ŞEHİRDE SEÇİM TURU…

Şehri turluyorum.
Seçim havası "kadim şehirde" nasıl esiyor.
Renklilik.
Seçmen.
Kısacası vatandaş.
Ve adaylar.
Seçimin havası kim nasıl soluyor?
***
Yenişehir'deyim.
Gazete merkezi de, burada olduğu için.
İlk durak.
Yaz mevsimine girdiğimizi haber veren; sıcak bir gün.
Geziniyorum.
Doğrusu; "sessiz bir hava" hâkim.
Seçim'in rüzgârı var-yok belli etmiyor.
***
Yani aham-şaham bir seçim havası yok.
Eskisi gibi hareketlilik hal-i hazırda gözükmüyor...
Öyle her sokakta,
Her cadde içerisinde; "parti bayraklarıyla" donatılmış.
Afişler.
Adayların "dev" posterleri yok.
Var olan da; "iş olsun" misali bir görüntü veriyor.
***
Şöyle varoşlara ilerliyorum.
Şehitlik.
Ben-u Sen.
Sonra aynı güzergâhtan geri dönüp, Ofis'e yöneliyorum...
Derken, Fiskaya bölgesi.
Değişen bir şey yok. 
Görüntü farklılık arz etmiyor.
***
Dağkapı'da bir hareketliliği fark ediyoruz.
40–50 kişilik bir grup.
Esnafı gezisi.
Bölgede park alanı sıkıntısı nedeniyle; alan ararken.
Grup, Balıkçılar başına doğru ilerliyor.
Sordum; kim diye?
Ak Parti Milletvekili Oya Eronat.
***
Eronat.
Malum, 2011'de Hatip Dicle'nin YSK'dan aldığı "veto" üzerine, Meclis'e giden isim.
Konumu siyasi cephede hep tartışıldı.
"Başkasının oylarıyla Meclis'e gitti" suçlaması.
Eee.
YSK. Ve Seçim yasası.
***
Zaten!
O dönemde şunu söylemiştim.
Bugün de ifade ediyorum.
Burada bir günah ve hukuksuzluk varsa Sayın Eronat'a ait değil.
Tek suçlu; YSK ve Seçim yasası. 
Ve Dicle'nin "hukuki işleriyle" meşgul olanların.
O günkü, oluşumun "mevzuuyu" yeterince sorgulamamasıdır.
***
Neyse!
Geçmişe mazi derler.
Tabi; Eronat'a yönelik bu siyasi konum tartışması hala var.
Nitekim.
Bazı kendini nimetten sayan AK Partililer O'nun konumuna atıfta bulunarak; tavır sergilemişlerdi.
Ama!
Eronat AK Parti'de kısa sürede kendini kabul ettirdi.
Ki, listede bir tek mevcutlar içerisinde yer alması; "bunun" kanıtı olsa gerek.
Erdoğan'ın da "gözde" ismi.
Akçeli "işlere" karışmamış tek isim.
***
İlerliyoruz.
Dörtyol'a doğru. Ulu Camii...
Seçim afişlerinde ilk göze çarpan; Zekeriya Yapıcıoğlu.
HÜDA-PAR'ın desteklediği aday.
Caddenin iki yönünü de kaplamış.
***
Saray kapıya doğru; HDP.
HDP adaylarından oluşan grupla karşılaşıyoruz.
Bir hayli kalabalık var.
Kaldırım ve cadde dolu.
Feleknaz Uca ve beraberindekiler.
Kayapınar da.
Önceki gün, ziyaretimize gelen İmam Taşçıer'i görüyorum kalabalığın içerisinde.
Uzaktan izliyoruz.
***
Adaylar her dükkâna giriyorlar.
Sohbet ediyor.
İkramlarını kabul ediyorlar.
Varsa isteklerini de; yanlarına "not" ediyorlar. 
Yani; nizamı bir seçim turu.
DBP eş Başkanı Hafize İpek'te var.
***
Ofisteyiz.
Bu esnada bir esnaf ses veriyor.
Ömer abi.
Buyur bir çay içelim. 
Daveti kabul edip, dükkâna kürsü atıyoruz.
Birden etraf doldu.
Duyan geldi misali, hazır giyim dükkânı tıka basa…
***
Sohbet ediyoruz.
Çaycının çaylar sesiyle; kesiliyor sohbet.
Çay dağıtımı sonrası.
Kalınan yerden devam ediliyor.
Eleştiri ağırlıklı.
AK Parti ve HDP bunlardan "nasibini" en yüksek derecede alan iki parti.
Zaten, sohbetin tüm muhtevası iki parti odaklı.
 
