Sevsinler Medeniyet Güzellerinizi

Öyle ya;

“Medeniyetler Güzellik Yarışması.”

Bilmem, haberiniz var mı?

7 Nisan’da, “organize” edilecek.

17 Ülkeden, 17 genç kız!

Yarışmayı organize edenlerin tabiriyle;

“Kendi ülkelerindeki güzellerin iştirak ettiği” bir yarışma!

***

Evet,

"Dünya Medeniyetler Kraliçesi" (Miss Civilization Of The World).

Böyle bir etkinliğin;

Şehr-i Diyarbakır’da yapılması doğrusu zihin bunalımı yarattı.

Elbette ki;

İnsanların “hayat” biçimi.

Ülkelerin, “medeniyet” anlayışı.

Ve pek tabi ki, Türkiye’nin “felsefi” durumu.

Yani; “hepsine saygımız” var.

***

Ancak.

Benim karşı çıktığım, tepki koyduğum.

Ve Şehr-i Azam’ı, “mekân” olarak seçen, zihniyetin gayesi.

Kullanılan; “Medeniyetler” tabiri.

Ki en önemlisi de; “yarışmanın zamanlama” hal-i vaziyeti!

Bir de; ek olarak, kullandıkları “barış” ifadesi.

Bütünlük içerisinde,

Bakıldığında söylenecek söz; yuh olsundan öteye gitmiyor!

***

Şöyle ki.

Sanki

33 Medeniyeti bağrında yeşerten Diyarbakır “medeniyetlere” uzakmış!

Kendileri bu vesile ile “medeniyetle” tanıştıracaklar.

Sevsinler!

Dedik ya “zamanlama”.

Evet,

Nisan ayının ilk günleri, neden seçildi, hikmeti mucibesi nedir hakikatine bakarsak?

***

Yarışmayı organize edenler.

Hele ki;

Yarışmanın Onursal Başkanı olduğu söylenen Süha Özgermi.

Bu ayın önemini bilmiyor mu?

Ya da bilerek mi, denk getirdiler?

Bilemiyorum!

Tesadüf olmazsa gerek.

***

7’den 70’e herkes bilir.

Farklı;

İnanç kültürüne sahip olanlar dahi!

Bu ay;

Peygamber efendimizin (s.a.v) “kutlu doğum” ayı!

Yani, yeryüzünü “nurlandırdığı” mukaddes ay!

Bu vesileyle;

Günlerdir “kutlu doğum” etkinlikleri yapılıyor.

***

İşte;

Tam da bu tarih zamanı içerisinde.

Ve tam da;

Kadim şehir Diyarbakır’da, bu organizasyon icra ediliyor.

Bilmeniz gerekirdi.

Diyarbakır.

Yani Şehr-i Amed.

Anadolu da İslâmla ilk tanışan kent.

Mekke ve Medine’den sonra en fazla sahabe barındıran üçüncü şehir.

Ki tarihinde;

Ne işgal edilmiş.

Ne de İslam’ın elinden, çıkmıştır.

Kimliksel yapısını hep korumuştur.

***

Peygamberlerin,

Nebilerin,

Sahabelerin kabirlerinin bulunduğu,

Dini eserleriyle İslam âleminde 5. haremi şerif olarak kabul edilen kadim bir kent Diyarbakır.

Siz şimdi;

Hem de kutlu doğum ayında böyle bir yarışmaya “mekân” olarak seçeceksiniz!

Kabulü mümkün mü?

***

Ha bir de;

Biz de sizi alkışlayacağız öyle mi?

Hiçte!

Bu yarışmayı organize edenlerin geçmişi ve medeniyetten ne anladıkları önemli.

Yarışmayı organize eden zatın hangi ahlaki boyutlarla bilindiğini ve kendine yakıştırdığı medeniyet tanımını merak eden varsa; “internete” bir göz atsın.

Medeniyet diye kast ettikleri şey ‘baldırı çıplaklık’ ise.

Ki genç kızlardan özür diliyorum!

