ŞEHİR SÜSLENİYOR

Şehir renkleniyor.

Daha da renklenecek.

Seçimin havası esiyor.

Doğrusu, bahar'dan günler misali, hoş bir esinti hâkim.

Parti bayrakları.

Flamalar.

Billboardlardaki mesaj içeren vaatler!

Yan yana dalgalanıyor; "Demokrasinin" nimeti diye!

***

Hal-i hazırda, kavga yok.

Olmamalı.

Zaten olması gerektiren bir neden yok?

Niye olsun ki?

Her ne kadar geçtiğimiz haftalarda provokatif girişimler olduysa da.

Kafa-göz yarıldıysa sağduyu hâkim.

Gerilim, düştü.

Zaten, artık gerilim siyaseti prim yapmıyor.

***

Şimdi.

Herkes yan yana!

Aynı duvar dibinde.

Caddede, sokakta dolaşarak siyasetini icra ediyor.

Hatırlıyorum!

2009'deki mahalli seçimleri.

Ya 2011'deki genel seçimleri.

Bir daha o günleri yaşamak mı, Allah korusun?

Kimse istemiyor.

***

Kavga-gürültü.

Saldırılar, "semt" işgali gibiydi.

Seçim büroları dâhil, "tutulamaz" haldeydi.

Bombaların.

Molotofların.

Silahlı saldırıların haddi hesabı yoktu.

Sokakta yürünülmezdi.

 

***

Ama şimdi öyle değil.

Olmamalı.

Bir daha eskileri yaşamamalıyız!

Aslında!

Ülke siyasetinde.

Hele ki "siyasal" düşüncede.

Yani parti tabanında.

Pek kavga "körüğü" kendiliğinden çıkmış değil.

Çıkmaz da!

***

Çünkü halkın birbirinden alıp-veremediği bir durum yok?

Ancak.

Tabiri caizse, üst kattakiler!

Yönetimler.

Kavgacı ruha sahip, nutukçular var ya.

Hani "ver coşkuyla" gaz yapanlar.

İşte onlar…

Demokrasi ve toplumsal uzlaşı açısından hala da vahim bir problemler.

***

Bir dostun ifadesiyle.

Onlar olmazsa!

İnanın.

Seçimler "bayram ve şenlik" havasında geçer.

Kurt ile Kuzu birlikte otlar.

Ama onlar.

"Şer" ve fitne unsuru gibi.

Provokatif söylem ve dürtüleri yüzünden seçimler kavgalı-gürültülü geçiyor.

Sinir harbi gibi.

***

Lakin tabanda bu yok.

Dün gazeteye gelirken gördüm.

Şilbe tesisleri.

Seyrantepe

İç ofis.

Dağkapı.

Bağlar, Kayapınar.

Bir de Suriçi…

***

Şehri.

Bir ölçüde arabayla turladım.

Şenliği görebilmek için.

Partiler "hangi alanda" daha çok arz-ı endam içerisinde diye.

Parti afişleri.

Aday resimleri.

Partiler yekvücut.

AK Parti,

BDP, HÜDA-PAR.

Hatta CHP bile.

MHP kendi, il örgütü noktasında.

***

Görüntü hayli renkli.

Hoş ve gururlandıran bir tablo.

Her 10 metrede bir, 1–2 partinin bayrağı var…

Bazı yerlerde, "birbirine" karışmış…

Düşman çatlatıyor.

Afiş ve flamalar.

Güzel bir resim.

Caddelerin,

Sokakların,

Hatta bazı işyerlerindeki görüntü.

***

Şehir "gelin" gibi süslenmiş.

Ki önümüzdeki günlerde bu görüntü daha bir genelleşecek.

Özellikle, 18 Şubat sonrası.

Ne diyelim!

Diyarbakır'a,

Mezopotamya’ya,

33 medeniyeti bağrında yaşatan şehr-i Amed'e yakışır.

İnşallah nazar değmez!

***

Elbette ki.

Bu atmosfere katkı sunan gelişmeler var.

İnkâr edilmemeli.

Özellikle, Çözüm süreciyle, oluşan çatışmasızlık ortamı.

Bölgede, "yaşamın" normal hayatın feyzini alması.

Seçime ve Seçim atmosferine önemli katkı sunduğunu söyleyebilirim.

***

Tabi bir önemli katkı da.

Geçtiğimiz hafta;

İl Valiliğindeki, "seçim protokolünde" uzlaşma sağlanması.

Yani tüm partilerin sorumluluk alması…

Seçimin huzur ve güven içerisinde geçmesi noktasında.

"İmza" verdiler.

Akl-ı selimde kimse zarar görmüş değil?

Hele ki, ortak akılda.

***

Eee.

İmzalarından dönecek değiller ya.

Dönseler de!

Dönen olsa da, "kendi" meşreplerinden öteye gitmez.

Çünkü, bu halk.

Hele ki, Diyarbakır ahalisi.

Diyorum ki, parti gözetmeksizin!

Demokrasiyi "özümsedikleri" için, huzur bozucu taraf olmazlar.

Hiç bir zaman da olmamışlardır.

***

Olan, yönetimler.

Nutuk atanlar.

Arıza-i durum onlardan çıkmazsa sorun olmaz.

Çünkü, halkta karşılıklı özümseme anlayışı var.

Aynı mahalleli.

Esnaf. İşçi, memur, Öğrenci "hep yüz yüze" bakıyor.

Üslup ta, kullanılan dilde "hizipçi" değil.

Var olan "komşuluk-mahallelik" dostluğudur.

***

Onun için!

Diyorum ki bu seçim!

Ki dünkü yazımda da ifade ettim.

Huzuruyla,

Güveniyle,

İstikrarıyla,

Demokrasinin güven tesisiyle, geçecek!

***

Tabi ki.

Siyasi söylemlerden çok.

Hizmetlerin.

Projelerin.

Yapılacak-edilecek kalkınma-gelişmelerin.

Kısacası vaatler "söz sahibi" olacak.

***

Bu nedenle!

Adaylar.

Büyükşehir'den,

İlçe Belediye Başkanına kadar.

Encümen.

Belediye Encümeni.

Ve Mahalle muhtarları dâhil olmak üzere.

Şunu bilmeleri gerekir.

"Siyasi abi" kekliği dönemi bitmiştir.

Prim yok.

***

Öyle.

Ne; "odun" koysan seçilir.

Ne, "ceket" atsan kazanır.

Ne de seçmen; "çantada" keklik.

Ne de, artık dağdaki çobanın oyu anlamsız diyebilen işgüzara bel çıkma hali.

Yok.

Ki bu seçim o seçimler değil.

İsim ve şahsiyetler önemli.

***

Velhasıl.

Demokrasinin "eşitlik" ayıbına biat dönemi bitmiştir diyorum.

Herşey sorgulanıyor artık.

Aday gibi.

Sandık sonucu da.

Hayırlı Cumalar...