REKTÖRLÜK SEÇİMİ(1)

Rektörlük "seçimi" için; gün yaprağı bir bir dökülüyor.

Bugün, yarın derken.

Bir hafta kaldı.

Herhangi bir mani gelişmez ise; 18 Haziran'da 600'e yakın; "Akademisyen" Rektörlük seçimi için "oy kullanacak"!

Kimi; "yenilik" olsun, kimi de eski "yönetimin" devamı anlamında "eşi" yürütsün diyecek.

Her ne kadar; "sandıktan" çıkacak sonuç; "koltuğa" oturacak kişiyi "belirlemiyorsa da", oy anlamında "artı" noktasında önemli bir kıstas.

Hani bir oy alanla, bin oy alan bir olur mu?

Mümkün değil.

Tabi "fazla" oy almak, özellikle YÖK ve Çankaya ölçeğinde "önem" arz eder.

Hele bir de; "kentin" derin mevzularından da; "olumlu" yönde raporlar gitti mi?

Geriye sadece "beklemek" kalıyor.

O da kesindir.

Yani; oy ve derin raporlar "Rektörlük" koltuğuna oturacak kişinin belirlenmesinde "en büyük" etkendir.

Şu veya bu "hamili" kart, isim, ya da "arka bahçe", yok "ilkeler", hurafeden öteye değil.

***

Neden bu "altı" çizilen noktaları aktardım.

Ya da "gaye nedir" derseniz?

Cevabım şu olacaktır. Bir önceki yazımda da ifade ettim.

Akademisyenlere, bilim adamlarına "akıl" vermek gibi bir haddimiz olmaz.

Olamaz da.

Çünkü "bizleri" eğitenler onlar.

Siz sizi eğiteni, eğitebilir misiniz?

Onun için; "günah ta, sevap ta" onlarda.

Ama şu vardır; "olabilecek" aksama.

Huzursuzluk, güvensizlik, kayıp ve geriye gidişte "ellerimizin yakalarında" olacağını da iyi bilmeleri gerekir.

Dedim ya; "seçim gününe" kadar; bana ulaşan Rektör Adaylarının; "göreve geldiğim taktirde" diyerek başlayan, "vaatlerini" ve kağıda döktüklerini; sizlerle paylaşacağım.

Tabi; hepsini "kesintiye" uğratmadan aktarmam mümkün değil.

Ancak; özetleyerek; aktarabilirim.

Hem; okurlar fikir sahibi olsunlar; hem de Diyarbakır ahalisi "Üniversitemizle" alakalı, ne yapılıyor, ne ediliyor, kim aday, kim değil?

Gelirlerse ne olur, gelmezlerse ne olur?

Anlamında; bilgilenmiş olurlar.

***

Prof. Dr. Orhan Ekrem Müftüoğlu.

Adaylığını "en son" açıklayan kişi.

Bir beklenti; ne kadar doğru ne kadar gerçek dışı bilemiyorum.

Ancak söylendiğine göre; "joker".

Kaliteli, bir hayli de "maddi külfeti" olan bir tanıtım dergisi hazırlamış.

"Üniversitemizin gelişmesi için ne yapalım? Nasıl yapalım?" sloganıyla; söze giriyor.

Öğrencilerin, öğretim üyelerinin, toplumun, idari personellerin "gündeme getirdikleri"yle devam eden, göreve gelirsem diyerek, Müftüoğlu'nun beyninden geçenler şunlar:

* Katılımcı, çoğulcu ve demokratik bir yönetimin tesis edilebilmesi için,

* Yönetimde adalet, güven, saydamlık ve liyakatin esas alınması için,

* Mükemmelleştirmeyi hedef alan toplam kalite yönetim sisteminin uygulanması için,

*Eğitim-Öğretim ve araştırma faaliyetlerimizin dünyaca kabul edilmiş ölçüler çerçevesinde yapılabilmesi için

* Bilimsel çalışmalarımızın ve diğer faaliyetlerimizin kamu kurum ve kuruluşları, özel sektör ve sivil toplum örgütleri, ulusal ve uluslararası bilim kuruluşları ile işbirliği halinde olması için

* Üniversitemizin dünyanın en iyi üniversiteler düzeyine erişmesi için

*Öğrencilere ve öğretim üyelerine hak ettikleri değerlerin verilerek yönetimin bir parçası haline gelebilmeleri için,

* Huzurlu bir üniversite için,

*Karşılıklı saygı, sevgi, iletişim ve paylaşmanın hakim olduğu bir yönetim için.