Ama onların bedenlerini sergilemek ise bunun adı medeniyet değil ancak vücut pazarlığı olur.

***

Bu vücut pazarlığı yapanlara ne denildiğini de halkımız iyi biliyor?

O tabiri halkımızın takdirine bırakıyorum.

Böyle bir yarışmayı Ankara’da, İstanbul’da ve bu alanlarda aşina olmuş başka kentlerde yapabilirdiniz?

Kimsenin de diyeceği olmazdı.

Ama siz özellikle Nisan ayının kutsallığına rağmen Diyarbakır’ı seçmeniz; “manidar”!

 

***

Bikini giydireceksiniz,

Şov yapacaksınız,

Vücut neşriyatında bulunacaksınız.

Allahın vermiş olduğu mahrem güzellikleri “beğendirmek” için, kırıttıracaksınız.

Ve sonra;

İnancımızın, değerlerimizin, gelenek ve göreneklerimizin “kabulü” mümkün olmayan, hal-i rezillikle.

Adına “medeniyet” deyip, işte “kariliceler” diyeceksiniz.

Yılın “güzeli.”

Ha bir de etkinliğin sonuna bir de “barış” kelimesini eklemişsiniz.

Barış sürecine destek mahiyetinde.

Sevsinler!

“Sizdeki medeniyete bağlı barış” söylemi bu ise.

***

Bilmeniz gerekir!

Bu kent 15 asırdır duruşu, ahlaki yapısı ve dini değerleri belli olan kadim bir kenttir.

Burada ahlaki erozyon yapmak isteyenlerin sinsi planlarına sessiz kalamayız.

Kalmışta değil.

Diyarbakır böyle ahlak dışı organizasyonlarla değil tarihi eserleriyle, sporuyla, turizmiyle, dini değerleriyle gündeme gelmelidir.

Bunlar mı daha iyi tanıtım olur.

Yoksa 17 ülkeden gelen genç kızların vücutlarının ulu ortaya serilmesi mi daha iyi tanıtım?

Karar sizin.

***

Şayet;

Buna medeniyet diyorsanız!

Mehmet Akif’in ifadesiyle ‘Batsın medeniyetiniz. Tek dişi kalmış canavar’ misali.

Bu ahlaki kimliğe sahip medeniyettiniz.

Ve bu paraleldeki, zihniyetiniz bize göre değil ve bizim değil.

Bizim medeniyetimizde başka şeyler var.

Zaten, bunu da siz anlayamazsınız?

***

Ha buarada.

Bir de;

Ulu orta, “yalanınız” neye hikmet?

Basın açıklamasında.

Tanıtım billboardlarında, “organizasyona” destek verenleri sıralamışsınız kimseye de haber vermeden.

Nitekim;

Dün bu ayıbınızı, Diyarbakır’ın gözde sivil kuruluşu olan, DTSO yüzünüze vurdu.

Osmanlı şamarıyla!

***

DTSO Başkanı Remzi Can açıkladı.

Dedi ki,

“Biz ne organizasyona destek vermişiz.

Ne herhangi bir sözleşme imzalamışız.

Ne de, bizden “ismimizin” zikri yönünde, izin alınmıştır.”

Yani; maddi ve manevi hiç bir destek verilmemiş.

Peki; neden bu “yalan”.

Eee.

Yalana bağlı “medeniyet” anlayışının icraatı bu!

***

Buarada sakın ha, “baldırı çıplaklık” halde, kızları türbelere.

Hele ki;

Hazreti Süleyman’a,

Ya da 5’inci Haremi Şerif olan Ulu Cami’ye kimse götürmesin.

Çünkü Göğüslerinde “Miss Civilization Of The World Turkey” bantlarıyla adeta “biz buradayız” diyerek o camiye toplu halde duaya giderse önce ilgi çekerler sonra tepki alırlar…

Şov için Mübarek zatları ve mübarek yerleri “emellerinize” alet etmeyin.

Netice itibariyle derim ki.

En hayırlı iş; bu rezaletin başlamadan sona ermesi!