.
Diyemez!
Evet;
"Önyargıları yıkalım".
Ki,
Birbirimizi tanıyalım, bilelim ve diyalog geliştirelim.
Üstad ne demiş;
"İnsanlar konuştukça, anlaşırlar. Konuşmayan insan, peşinen hükmünü vermiş insandır".
* * *
İl Valisi Mustafa Toprak
Dün "huzur toplantısı ve kaynaşma yemeğinde" bu ifadeyi kullandı.
"Önyargıları yıkalım" diye!
İş adamları, esnaf, mahalle muhtarları,
Ve pek tabi ki Diyarbakır Emniyet Müdürü ile diğer yetkililere hitaben konuştu.
"Birbirimizle çekinmeden konuşalım.
Her zaman diyalog halinde olalım.
Yıkıcı değil her zaman yapıcı olalım"
Yemekte,
İl Valisi Toprak ve Emniyet Müdürü Sağlam'la "özel" sohbet diyalogum da oldu.
Yan yana,
Oturduğumuz için, imkân gelişti!
Malum,
Yasaların, devletin bürokratı olmaları bakımından "sınırlı" hareket ve söylem alanları var.
* * *
Ancak;
İkilide şunu hissettim.
O kısa süreli özet sohbette!
Geçmişteki;
Zihniyetin çok ama çok "ötesinde" değişen bir devlet adamlılığı var.
Çağdaş, modern ve demokrat bir duruş.
En önemlisi;
İnsanı hedef almak mı kazanç getirici.
Yoksa,
Hedefteki insanla "buluşmak mı" kazançlı noktasında; net olmaları!
Toprak,
Bizdeki devlet anlayışı "insanı hedef tahtasına" almak değil.
Bilakis;
Hedefteki insanı nasıl kazanıp, onla nasıl buluşabilmektir.
Eğer;
Siz insanlarla buluşan, konuşan, diyalog geliştiren.
Sorunlarına,
İstek ve taleplerine "kulak" verip, duygudaşlık geliştiriyorsan.
İşte o zaman; "İnsan odaklısınız.
* * *
Demem o ki;
Sorunlar ve talepler siyasal, sosyal, ekonomik ve kültürel.
Velhasıl;
Hangi mecrada vaki ise de, "çözümsüz" değil.
Yeter ki;
"Önyargıların" tabuları yıkılsın.
Yeter ki;
Diyaloglar geliştirilip, "konuşulabilinsin".
Ve tabi ki; taraflar.
Her kim ve hangi kuruluş ya da oluşum olursa olsun.
İmaj,
Sahibi olma noktasında bir de "kendine" ayna tutmalıdır ki!
Diyalogda;
"Korku" tüneline giriyorum, imajı üremesin.
* * *
Hiç kuşkusuz ki;
İktidarlar ve rejimler ne kadar "demokrat ve özgürlükçü" olursa olsun.
Çağdaş,
Ve barışçıl bir "imkânlar" atmosferini içerirse içersin.
Onu uygulayanların;
Beyin algıları "bu dokuyu" ihtiva etmiyorsa, "ön yargıyla" dolu bir fikriyat sahibi ise!
Osman Baydemir'in ifade ettiği gibi;
"Zerre-i miskal" bir fayda ve hükmü yoktur.
Onun için;
Önce beyinler "temizlenmelidir ki", muhtevalar, doğru icra edilebilinsin.
Evet!
Her ne olursa olsun;
"Önyargıların" zincirlerini kırıp, var olanı yıkalım.
Bizim için;
"Toplumsal" barışın membası olan diyalogla buluşalım.