Tabi; Sayın Müftüoğlu adaylığını açıkladığı günden buyana "iki ayrı" tanıtım dergisi hazırladı. İlki klasik, ikincisi ise bir hayli kapsamlı olduğunu da bilmenizi isterim.

***

Prof. Dr. Ömer Satıcı.

Adaylığını ilk açıklayanlardan.

Tanıtım broşürü sıradan; pek fazla bir özenti yok.

Satıcı, projelerini, yani "göreve gelirsem" yapabileceklerim diyerek ifade ettiği vaatleri 44 başlıkta toplamış.

Diyarbakır'ın Silvan ilçesi doğumlu.

Birçok konuyu "satır başı" etmiş.

Tabi; sloganları da bir hayli "anlamlı"!

Neyse!

Sonuç olarak Satıcı şunu ifade ediyor.

Hedefimiz Dicle Üniversitesi'ni dünya standartlarına taşımak, Ortadoğu'ya hitap edebilen Türkiye'nin her anlamda en gelişmiş üniversitesi haline getirmek.

Bir de ihtiyaç duyulan "Fakülte ve Yüksekokulları" sıralamış.

Yıllardır dile getirdiğimiz ama bir türlü gerçekleştirilmeyenler.

Eczacılık fakültesi,

Dil ve Tarih-coğrafya fakültesi

Sivil Havacılık Yüksekokulu

Turizm Otelcilik Yüksekokulu

Turizm Rehberlik Meslek Yüksek Okulu

İletişim Fakültesi

Tıbbi Mümessillik Meslek Yüksekokulu

Ve İtfaiyecilik Meslek Yüksekokulu.

***

Prof. Dr. Talip Gül.

Kendisine göre "iddialı" adaylardan biri.

Tanıtım broşürü görmedim. Ancak; "akademisyenlere" hitaben kaleme aldığı, iki sayfalık mektupta, "göreve gelirsem" diyerek başladığı vaatler içerisindeki "anlatımlar", hemen hemen diğer adaylarla aynı.

Farklılık yok.

"Her an ulaşabileceğiniz, sorunlarınızı çözmeye çalışacak, samimi ve dürüst bir rektör.

Dinamik. Üretken ve kurumsallaşmış bir Dicle Üniversitesi için el ele."

Gül, mevcut yönetimi de "sert dille" eleştiren kişi.

Bu yöndeki eleştirisi şöyle;

"Üniversite yönetimi, bilgiye ve ehliyete dayalı bir anlayıştan tamamen uzak, kişisel yakınlıklarla kurulan ilişkilerle yönetilmekte, adeta hanedan anlayışı içinde bu yönetim biçiminin devamı için çaba harcanmaktadır".

Gül, Rektörlük adaylığına soyunan Rektör Prof. Dr. Fikri Canoruç'un eşi Prof. Dr. Naime Canoruç'a da, gönderdiği mektuplarda "suçlama" getiriyor.

Şöyle diyor Gül;

"Halen Üniversitemizin mevcut imkanları, etik-ahlaki ilkeler hiçe sayılarak ve öğretim üyelerimizin de onurlarını zedeler biçimde seçim yatırımı olarak kullanılmaktadır."

Gül'e göre, mevcut yönetim Dicle Üniversitesi'ni geriye götürmüş.  2001 yılında 27'inci sırada iken bugün 44'üncü sırada gözükmekte.

(Diğer adaylar yarın)