Öyle ya Sizler nerdeydiniz?

Galip Ensarioğlu.

Verdiği mülakatta;

Kısm-i bazda Gezi Parkı eylemcilerine soruyor…

Diyor ki.

Bayanlar-baylar…

Siz.

Sizler...

Güneydoğu'da "üç bin" köy yakılırken nerdeydiniz?

***

El Hak.

Doğru söze, ne denir?

Evet,

Çevresel duyarlılığı samimiyetle gösteren,

Yaşanan ve yaşatılanlara,

Saygı duyucu, demokratik tepki koyan,

Siyasal,

Ve ideolojik bir gaye taşımayan.

***

Yani.

Tek gayesi; "demokratik" tepki olan.

Yanlış olduğunu düşündüğü;

"Mevzuuya" insanı ve toplumsal yönde yeniden dikkat çekmek isteyen.

Pek tabi ki.

Ülke sathında, olup biten diğer olumsuzluklara da "seyirci" kalmayan.

Ve buna karşı eylemini "marjinalleştirmeden" gösteren.

***

Hele ki.

Birileri istedi diye değil.

Gönlünden,

Yüreğinden,

Ve özgür benliğinden, "tepkisini" ortaya koyan-koyabilen.

Yanlışa yanlış,

Doğruya doğru diyebilen.

***

Derler ya;

Sezar’ın hakkını Sezar’a verebilen için.

İşte;

Bu kesimi, "bir kenara" bırakarak.

Ki biliyorum;

Bu duygu ve düşüncenin "yoldaşları".

Güneydoğu'daki;

Şiddet sarmalına karşı da "aynı hissiyatı" taşımışlar ve taşımaktadırlar.

***

Ama!

İşte bu ama denilen, kesim var ya!

Ki, Ensarioğlu'nun da, "tam da" söz ettiği zevat!

CHP'liler.

Yani Sosyal Demokrat Geçinenler.

Bir de;

Pembe dizi "aktör ve sanatçıları".

Aklı-fikri, bel aldı olan.

***

Ya patronlar.

Başbakan'ın ifade ettiği gibi; "faiz" lobicileri, holdingler.

Asgari ücreti bilmeyen,

Yoksulluğun,

Fakirliğin,

Geri kalmışlığın, "ne olduğundan" be haberdar olan.

***

Ülkesini,

Milletini "ideolojik" düşünceye pazarlayan.

Daha da ötesi;

"Ülkemin-milletimin" düşmanı, benim dostum diyebilecek kadar, zavallı zihniyet sahibi olanlar.

Yunanistan da,

Almanya da, Amerika'da bile kol kola girip, meydan muharebesi yaptıran.

***

Omuz omuza!

"Bedbaht" güruh ruhla işbirliği içerisinde olanlar.

Boşuna söylenmiş değil;

"Ağacı' çürüten, ağacın içinden üreyen kurttur diye!

Aynan de öyle.

Dedim ya.

Bir zümrenin dışında, "Gezi Parkı" şuan itibariyle, "samimiyetten" uzak, bir "tuzak" organizasyonu.

***

Onun için;

Sayın Ensarioğlu'nun "sorgu" ifadesini genişleterek, sormak istiyorum!

Hal-i vaziyetteki;

Sosyal Demokratlara,

Sosyalistlere,

Sanatçılara,

Bir zümrenin, yazar-çizerine!

Velhasıl;

Gezi Park'ta "çadır" kurucu zevat!

***

Siz;

Güneydoğu'da 3 bin köy yakılırken,

Binlerce hektarlık, "orman" kül edilirken,

Milyonlarca insan, "evinden" barkından, göç ettirilirken,

Dağlar, bayırlar, yaylalara bombalar atılırken,

Geçit vermez "mayınlar" döşenirken.

"Geçilmez-yasak" bölgeler ilan edilirken…

***

Ya;

Ölümler, katliamlar yaşanırken!

