SEÇİMİN KAZANANI SANDIK
Yazıyı,
Erken saatlerde kaleme aldım.
Seçimin hareketliliği.
Program.
Ve haber akışındaki "aksiyon" münasebetiyle!
Tabi ki Seçim sonuçları da, "henüz" kesinleşmiş değildi.
Ama gayri resmi veriler elimde.
***
Herkeste şu soru hâkim...
"Aday" kazanımı.
Ya da, şu isim "odaklı" değil.
Tamamen;
Çözüm süreci,
17 Aralık operasyonu
Ve eksenlerindeki "vakaların" yekûnuyla AK Parti bu seçimden "ne kadar kayıpla" çıkacağı!
Oy kaybetmiş midir, etmemiş midir?
***
Bunu niye söyledim!
Çünkü.
Bunu sandık "başına" giderken.
Oy kullanırken.
Ve çıkışta, "hasb-i hal" ettiğim, seçmenin nabzı açısından söylüyorum.
Şu soruyla hep muhatap oldum.
"AK Parti kan kaybeder mi?"
Az sonra, cevabını vereceğim.
Ama şimdi, "seçimin" havasına bakalım.
***
Evet.
Diyarbakır ahalisi, Pazar sabahına "kar sürpriziyle" uyandı.
Bir gün önce fırtına ve yağmur vardı.
Meteoroloji de, yağış diyordu.
Ama kar'dan bahsetmemişti.
Bu nedenle; "Kar" Diyarbakır için sürpriz oldu.
Tabi ki, meteoroloji için de.
Bilemedi.
Diyarbakır'a kış geri geldi.
***
Ailenin üç üyesi olarak;
Yenişehir İlk Öğretim Okulu'nda oyumuzu kullandık.
1361 No'lu sandıkta.
Saatler erken.
İleri saat muamması.
Akıllı cep'in kumpasına,
Ve Kar yağışı olmasına rağmen 'katılım" gözle görülürdü.
***
Ha buarada,
Çözüm süreciyle gelen; "barış ve huzur" ortamı.
Demokratik tavır.
Çağdaşlık, "seçim" atmosferine de yansımıştı.
Sandık başkanından,
Sandık müşahitlerine kadar.
Hoş bir hava estiriliyordu; "saygı ve kıymet bilme" noktasında.
***
2009'da,
2011'deki "gerilim" ve seçmen kollaması yoktu.
Ne, sandıkların kurulduğu okul çevresinde.
Ne de, mahalle aralarında.
Hür irade.
Özgür duyguyla.
Seçmen, "sandığa gidilip-oy kullandı".
Olması gerektiği gibi.
***
Ve
Seçimin ortaya çıkardığı tabloya bakalım!
Yani az önceki soruya cevap.
AK Parti.
Kan kaybeden, değil "kazanan" oldu.
Hem de fark atarak.
Şöyle ki.
2009'daki, oy oranına 10 puan kadar ekledi.
Yüzde, 38'den, 47'ye çıktı.
Yani; Erdoğan'a "güvenoyu" vizesi verildi.
***
Vize kapsamlı.
Köşk’e çıkma dâhil, başkanlık sistemi için de.
Seçmen; vize verdi.
Tabi, sonucun ders-i ibreti de büyük.
Anlayan için.
Türkiye!
Yekvücut halde, şunda hem fikir olmuştur.
Kriz siyasetine.
Kumpasa.
Anti demokratik "sisteme" başvuruya!
Kasete.
***
Küresel "sermaye" işbirliğine.
Pelsinvanya, fişlemelerine.
Şantaja. Montaja..
Paralel, "güç" sınamasına.
Velhasıl.
Sandık dışı, iktidarı devirme veya iktidar olma noktasındaki "oluşumlara", dur dedi.
Osmanlı şamarı indirerek.
***
Mesaj şu.
Milli iradeyi; "üstün kılacak ta".
Onu alaşağı edecekte "millettir".
Milletin silesi de.
Sevgisi de; "sandıkla" gelir.
Tabelerle, twitter'le değil.
Hele hele; "kozmik" görüşmelerin ifşasıyla hiç değil.
Kısacası.
Geziye'ye sırt bağlayan muhalefet siyasi anlayışa da cevap oldu.
***
Gelelim Diyarbakır'a.
BDP.
Çıkan sonuçla; "kaleleri" elde tutan olduysa da.