***
Kimse, diğer partileri "ağzına" bile almıyor.
Ne CHP.
Ne MHP.
Ne de seçime giren diğer partileri konuşan yok.
En çok konuşulan iki parti ve iki de; "hassasiyet" var.
Biri; "sosyal yaşamı" yükselten, ekonomik vaatler.
İkincisi, Çözüm süreci.
***
Tabi yolsuzluk,
Usulsüzlük.
Hele ki, Diyarbakır'daki şaibeler.
Denilen ifade şu; Diyarbakır'ı yediler-bitirdiler.
Paralel yapı.
28 Şubat'ı andıran; olayların yaşanması.
Bendensen yaşarsın-yoksa yok olursun, mantığı.
Bunlarda konuşulmuyor değil.
***
Peki, seçmenin "sandığa" dair, tercihi ne?
20'e yakın insan vardı.
AK Partili,
HDP'li,
Hatta daha önce Saadet'e oy verenler de.
Gelen; cevap netti.
Bu seçimde, HDP'e meclise taşınması gerekir.
***
Niye diye sordum.
Kürt meselesinin çözümü.
Şiddetin sona ermesi.
Türkiye'nin demokratikleşmesi,
Özgürlükler,
Hakların eşit dağıtımı için.
Kandildeki silahlı yapının sonlanması.
Gerillaların sosyal hayata katılımı.
Bu nedenle; HDP mecliste olmalı.
Ve HDP, salt Güneydoğunun değil, Türkiye’nin partisi olmalı.
***
Gerçekten, seçmen dolu dolu.
Yani eski "seçmen" yok.
Bir lafa kanan.
Bir vaade gelen.
Kısacası "seçmen çantada" keklik değil.
Ha bir de.
Aday listelerine dair "eleştirileri" var.
AK Parti için de.
HDP için de.
Tepki ve eleştirinin ortak noktası aynı "Diyarbakırlar neden listede yok denilecek kadar az!"
***
Çay'a davet edin Aziz usta.
Herşey tamam da.
8 Haziran'da; kim ne kadar "milletvekili" çıkaracak?
Soru Diyarbakır mahiyetli yöneltti.
20 yaşlarında bir genç, ses vererek.
Ömer Abi.
Siz hafta içerisinde yazmıştınız.
HDP 8'i alır.
AK Parti'de 3.
Tabi bu tahmin; HDP barajı aşarsa sözünden sonra kurgulanıyor.
***
     
Hatır isteyip ayrılıyoruz.
Bağlar ilçesindeyiz. 
Yenişehir’deki hava'dan farklı bir durum yok; derken!
Mahşeri bir kalabalık.
Cadde trafiğe kapanmış bir görüntüyle karşılaşıyoruz.
Otomobili park ediyoruz.
"Kalabalığı hikmeti nedir" diye sormak için.
***
Yolun diğer tarafındayız.
Kalabalığın bulunduğu noktada AK Parti flamaları.
Bayraklar.
Dev iki afiş asılı.
Şaşırmadım değil. 
Sordum.
"AK Parti seçim bürosu."
Peki kimin?
Çünkü şehir merkezindeki birçok yerde olan AK Parti seçim bürolarında böylesi bir kalabalık; "yok" denilecek düzeyde.
Parti il binasında bu kalabalık yok.
***
Öğrendik ki.
Burası, Devlet eski Bakanı Mehmet Salim Ensarioğlu'nun seçim bürosu.
Sorduk.
Kendisi burada mı diye; "hayırlı olsun" demek için.
"Hayır" dediler.
STK'ları ziyarette. Az sonra teşrif edecekler...
Demek ki burada bulunsa, kalabalık iki hatta üç katına çıkar.
***
Bu tablo karşısında şu ifadeyi diyesim geldi.
Ki diyorum da.
Özellikle; "adaylığına" eleştiri getirenler için.
AK Parti'ye ne katkısı olabilir diyenler.
Olsa olsa, AK Parti'nin ona katkısı olur hükmünü verenlere; bu görüntü "kapak olsun."
***
İlk gün şunu söylemiştim.
Mevcudiyet içerisinde.
En doğru tercih, M. Salim Ensarioğlu.
Oyu olan.
Seçmen nezdinde karşılığı bulunan.
Ve siyaseti icrada "omurgalı" yapısıyla bilinen bir şahsiyet.
2011'de; "bir milletvekili çıkarabilecek" sayıda oy aldı.
Yani, Salim Ensarioğlu'nun AK Parti'ye birçok alanda katkısı olacaktır.
Bunda kuşku yok.
İşte dün; kısa günün karı misali "seçim turundan" alınan özet izlenim!
Huşu içerisinde idrak ettiğimiz "Miraç kandiliz" mübarek olsun…