Polisi,

Askeri,

Korucusu,

Gerillası,

Sivili, köylüsü, memuru, 50 bin insan "kirli bir çatışmanın" kurbanı olarak öldürülürken.

***

Faili meçhul cinayetler.

Yargısız, infazlar.

Sorgusuz-sualsiz, "işkenceler",

Cezaevlerinin, tıka basa doldurulması.

İnsanların,

Dilinin,

Dininin,

Kültürünün, gelenek ve göreneklerinin "yasaklandığı".

***

Ve tabi ki;

Hepsinin maddi yöndeki, toplam kaybı olan 400 milyar dolar!

Ki bu rakam;

Yılların seyri ve kaybedilen milli servetin işleyişiyle; 4–5 misli katı tutarında, "paranın" havaya uçması.

Ülkenin kaybettiği ve geri kaldığı yıllar da cabası.

***

Sahi.

Tüm bunlar, "orta" yerde olup-biterken, yaşanırken siz nerdeydiniz?

Neden,

Özgürlüğe,

Demokrasiye,

Çevresel duyarlılığa "hikmet" edip, tepki koymadınız?

Çadır kurmadınız!

 

***

Yapmazsınız.

Sorgulamazsınız.

Çünkü!

Siz deki, niyet "masumane" değil!

Şuan ki;

İcra edilenlerin, "tek" bir noktaya hizmeti var.

O da; Ulusalcı, vesayetçi anlayışa.

İttihat-Terakki zihniyetine ait "değirmene" su taşımaktadır.

***

Ergenekon'a,

Dış güçlere;

Türkiye üzerindeki karanlık emeller besleyen lobilere,

En bariz haliyle;

Çözüm sürecini istemeyen,

Barışa,

Kardeşliğe,

Milli dayanışmaya "alerjisi" olan derin odakların "ekmeğine" yağ, bal reçel misali olunuyor.

***

Sonuç itibariyle!

Ciddi ama sinsi "bir tuzak" söz konusu!

O nedenle; özellikle siyasi partiler ölçeğinde "siyasi" sorumluluk önemli.

Ve tavır ortaya konulmalı.

***

Doğrusu bu saat itibariyle.

CHP'den;

Artık, "siyasi" bir beklenti, abesle iştigal olur.

Çünkü CHP "benlik" arayışı içerisinde dağınık.

Kendiyle "cebelleşiyor".

***

Kılıçdaroğlu.

Yenilikçiler ve gelenekçiler!

Yani CHP üç eksende "çekişiyorlar".

Bu hal-i vaziyetleriyle;

Ne kendilerine,

Ne ülkelerine,

Ne de millete bir "hayır" icra edemeyecekleri gibi duruşları bile "düşmana" katkıda kâfi.

***

MHP'nin tavrı belli.

Doğrusu.

BDP'nin de ilk "etapta" tavrı önemliydi.

Ama!

Son dönemlerde.

Özellikle Öcalan'ın "ulusalcıların oyununa gelmeyin" uyarısına rağmen.

Bazı siyasilerin "durumdan" vazife çıkarma gayreti anlaşılır değil!

Tartışma yaratıcı.

***

Evet.

Sorumluluk.

Hele ki siyasi sorumluluk!

Bugün en çok ihtiyaç ve icra edilmesi gereken; bir sorumluluk" gerekliliği noktasındayız.

Şer'in değil,

Sulh'un değirmenine su taşımalıyız ki!

Demokrasi "hayat" bulsun!

***

Aksi takdirde;

Tarihimizdeki "demokrasiyi" kesintiye uğratan, karanlık dönemler kapıya dayanabilir.

Lakin

İzmir'de, Gezi Park'ta ve Kızılay'da hala "Asker göreve" diyen, zihniyet kendini idame ettiriyor.

Bu ateş,

Bu gerilim artık "son" bulmalı.

Huzurlu bir hafta dileğiyle!