Oy sayısallığı.
Ve tercihsel noktada; "kaybeden" oldu.
Bu da; "özeleştirisel" bir sorgunun BDP için gereklilik arz ettiğini gösterdi.
***
Şöyle ki.
Kesin olmamakla birlikte.
Yazıyı kaleme aldığım saatteki yüzdelik, yüzde 53,7 idi.
Bir önceki döneme bakalım.
Yani, yıl 2009'daki seçim sonuçları.
BDP yüzde 65,6.
AK Parti ise, yüzde 31,3.
Seçmen sayısı da 600 bin üzeriydi.
***
Hal böyle olunca!
Yerel Yönetimler Yasası!
Büyükşehir’in kapsama alanın genişlemesi.
Artı olarak görülürse!
Seçmen sayısı 923 bin üzeri.
Kırsalın da oyu var.
2014'teki sonuca bakıldığında kan kaybı yüksek!
***
Sonuç itibariyle!
Oy artışına rağmen,
Kırsalın oy kullanma tercihine rağmen,
Yerel'in de iktidarı olmasına rağmen,
BDP yüzde 10'ün üzerinde bir "kayıp" içerisinde olduğu görülüyor.
İşte bu kayıp nedeni, "iyi bir sorgulama" istiyor.
Neden ve niçinler sıralanarak?
***
Adaydan mı,
Yerelde hizmet üretmeden mi,
Yoksa siyasi aktiviteden kaynaklı mı?
Bir de.
İl ve Belediye Meclis üyelerinde yaşanan, gerilimden mi?
Her ne ise.
BDP bugünden itibaren "sorgu" mekanizmasını işletmeli.
Yoksa 2015 "hayra alamet sonuç" ihtiva etmez!
***
AK Parti!
Sonuçlar açısından; "başarılı" diyemem!
Diyarbakır için.
Merkez ilçeler.
Hatta Çüngüş'ü kaptırma da ayrı.
Yüzdelik oranında 3 ila 4 puan fark gözüküyorsa da.
BDE’nin yüzdelik kaybıyla kıyaslandığında "hiçte hayırlı" değil.
***
Hüdapar'ın "seçim sınaması" nasıl mı derseniz?
Beklenenin altında.
Sanırım onlara da "sürpriz" oldu.
Çünkü beklentileri yüksekti.
Özellikle!
Milyonları buluşturan, "Peygamber'e saygı" mitingindeki katılım!
Ki geri dönüşüm olarak görüyorlardı.
***
Ama olmadı.
Demek ki, o coşku ve kalabalık; HÜDA-PAR'a değil.
Onun siyasi istikametine değil.
Hatta bileşenlerine de değil.
Tamamen;
Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammed (S.A.V)e olan sevgi ve saygıdır.
***
Sonuç itibariyle.
Tarihi günde, tarihi sonuçları "sandık" ortaya koydu!
Erdoğan'a 'güvenoyu" verdi.
İktidarı devirecek varsa o da "millettir ve sandıktır" demokrasinini seslendirdi.
Yerelde, BDP'ye "biraz hizmet" mesajını verdi.
Evet, 31 Mart sabahı Türkiye açısından yeni bir süreçtir.
**
Başbakan Balkon konuşmasını muhtemelen yapmıştır..
Ki yapması gerekir..
Muhtevasına sahip değilim..
Ama onunda üç büyük hendek var.
Cumhurbaşkanlığı.
Genel seçimler.
Anayasa değişikliği…
Eklenti olursa; "Başkanlık" sistemi.
Asıl şimdi; "rüştünü" ispatlama evresine giriyor Recep Tayyip Erdoğan!
***
Bu saat itibariyle;
Hükümette.
Yerel iktidar da.
"Sistematik maceralara" girmekten ziyade!
Daha çağdaş,
Daha demokratik,
Daha barışçıl, sürecin ikmaline efor sarf etmelidir.
***
Muhalefette.
"Kirli siyasetin" artık prim etmediğinin farkına varmalı.
Hem CHP hem de MHP.
Tez elden "kendilerine" yani özüne dönmeli.
Tabi ki, BDP.
HDP'nin çatısı altına girip, yeni bir siyasi süreç ikmal edecek.
Her şeye rağmen.
Ülkeye, bölgeye, Diyarbakır'a" hayırlar vesile olsun.
Kazanan, halk oldu.